Ortadoğu da dengeler uzun bir süredir İran ile Suudi Arabistan arasındaki ilişki,çelişki ve çatışmalar üzerinden belirleniyor.Türkiye uzun bir müddet çatışmaların dışında kaldı,hatta zaman zaman arabuluculuk yapmaya soyundu.Dış işlerindeki temel stratejisi ''komşularla sıfır sorun'' olan Türkiye bu bağlamda Şam ,Bağdat,Tahranı sık sık ziyaret ediyor ve Ankara da bu ülkelerden ziyaretçilerini ağırlıyordu.Hükumet bu politikalar sayesinde sadece içeride değil,bölge ülkelerinde de ilgi ve itibar elde etti.Özellikle Arap sermayesi için en cazip pazar haline gelmişti.Batı ülkelerini kendilerine mekan belirleyen Arap turistler için artık Türkiye vardı.Bütün bunlara ''one minute'' ve Mavi Marmara nın yankıları da eklenince gerek Başbakan Erdoğan gerekse Dış İşleri Bakanı Davutoğlu nun yıldızı Ortadoğu da daha da parlamaya başladı.Şüphesiz Türkiye için en fazla dikkat edilmesi gereken ve tehlike arz eden ülke İrandı.İranın nükleer krizle uğraştığı günlerde ,Türkiye bölgedeki en büyük rakibine ,Amerika,AB ve İsrail e rağmen destek verdi. Kanı kanla yıkamayı tercih eden,kendi Ortaçağını bitiremeyen Ortadoğu da maalesef büyük iddialarla başlayan,çok taraflı,çok ortaklı yapıcı politikalar neredeyse bütünüyle çöktü.
Bir gün geldi ki İran a destek veren Türkiye,topraklarında İran a karşı olduğu bilinen füze kalkanının kurulmasına izin verdi.Ardından yavaş yavaş Türkiye bölgede yalnızlığa düşmeye başladı.Yalnızlığın başlangıç noktası Suriye.Halk isyan edene kadar Suriye’de darbeyle iktidara gelen Beşar Esad ile çok yakın ilişkiler içerisinde olan Türkiye,isyanın ardında Suriye krizine birden angaje oldu ve ilk günden silahlı direnişe destek verdi.Geçmişi muhasebe yapmak gerekirse Afganistan da ki sivil katliama seyircisiz,Pakistan iç kargaşasına etkisi olmayan ve Irak işgalinde kendi topraklarının kullanılmasına izin veren ''bir koyup üç alacağız'' diyen Türkiye,Suriye iç savaşında belirleyici bir yol üstlenmeye çalıştı.Belli ki Esad yıkılınca yerine Mısır ve Tunus da olduğu gibi islamcıların liderliğinde yeni bir rejim inşa edilecek bu da Ankara nın nüfuz alanının genişlemesi anlamına gelecekti.Esadın yıkılması için hafta, hatta gün sayanlar vardı nitekim sonuç beklenildiği gibi olmadı.Türkiye nin bölgede iyice yalnızlaşmasına sebep olan bir diğer olay ise Mısır darbesi oldu.Sanıkla gelen tek Arap lider olan Mursi nin arası Türkiye hükumeti ile çok iyiydi.Başından itibaren sandığın dolayısıyla Mursi nin meşrutiyetini savunup darbeye itiraz eden Ak Parti hükumeti karşısında sadece General Sisi ve destekçilerinden ziyade bölgede uzun zamandır birlikte hareket ettiği Arabistan başta olmak üzere körfez ülkelerini tabi bu arada Amerika ve AB yi görünce,sadece başbakanın meydanlarda destek amaçlı Rabia işareti yapmasıyla yetindi.
Ortadoğu da sürekli değişen dengelere uyum sağlamak çok zor.Türkiye bu politikalarda dünyanın durduğu yerden tamamen farklı bir yerde,gittiği yönün aksinde ısrar ediyor.Türkiye savunduğu değerlerde ve politikalarda yapayalnız . Şam da ki ölü çocuk resimlerine,Mısırdaki katliamlara ve halkın çoğunun istemediği yönetimlere bakıldığında,yalnızlığının haksız olduğunu söylemek güç ama bazı kesimlere duygusal gelen bu politikalar umarım devletin uzun vadeli hesaplarına aykırı değildir.
TALHA MIRIK
https://twitter.com/tlhmrk
talha_mirik@hotmail.com
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.