Son 2 senedir devam eden fakat yıllardır süregelen bir sorun ile karşı karşıyayız. Yabancı kontenjanı... Bir futbolcuyu iyi kötü yerine önce yerli yabancı diye ayıran nadir ülkelerden biriyiz. Sadece futbolcularımızın değil teknik direktörlerimizin de antrenörlük yeteneklerini kısıtlayan bir kural bu. Bir teknik direktörün görevi takımının hedefleri doğrultusunda yarışmak mıdır yoksa sezon içinde değişken form grafiklerini göz ardı edip bu dar yerli havuzunda kötü performans gösteren yerli oyuncuyu yeri garanti olduğuna inandırmak mıdır? Önce bu soruyu soralım kendimize...

Aslında Türk futbolcusunun gelişmesi için belki de en garanti yol yabancı oyuncuların kalitesini artırmaktır. Şöyle bir örnek vermek isterim: Kadın Milli Basketbol Takımımız'ın Avrupa ve Dünya Şampiyonaları'nda yaşadığı başarılarını spor severler biliyordur. Peki sizce senelerdir yüzüne bakılmayan, 2011 yılında düzenlenen Kadınlar Avrupa Şampiyonası öncesi yayıncı kuruluşun oyuncularla röportaj yapmak ve kamp görüntülerini almak için bir özel kamera dahi göndermediği kadın milli takımımız nasıl 3 sene içinde bir ekol haline geldi? Tabii ki yakaladığımız altın jenerasyon da bunda bir etken ama bunun başlıca sebebi Türkiye Kadınlar Basketbol Ligi'nde milli oyuncularımızın dünyanın en iyi kadın basketbolcularıyla rekabet etmesidir diye düşünüyorum. Orda da sınır var ama yerli oyuncuların yabancıların seviyesinde oynamaya alışmasıyla sınır sorun olmaktan çıktı ve kadınlarımız Türk kadınının gücünü gösterdi bizlere...

Yazımı otoritelerce Spor Toto Süper Lig'de en iyi oyuncu olarak gösterilen Selçuk İnan'ın bir görüşüyle bitirmek istiyorum. "Yabancı sayısı serbest bırakılsın.Bizden iyisi gelecekse buyursun gelsin oynasın"

Saygılarımla...