Sabah namazından sonra saat 3 gibi Hakkari ilinin Çukurca ilçesine bağlı Cevizli (Güzereş) Köyüne doğru yola koyulmuştuk. Gökyüzü kapkaranlık olduğundan yamuk duran ürkütücü dağlar beni iyice korkutmuştu benim babamın da yer aldığı 6 kişilik bir grup ile Toyota Pikap(üstü açık) aracıyla ilerliyorduk. Ben o vakit aracın içinde yer kalmadığı için aracın arkasındaki üstü açık alana yerleşmek istedim ama babam aracın içinde yerin kalmadığını öğrenince bana
- Sen gelme oğlum, hadi eve git bak görüyorsun yerin yok başka sefere söz sende gelirsin.
Gitmeyi çok istemiştim çünkü oraları çok merak ediyordum ve bir anlık öfkemle ağlamaya başladım
+ Baba ne olur Arabanın arkasına (üstü açık alan) bineyim ne olur! gelmek istiyorum.
Babam yaklaşık bir dakika süreyle bana baktı ve güldü,güldüğünü görünce bende sevindim çünkü babam ne zaman bana bakıp gülse beni mutlu edecek bir şey söyler ve hiç kuşkusuz ki
- Tamam hadi gel ama kendine dikkat edeceksin görüyorsun heryer karanlık sakın uyumaya kalkma araçtan aşağı fırlarsın, hadi bin çabuk ol!
Çok sevinmiştim o an gerçekten de çok merak ediyordum Güzereş köyünü
Yukarıda ifade ettiğim gibi Yüksekova ilçesinden 250 km uzaklıktaki bir köye gidiyorduk, doğrusu babamların çok fazla bahsettiği bir yerdi belkide o yüzden o kadar merak ediyordum
Aklınıza takılan soru şu olmalı? O gece vakti niçin yola çıktınız ?, ne işiniz vardı çukurca da?
Tarih meraklısı biri olarak yaşlı bir amcadan bilgi edinmiştim. 1995 yılında Çukurca’da çıkan olaylar yüzünden devlet karar almıştı. Çukurca’nın Kazan Vadisi(Geliyê Tiyarê) içerisinde yer alan 6 köy en kısa zamanda boşaltılacaktı. O köylerde o insanların tek geçim kaynağı ineklerinden, koyunlarından aldığı süt ve tarlalarını ekerek topladıkları domates,salatalık…. Vb gıdalardı. Köyler boşaltıldı.Rastgele Kentlere dağılmışlardı insanlar çaresizce, ama Cevizli(Güzereş)lilerin hemen hemen tamamı Hakkari ve ilçelerine dağıldı, dedemin dediğine göre köyü (toprakları)nı terkettiklerinde Yüksekova ilçesine yeni bir yaşama alanı inşa etmek için gelmişlerdi. Kendileriyle beraber getirdikleri tek şey bir çadır bezi ve bir müddet idare edecek kadar beslenme malzemeleri…
Yüksekova’ya geldiğinde birilerinden borç alıp arsa almıştı dedem o arsaya da birkaç odun parçası yere dikerek çadır bezini üzerine serdi, yaklaşık bir hafta böyle yaşamak zorunda kaldılar. Dedem,amcalarım ve babam ev inşa etmek için ilçenin belirli alanlarına çalışmak için dağılmışlardı. Ee tabi şunu da göz ardı etmemek gerekir
Hakkari insanını Türkiye’de yaşayan insanlardan farkı misafirperverliği ve yardımseverliğidir. Hakkari(Yüksekova-Çukurca-Şemdinli) ye gelenler çok iyi bilir o insanların fakirlere,yardıma ihtiyacı olanlara nasıl kucak açtığını…
Yüksekova insanının yardımlarını göz ardı etmemek gerekir.
Dedem gibi binlerce hatta onbinlerce insan o durumdaydı,barınma yerleri bulmak zaman almıştı… Biran önce kendilerini toparlamaları gerekiyordu.ne tuhaf değil mi? Hayal etmek bile zor ama ne yazık ki durum buydu…
Ama en tuhaf şey neydi biliyor musun? Ben de o topraklarda doğmuştum, ben 2 aylıkken Güzereş’ten kovulmuştuk,şimdi ben yine o topraklara doğru yol alıyordum hiç görmediğim tanımadığım yerlere ayak basıyordum. O karanlık gece vakti,o korkunç dağları ve o soğuk gece vakti hiçbir şeyi düşünmeden tek başıma aracın arkasındaydım, tek korkum uyuya kalmaktı ama bu korkumu da güneşin açılmasıyla yenmiştim. Bir insanın toprağının misafiri olmasının ne kadar tuhaf,acaip ve ilginç olduğunu en iyi ben bilirim.
Şimdi yine neden tekrar gidiyorduk ?
2013 yılında devletin aldığı kararlar sonucunda yasak olan bütün köyler serbest olmuştu. Bizde 18 yıl ayak basılmayan köyümüze tarlalarımızı kontrol etmek amacıyla gidiyorduk. Erken yola çıkmıştık ki gün içinde geri dönmemiz gerekiyordu. 5 saatlik engebeli yolu bitirip,köyü ziyaret edip tekrar geri dönmemiz gerekiyordu.
Saat 8 gibi köye varmıştık. Kahvaltımızı köyde yapmak için yolda bişeyler almıştık, kahvaltıyı bir ceviz ağacı altında yaptıktan sonra her biri bir yere dağıldı.
E tabi ben babamdan ayrılmamıştım nede olsa hiçbir yeri bilmiyorum ,o esnada her adım atışımızda babama sorular soruyordum. Köyün tamamını gezmemişsek de birçok yeri gezdik ve babam birçok yeri gösterdi bana.
Çok sevinmiştim geldiğime hıı söylemişmiydim bilmiyorum, kameram yanımdaydı gördüğüm birçok yeri görüntüledim…
Çok uzatmadan noktayı koyalım…
Akşamüzeri saat 5 gibi tekrar Yüksekova’ya dönmek için yola koyulduk...
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.