ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

Acizliğin dayanılmaz cazibesi

M.Tarık Koç

12 Nisan 2013 Cuma 14:49
  • A
  • A

Günümüzde insanlar huzurevi ziyaretlerini bu ziyareti yapsalar da yapmasalar da çok önemserler. Bayramlarda huzurevleri dolup taşar, genci yaşlısı ellerinde ucuz pahalı hediyelerle yaşlıları ziyarete giderler. İnsanlar acaba acıdıkları için mi yoksa saf sevgi ve şefkat besledikleri için mi buraları ziyaret eder konusu hiç düşünülmez, göz ardı edilir. Acımak öyle bir melanet ki insanı karşısındakinin gözünde insan olmaktan çıkartır yavru kediye dönüştürür adeta.

Acaba sevgi demek bu mudur? Şefkat demek bu mudur?

Acımanın karşı konulmaz bir sonucu mudur yaşlılara belirli zamanlarda belirli bir ‘’iyilik yapma’’ duygusuna sahip olma ve bu hakka sahip olma hakkı yalnızca ziyaret edenlerde midir?

Acaba huzurevindeki korunmaya muhtaç ninelelerimizden herhangi birisi yahut kaçı çıkıp da bu acıma kokteyline karşı çıkıp siz kimsiniz de bize acıma hakkına sahipsiniz demiştir. Bütün bu tersten yaklaşım tarzımın asıl amacı şudur: İnsanlarımız maalesef her zaman kolay olanı, kendileri için en zahmetsiz olan ‘’iyiliği’’ tercih etmektedir. Kardeşi ile miras kavgası; rekabet yüzünden en yakın arkadaşıyla yarış içerisinde olan insanımız hırs, öfke, üstün gelme arzularının esiri olmuşken bu gibi kötü hasletlerini kökten çözüp düşmanlık beslediği insanlarla barışmamakta, buzları eritmemekte, ayak kaydırma yarışında bayrak taşımada bu kadar ısrarcıyken, diğer yandan kolay olana yani acizliğin dayanılmaz cazibesine kapılıp gezi gibi giderek hastane ziyaretlerinde hastalara iyi dileklerde bulunmak, huzurevlerinde yapmacık ve üstünlüğün üstün gücünden destek bularak şefkat gösterir gibi yapmak toplumumuz için artık yapaylığın ne boyutlara geldiğini göstermektedir.

Altındaki cipin değerini daha iyi anlamak, sahip olduğu villanın ne kadar değerli olduğunu ve herkeste olmadığını kendi içinde kendine bir kez daha anlatmak ve sahip olduğu ‘’aşırı lüks’’ nimetlerin tadını daha iyi çıkarabilmek için maalesef insanlarımızdan bazılarının bu tarz rutin huzurevi ziyaretlerinin önüne engel konulması gerektiğini düşünen biri olarak ben huzurevlerinin birer ‘’acıma tablosu’’ olmadığının anlaşılmasını istiyorum ve insanların sömürülmesine karşıyım. Yıllardır beraber büyüdüğü çocukluk arkadaşıyla basit bir sebeple küsüşebilen, işyerinde takım arkadaşının başarısını onun hakkında onun hak etmediği dedikodular çıkararak karalayabilen bir insanın asıl amacı rakibi olarak gördüğü kişinin kendine has özelliklerini ortadan kaldırarak onu acizlik seviyesine indirmektir son kertede.

Acizliğin olduğu yerde acıma beraberinde gelen ancak dosttan da düşmandan da gelen bir tepki olarak birdenbire oluşuverir. Acımayla gelen yakınlıkların, sözde iyiliklerin ortaya çıkması kolay olduğu için tercih edilmesi de kolaydır. Çünkü karşınızda rakip diyebileceğiniz bir ’’ BEN ‘’ kalmamıştır. İşte ben acıma duygusuyla insanların karşıdakini düşünüyor, önemsiyor, derdini dinliyor gibi yapma hakkına sahip olmadığını düşünüyorum. Bu noktada olmazsa olmaz gereklilik insanların bilinçlenerek, kendini başkalarına ezdirmemesi gerektiğine, uğruna bir takım iltifatları, hediyeleri, gülücükleri kabul etmemesinin şart olduğuna inanıyorum. Ancak bu tarz tepkilerle toplum kendine gelebilir, bir takım insanların iyilik kisvesi altında belirli gün ve saatlerde medya eşliğinde huzurevlerinde, topluca yapılan hastane ziyaretlerinde yaptığı sözde ‘’alkışlanası’’ toplumsal dayanışma davranışlarının temelde nasıl bir bakış açısından doğduğunu fark edip bu yanlıştan dönerek samimiyet eksenine doğru kayma gereği duyabilir.

Burada tamamen dostane bir şekilde yapılan ziyaretleri, gücünü acımadan değil ben de bir gün bu duruma gelebilirimden alan, dayanağı üstünlük değil eşitlik olan bakış açılarını yukarıda anlatmış olduğum diğer insan güruhunun niyetinden ayırarak tenzih ederim. Elbette özel bir kesimin huzur evi, ve hastane ziyareti gibi sosyal işleri tam da olması gerektiği gibi devam etmekte ve gücünü acımanın dayanılmaz ve kolay erişilir cazibesinden almamaktadır.

YORUM YAZ
TOPLAM 1 YORUM

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.

  • - Halil öNEM:18 Nisan 2013, Perşembe 14:51

    Gerçekten ilginç bir yazı olmuş