ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

Tarafsal algı

Veysel VEYSEL

08 Nisan 2013 Pazartesi 22:21
  • A
  • A

Algı sesiz bir silahtır. İnsanı derinden ele geçirir. Etrafta ki bir çok unsurdan daha tehlikelidir. Tarih ve kişilikler ise algı tarafından en fazla hasara uğratılan şeylerdir. Geçmişin veya bireyin tutum, davranış ve söylemleri algı mekanizmamız tarafından yorumlanarak göstereceğimiz olumlu veya olumsuz tepkiyi doğurur.

Mehmet Akif Ersoy’un yazdığı İstiklal Marşını okuyunca göğsümüz kabarır. Milli şairi yüceltiriz. Lakin aynı ismin Mustafa Kemal Atatürk ile karşılatırıldığını görünce olumsuzluk bulutu belirir tepki olarak içimizde. Resim yer de değiştirebilir. Mustafa Kemal Atatürk’ü görürüz resimde. Hz. Muhammed (S.A.V.) mezarını koruma adına bir telgraf çeker. Seviniriz, severiz. İş gelir Şapka Kanununa ve olumsuzluk bulutu belirir tepki olarak içimizde yine.

Aslında algısal problemlerden dolayıdır sevinç ve öfkemiz. Başbakan çıkar “dindar bir gençlikten” bahseder. Muhaliflik uğruna sayarız saydırırız cümleleri. Aynısını yaklaşık 80 yıl önce Mustafa Kemal söyler dirsek altı yapar saklarız.

Toplumsal mekanizmalar üzerinden oynamalar ile devam eden düzenlerde algı belirleyici en önemli etkendir. Algıyı şekillendiren ve güçlendiren olgu ise taraf olmaktır. Oysa ki bir renge ait olmadan ortada durmak algıyı yüzeylikten doğruluğa çıkaracağı gibi hata yapmamızı da engelleyecektir.

Bir Cumhurbaşkanı’nın adı doğduğu şehirde ki Üniversite’ye verilir tepki çıkmaz lakin karşı tarafta olan bir Başbakan’ın adı doğduğu şehrin Üniversite’sine isim olarak geçecek olursa tepkiler bir bir ortaya çıkar.

Ya da bir gazete tarafı olduğu Başbakan’a “ben de sendenim” dercesine karşı tarafta gördüğü Atatürk ile alakalı bir haberi manşetten verir. Aslında bilmez o Başbakan’ın taraf olmadığını, karşı tarafta gördüğü Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet Devletine halkın büyük bir çoğunluğu tarafından Başbakan olarak seçildiğini.

Recep Tayyip Erdoğan’ın tarafı olarak algılanan isimler bir hata yaptığında ayaklanır laikçiler, “devlet elden gidiyor” söylemlerini dillendirirler. Unuturlar Nene Hatun’un bu ülke adına yaparken giydiklerini. Unuturlar ve onun için indirirler otobüsten Türbanlı vatandaşlarımızı. Çünkü onlar karşı taraftandır.

Mustafa Kemal Atatürk’ün tarafı olarak algılananlar bir hata yaptığında ne yapılır peki? “Din elden gidiyor” nağraları yükselir bu defa da. Unuturlar İsmet’in uygulamalarında Atatürk’ün hatası olmadığını, o dönemde yaşamadığını. Zalimlikle suçlarlar. Çünkü o karşı taraftandır.

Mustafa Kemal Atatürk ile Recep Tayyip Erdoğan’ın benzer noktası nedir peki? Benzer noktası yanlış algılanmaktır. Bunu da algının etkisinden kurtulduğumuz zaman öğrenebiliriz sadece.

Dün Mustafa Kemal tek adamdı bugün Recep Tayyip.

Dün Mustafa Kemal devrimleri yapandı bugün Recep Tayyip.

Dün Mustafa Kemal yanlış anlaşıldı cahillerce, taraflarca bugün Recep Tayyip.

Dün Mustafa Kemal arkadaşlarının hatası yüzünden sorgulanırdı bugün Recep Tayyip.

Dün Mustafa Kemal hata yapabilen bir “insandı” bugün Recep Tayyip.

Dün Mustafa Kemal halka halkın ağzıyla konuşurdu bugün Recep Tayyip.

Dün Mustafa Kemal hedef alınırdı dış mihraklarca bugün Recep Tayyip.

Dün Mustafa Kemal suikastle öldürülmek istenendi bugün Recep Tayyip.

Dün Mustafa Kemal halkın seçtiği önderdi, liderdi bugün Recep Tayyip.

Ben karşılaştırma ya da kıyaslama yapmıyorum. Ben sadece benzetme yapıyorum. Bence hepimiz tarafsallıktan ve taraftarlıktan kurtulmalı ve buna bağlı algımızın bizi şekillendirmesine izin vermemeliyiz. Sadece düşünmeliyiz. Emin olun düşündükten sonra yapmamız gereken şeyleri öğreneceğizdir.

YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.