Sayın Nişanyan’ın, gözlerini büyüterek, ve ağzını bir tenor kıvamında açmak suretiyle yapmış olduğu ve ağzından çıkan her kelamın doğru olduğu kanısına varan Züppermen egosundan bahsetmek istemiyorum bile. Belki de aynı meşrepten olmamızdan dolayıdır. Hani mıknatısın aynı kutupları bir birini iter ve birleşmek istemez ya. Öyle bir anti-pati uyandırıyor zat-ı muhterem bünyemde, son konuşmaları ile…

Sevan bey bir süredir Müslümanlara ve İslam’a takmış durumda. Üstelik bu fikriyatı beyan ederken ki üslubuna da şöyle bir kalıp buluyor; “Ben söylediğim şeylerin doğru ya da gerçek olduğunu bilemem, ama karşımdaki insanı incitip kırabileceğini düşünmeden fikrimi beyan etme özgürlüğüne sahibim”. Vay anasını sayın seyirciler. Demokrat denince benim aklıma önce “nazik insan” geliyor. Fikrini beyan edersin tabii ki. Farklı fikirlerin olması toplumları geliştirir diye de öğrendik biz ama, bu hazımsızlık, bu kabadayılık, bu haddini bilmezlik Sevan beye nereden miras, inanın bilemiyorum.

Beyefendi İslam’ın çağa uymadığını ve hurafeler üzerine kurulu bir yapıya sahip olduğunu belirtiyor. Bu açıklamaları neden yaptığını da bilmek mümkün değil. Bu ülkenin Müslümanları acaba Sevan beyi müçtehit olarak gördüler de, aydınlanmak için başvuru mu yaptılar? Size ne Sevan bey! Siz bu inanç sahiplerini ne kadar üzüp, yaraladığınızın farkında mısınız? Din, kalbin derinliklerinde yaşanan, en masumane duygular bütünüdür, hatta temelidir. Bu mahremiyete girme cesaretini kendinizde nasıl buluyorsunuz? Üstelik sizin gibi yaşı deneyimlerle sabit birinin, yeni solcu olma heyecanı ve rehaveti ile kapılmış olduğu, o vahim din karşıtı duruşun aykırı olmak anlamına geldiğini, ve marjinal olmanın arkadaşlar arasında şahsı bir adım öne çıkarabilme ihtimali üzerine kurulmuş bir yaşam felsefesini düstur edinmek gibi bir lükse sahip olmadığınız kanısındayım.

Her şeyi bir kenara bırakıp, Taraf gibi, Müslümanların, demokratların, ateistlerin ve daha bir çok çevrenin okuduğu, aydınlandığı bir gazetenin okuyucu kitlesini, ergen agresyonu içeren tavırlarınızla azalttığınızın da farkına varmanızı rica ediyorum. Gazetenin başındaki Ahmet Altan’ı kendinize rol model olarak seçmeniz gerektiği kanısındayım. En azından ahlakını, ve fikirlerini kaleme alırken ki nezaketini kendinize düstur edinirseniz, bu ülkede daha fazla kişi sizi dikkate alır diye düşünüyorum. Çünkü siz gerçekten değerli bir kalemsiniz.

Bu nahoş tavrınız ile, şu an olduğu gibi, inançlı insanların tepkisini çekiyorsunuz. Maalesef bunların bir çoğu size küfürle ve hakaretle karşılık veriyor. Doğru değil tabii ki. Ancak yukarıda da bahsettiğim gibi, siz onların mahremiyetine paldır küldür girdiniz. Bunu bilerek ve isteyerek yaptığınız paranoyasına kapılmıyor da değilim. Hani, ben böyle konuşayım, sonra Müslümanlar bana saldırsınlar, ben de hakarete uğramış, faşist Müslümanlar tarafından linç edilmiş bir Ermeni azınlık olarak sahnedeki yerimi alayım tavrı gibi. Lütfen sizin için böyle düşünmemize izin vermeyin. Daha da kötüsü, sizin birilerinin maşalığını yaptığınız kanısına varmamıza müsaade etmeyin!