''Mevlana Celaleddin-i Rumi Hazretleri sabah namazına kalkar. O gün çok endişeli, mahzun ve telaşlıdır. Talebeleri şaşırır ve üzülürler.
Mevlana Celaleddin (K.S.) Sabah namazını alışılmışın dışında, her zamankinden daha hafif kıldırır. Kısa sureler okur. Evrad-ı Tesbihatın yarısını yaptırmaz. Sanki cenaze namazına geçilecekmiş gibi bir hal vardır mescidde! Her şey kısa tutulmakta, kısa sureler okunmakta, her sabah namazından sonra İşrak vaktine kadar uzun uzun okunan dua ve zikirler, evradlar okunmamaktadır
Mevlana Celaleddin-i Rumi Hazretleri sükut ederek namazını tamamlar. Yerinden kalkar ve koşa koşa mescidinden çıkıp gider. Talebeleri de peşinden fırlarlar. Korku içinde hocalarını aramaya başlarlar. Sanki kıyamet kopmak üzeredir.
Ya da acil baskın yapmak üzere olan düşmanın hışmından kaçılmaktadır. Mevlana Celaleddin (Rh.A.) önde talebelerden yetişebilenler arkada, ötekiler istikamet tayini ile meşgul bir halde.
Endişe had safhada! Bir müddet böylece koşuştuktan sonra herkes hocalarının nerede olduğunu ve nereye gittiğini anlayıp çevresinde toplandıktan sonra hakikat anlaşılır.Mevlana Celaleddin-i Rumi bu gün idam edilecek bir gencin son anlarına yetişmek için acele etmektedir.
Kan ter içinde kalmış bir halde Cezanın infaz edileceği alana yetişir. Fakat olan olmuş ve idam tamamlanmıştır. Genç adam boynu eğilmiş bir halde ipte sallanmaktadır. Herkesi şaşırtan ve dehşete düşüren bir hadise olur. Mevlana Celaleddin-i Rumi Hazretleri gözyaşları içinde ölen gencin ayaklarına sarılmış hıçkıra hıçkıra ağlamaktadır. Hocamıza yakın olanlar hıçkırıklar arasında şu sözleri tekrar tekrar söyleyerek Mevlana (K.S.) nın ağlamakla boğulduğunu gözlerler:
Bizi Affet! Sana Yetişemedik!.
Ne olur bizi affet sana yetişemedik.!
Hakkını helal et sana yetişemedik.!
Talebeleri Şaşırırlar. Halktan tepkiler yükselmeye başlar. Herkes birbirine bakışıp lehte ve aleyhte yorumlar yapmaya başlarlar.
Biri dayanamaz ve Mevlana Celaleddin (K.S.) Hazretlerine sorar:
"Hocam bu adam cinayet işledi, zina etti, hırsızlık etti. Yapmadığı suç ve eylem kalmadı. Biz de mahkeme kararı ile onu astık. Neden ayaklarına kapanıp af dilersin?
Mevlana Celaleddin (K.S.) Başını ağlamaklı gözlerle kaldırıp Şu Cevabı Verir:
Biz ona çocukluğunda yetişebilseydik, kötülüğüne mani olabilseydik, eğitseydik bu işleri işlemezdi. Hata bizdedir. Onun için helallik diliyorum. Hakkını Helal et delikanlı sana yetişemedik.''
Eğer bir genç alkolik olmuşsa, esrara bağlanmışsa, doğru yoldan sapmışsa bunun tek sorumlusu bu genç değildir. Başta anne babası olmak üzere o genci tanıyan tüm yakınları arkadaşları bundan mesuldür. Geç olmadan yanlış yola girmiş arkadaşlarımızı, din kardeşlerimizi uyarmalı onları doğruya çekebilmek için elimizden geleni yapmalıyız. Aksi halde neden bu ülkede bu kadar yankesici var, yok efendim neden bu ülkenin gençliği sapıklık içinde diye sormaya hakkı yoktur..
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.