zaman bundan on dört asır önceydi...!
gök milyonlarca melek ile dolu ışıl ışıldı
ay her gecesinden daha şarık daha ruşen'di.
sanki birini bekliyorlarda
rukuda secde eder gibi sessizce.
ya yeryüzü..!
O daha heycanlıydı sanki
bir yerde sular kururken
bir yerde sular taşıyodu benliğini aşar gibi,
bir yerde toprak çökerken,
tanrı dedikleri taş'tan toprakan putları çöküyordu boşalan yere
sanki sanki
mezar oluyordu onlara o çöken toprak...
bir yerde yanan binlerce yıllık ateş sönüyordu
bir yerde sağa sola kaçan insanlar
bir yerde sarayları yerle bir, putları tarumar olmuş
ölüm korkusu kalplerine girmiş
tacı başından düşmüş ve ben hala tanrıyım diyen zavallı krallar.
zaman karanlık bir geceydi,
karanlık beyinlerin hükmetiği
zalimlerin cirit attğı günahın içinde bir zamandı.
İşte öle bir zamanda..!
Öksüz,yetim bir nur doğdu dünyaya
Ay’dan parlak yüzlüydü
güneş’ten sıcak kalpliydi
gül’den güzel kokuluydu
cennet kokar gibi…
o doğan nur’du güşeş’e bakılmayacak kadar nur yüzlü
o doğan nur’du ateş gibi etrafındakileri ısıtan
o doğan nur’du su gibi saf ve teremiz
hayatının her döneminde
O’nun doğuşuyla
Gök yüzünü hayat,
Yer yüzünü bereket kapladı
kalplere huzur,
yüreklere adalet,
inançlara iman,
sevgiye sadakat verdin
şimdi insanların ilaç gibi aradığı güzel insan…!
kalplere sığmayıp, gönülleri aştın ,
bedenlere hayat verdin,
ölümlere can verdin yaa ne nebi..
yaşar ömgen
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.