ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

Suriyeli mucahidim savaşın Muhammed'i mi?

the imam

14 Mayıs 2013 Salı 21:38
  • A
  • A

Dünkü yazımızda islam nazarında savaşın nasıl olması gerektiği üzerinde önemle durmuştuk.

Bugün ise savaş hukuku ile ilgili yegane örnek olan efendimizin uygulamalarını esas almak suretiyle bugün islami coğrafyada etkili olan sözde arap baharı; aslında avrupanın dünya üzerinde yeni pazarlar yaratma , müslüman halka kendi sapık fikir ve ideolojilerini yayma projesini konuşacağız.. İslam ülkelerinde kanın gövdeyi götürdüğü bu karanlık ortamda Muhammedi savaş prensiplerine uyan bir müslüman modeliyle mi, ;yoksa nefsine esir olmuş,maşa vazifesi gören sözde mücahid müslüman rol ile mi karşı karşıyayız onu gö(ste)rmeye çalışacağız..

Öncelikle şuna karar vermek durumundayız... Bİz hangi peygamberin ümmetiyiz?

Hayber gazasında barışın yapılmasından sonra bazı Müslüman askerlerinin haddi aşarak yağma ve talana başladıkları Yahudilerin lideri tarafından "Ya Muhammed, sizlerin eşeklerimizi kesip meyvelerimizi yemek ve kadınlarımızı dövmek hakkınız var mı?” şeklinde şikâyet konusu edildiğinde, derhal askeri toplanmasını emreden, onlara "Şüphesiz Allah, onlar size üzerlerindekini (cizye ve harac mükellefiyetini) verdikleri takdirde Kitap ehlinin evine izinsiz girmenizi, kadınlarını dövmenizi ve onların meyvelerinden yemenizi helal kılmamıştır." diyen ,

çeşitli dinlere ait ibadethanelerin korunması, yani dinî ve kültürel varlıkların muhafaza edilmesi,İçinde kutsal toprakların, havra ve manastır gibi ibadet yerlerinin çok olduğu Suriye tarafına gönderilen ordulara Hz. Peygamber'in din adamlarının öldürülmesini yasaklayan talimatlar veren,

Hayber ganimetleri arasında ele geçirilen Tevrat nüshalarını imha etmeyerek sahiplerine geri veren,

Mekke'nin fethinden sonra; yıllar önce O'nu (asm) taş ve tükürük yağmuruna tutarak, kendi anlatımıyla "hayatının en acı gününü" yaşatan Taif'i kuşatıp,Düşman teslim olmak üzere olmasına rağmen, Kuşatma uzayınca Taif'te açlıktan ölümler başlayınca kuşatmayı kaldıran Halkının açlıktan ölümü sayesinde bir şehri teslim almaya gönlü razı olmayan,

Mekke'yi fethetmeye giderken ordusunun yolda hiçbir hayvana,bitkiye,hububata zarar vermemesini emreden,

Uhud'ta şehid düşen bir Müslümanın oğlu, aynı gün akşamüstü yaralı ve acılı bir şekilde baban nerede diye sorduktan sonra babam şehid oldu cevabını verip hüngür hüngür ağlayan çocuğa ""İster misin? Ben baban olayım, Ayşe'de annen olsun." diyen ,

Hutbede iken ağlayan bir çocuğun sesini duyup inip onu kucağına alıp seven ,

cennet reyhanlarım dediği Hasan ve Hüseyin namazda sırtına çıkınca onlar inmeden secdeden başını kaldırmayan ,

ve daha sayamayacağım derecede çok merhamet örnekleriyle donanmış üsve-i hasene olan

HZ.MUHAMMED MUSTAFA (SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM)'İN Mİ

YOKSA...

hiç bir insani,ahlaki kural tanımayan yakıp yıkmaktan yağmalamaktan orduları ile moğolistan bozkırlarını ,o zamanki bilinen dünyayı talan etmek niyetiyle terkeden dokunmayacağım deyip teslim aldığı savunmasız şehir halklarının kafataslarından kaleler gibi yığınlatıp zevkle seyreden tarihin en acımasız ve gaddar zalimlerinin çapulcu ve vicdansız barbarların mı takipçileriyiz.??

SURİYE'DE GÖRÜNEN TABLO ...

Humus’ta petrol sondaj makinesi söküldü, TIR’larla taşındı. Çıkış yeri büyük ihtimalle Cilvegözü. 15-20 milyon dolarlık makine Birleşik Arap Emirlikleri’ne 1 milyon dolara satıldı.

4 ay önce Halep’in sanayi bölgesi Şeyh Neccar’da Kürt işadamı Muhammed Seydo’nun kot fabrikasını basan bir grup para karşılığı tesisi koruma sözü verdi. Aslında değişen haraççıydı. Önceden rejimin memurlarına verilen para bu kez silahlı gruba gidiyordu. Sonra ikinci bir grup geldi, onlar da Seydo’yu haraca bağladı. Ardından iki grup hâkimiyet savaşına tutuştu. Sonuç: Biner metrekarelik 4 katlı fabrika yandı, bitti, kül oldu!

Şeyh Neccar’ın dışında sahibinin “Tüm varlığımın kaynağı, gözbebeğim” dediği balata fabrikası söküldü. Makinelerin nereye götürüldüğü ve kime satıldığı meçhul.

Ahrar el Şam adlı silahlı grup Halep’in en büyük zeytinyağı fabrikalarından birine el koydu. Stoktaki 1000 ton zeytinyağı ‘fabrikayı koruma bedeli’ olarak götürüldü. İki ihtimal var ya dağıtıldı ya da Cilvegözü’nden Türkiye’ye sokuldu. Rivayet o ki Suriye’den getirilen yağlar litre başına 1-1.5 TL arasında satılıyor.

Kaide ile bağlantılı Nusra Cephesi, Halep-Şam yolu üzerindeki Alebi tekstil fabrikasına el koydu. Nasıl olduysa makineler söküldükten sonra fabrika yandı. İki ihtimal var: Ya fabrikanın Beyrut’taki sahibi Muhammed Alebi makineleri taşıdı ya da yağmalanıp satıldı. Fabrikanın müdürüne göre “makineler patronda değil.”

Semiramis ailesinin gömlek üreten fabrikası boşaltıldı. Makinelerin nereye gittiği bilinmiyor.

SON GÜNLERDE SIKÇA GÖZÜMÜZE ÇARPAN BİR ŞEY ; KALBİ SÖKÜLÜP ÇİĞNENEN BİR SURİYE ASKERİ VARIN DÜŞÜNÜN HANGİ TARAFTA DURUYOR BENİM SURİYELİ MÜCAHİDİM ???

BUNLARI YAZARKEN ASLA VE ASLA ŞEBBİHALARI ACİLCİLERİ ZALİM SINIFLARI AKLAMAK GİBİ BİR DERDİM YOK TEK DERDİM "EY MÜSLÜMAN SAVAŞACAKSAN DA MÜSLÜMANCA SAVAŞ.... "

YORUM YAZ
TOPLAM 1 YORUM

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.

  • - ersin kaçmaz:16 Mayıs 2013, Perşembe 10:28

    ellerinize sağlık hocam