Yeni bir dirilişin ayak sesleridir bu. Ülke olarak büyük bir doğum sancısı çekmekteyiz. Dünya ise hala doğurduklarından çekmekte ve çektirmektedir. Dünya Savaş tahtası olan niye mazlumlara olmakta. Küresel güçlerin sömürü düzeni toplumun ayrışmasına ve parçalanmasına giden yolu açmasında ibaret. Artık bu gidişata dur demenin vakti değil mi?

Ülke olarak mevcut potansiyelimiz ve eskiye dönmemiz vakti gelmiştir. Ülke olarak Teknoloji alanında , Eğitim alanında, Üretim Ve Ar-ge alanda köklü reformları ile Dünyadaki dengeleri bozacak tekrar ipleri alabileceğimiz farkına varalım. Toplum olarak üretim odaklı nesilleri temelleri atılmadır. Her birey ürettiği ile yarının huzur ve refah seviyesi yükseltir. Kendi içimizde birbirimiz ile kavga etmemiz bize zarardan başka bir şey getirmez. Toplum her kesimi işine sahip çıkmak zorundadır. Bu yükü sırtlayacak nice bireyin var olduğunu bilmekteyiz. Uzlaşı, sağ duyu biraz da çalışma hırsı dünya dengeleri alt üst etmemize yeter ve artar. Ülke ilk etapta periyodik olarak üretim stratejisi planları devreye girmelidir. unutmayalım ki üretmeyen toplumlar yok olmaya başka toplumlara ve milletlere muhtaç kalırlar. Bu tabulaşmış düzenin tekrar diriltmek için bütün imkanlarımız ile gecemizi gündüzümüze katarak yarının temellerini atmalıyız.

Ülke olarak Dünyadaki mal ve hizmet üretimimiz \%1 civarındadır. Bu \%1'lik durumu \% 5'lere ardında \% 15'lere çıkarmamız gerekmiyor mu? Yarının Türkiye'si Çin'e, AB Ülkelerinden ithalat değil ihracat yapacak konuma getirmemiz gerekmiyor mu? Yarının Dünyası Sadece Türkiye'nin Liderliğinde Bütün bir İslam Coğrafyasının yeniden canlanması ve dirilmesi için kolların sıvamanın vakti değil mi?