Büyük Türkiye
Eski politikacılar Türkiye'nin küçüklüğüne inanmışlardı.
Böyle devam eden bunu siyaset geleneği haline getirenler hala küçük devletmişiz gibi siyaset yapmaya devam ediyorlar. Devlet büyüdü, büyüyor, büyüyecek. Türk Devleti artık Hasta Adam değil. Hasta adam iyileşti. Bunun gereklerini bilip siyasetimizi artık buna göre değiştirmemiz uluslar arası alanda bütün kozlarımızı kullanmalıyız.19.yyda Batı karşısında kaybetmiş bir devlet psikolojisinden kurtulmalıyız.”Büyük Türkiye”yi yeni neslin ümidi yapmalı ve bu ümidi gönüllere işlemeliyiz. O ümidi kazanmak ve mümkünlüğünü hayal etmek bu ülkenin geleceğini teminat altına almak demektir.

Peki, nasıl Büyük Türkiye’yi inşa edeceğiz?
Bu büyüme ekonomik, askeri ve kültürel alanda olmalı, ecdadımızı hatırlayarak bundan güç almalı, özgüvenimizi kazanmalı ve önyargılarımızı kırmalıyız. Aydınlarımız ilk önce bunu kazanmalı Hasta Adam psikolojisinden kurtulmalıdırlar. Ama bu büyüme olurken Türkiye’yi yabancı fikirlerin kucağına değil öz be öz Türk fikirlere bırakmalıyız. Çünkü Türkiye’yi bizden iyi, bizden çok kimse düşünemez. Eğer yabancı fikirlerin etkisinde kalırsak nasıl ince kıyafetler ekvatorda işe yarıyor da kutupta zehir etkisi yaratıyor biz de bunun gibi bir zehirlenmenin içine düşmüş oluruz.

Yarınlar nasıl olacak?

Bütün bu gelişmelerin arkasında, Türkiye'nin değişim gücünün bulunduğu açıktır. Bu değişim, devlet ve toplum arasındaki ilişkilerin yeni bir yapıya dönüşmesini sağladıkça, toplum kendi farklılıklarını, kendi zenginliğini ifade etme fırsatı yakalamış, "toplumsal merkez" harekete geçerek, bin yıllık birikimiyle yeni bir hareket kazanmıştır.

Bugün

Büyük Türkiye idealine doğru, 50 yıl öncesine göre, daha yakın olduğumuz açıktır. Türkiye neredeyse bütün bağlarını kopardığı kendi kültür coğrafyasında, bölgesel güç merkezi haline geldikçe, ekonomisi harekete geçtikçe, siyasette son süz milletin oldukça, bu ideale her geçen gün daha fazla yaklaşacaktır.

Türk Milletiyle daha iyisine doğru…