Son zamanların aktüel meselesi Yezid meselesidir. Yezid’in zalim olduğu noktasında hemen hemen bütün insanların ittifakı vardır. Hatta bazı İslam âlimleri O’nun kâfir olduğunu söylemişlerdir. Fıkıh ve akaid kitaplarımızda Yezid’e lanet edilip edilemeyeceği hususunda değişik görüşler nakledilmiştir. Bütün rivayetlerde içki içtiği, katil olduğu ve çeşitli cürümler işlediği beyan edilmiştir. Ama bu rivayetlerin hiçbirinde Yezid’in insanlar üzerinde İslam’dan başka hükümleri uygulama niyeti açığa vurulmamıştır.

Allahü Teâlâ (cc) Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır: “Sonra seni din hususunda apaçık bir şeriat sahibi kıldık. Sen ona uy. Bilmeyenlerin heva ve heveslerine uyma.” (Casiye Suresi: 18) Ayet-i kerime’de bütün insanlığı bağlayıcı şeriat/kanun indirildiği beyan edilmiş ve asla başka kanunlara uyulmaması emredilmiştir. Bir başka ayet-i kerime’de de şöyle buyrulmuştur:

“Sana da geçmiş kitapları tasdik eden ve onları kollayıp koruyan Kitab’ı hak ile indirdik. Onların aralarında Allah’ın indirdiği ile hükmet. Onların arzu ve heveslerine uyarak sana gelen haktan sapma. Her biriniz için bir şeriat ve yol belirledik. Eğer Allah dileseydi sizi tek bir ümmet yapardı, fakat size verdiklerinde sizi denemek istedi. Öyleyse iyiliklere koşun. Hepinizin dönüşü Allah’adır. O, ihtilafa düştüğünüz şeyleri size haber verir.

Aralarında Allah’ın indirdiğiyle hükmet. Onların keyiflerine uyma. Allah’ın sana indirdiğinin bir kısmından seni saptırmalarından sakın. Eğer Allah’ın hükmünden yüz çevirirlerse bil ki Allah, bir kısım günahları sebebiyle onları musibete uğratmak istiyor. Muhakkak ki insanların çoğu yoldan çıkanlardır.” (Maide Suresi: 48-49) Bir başka ayette ise Allah’ın hükmüne mukabil çıkan kanunlar, cahiliyye hükmü olarak haber verilmiştir. Şöyle buyrulmaktadır:

“Yoksa cahiliyye hükmünü mü arıyorlar? Kesinlikle bilen bir toplum için Allah’tan daha güzel hüküm veren kim olabilir?” (Maide Suresi: 50)

Allah’ın indirdiği hükümleri reddeden insanlar kâfir, zalim ve fasık (Maide Suresi: 44, 45,47) olarak ifade edilmiştir.

Esed’in Sosyalist-Baas İdeolojisi’ni benimsediğini biliyoruz. Dolaysıyla Esed’e müslüman dememiz mümkün değildir. İnsanlar üzerinde müstakil bir ideoloji icat eden bir kimse Yezid’le kıyaslanamayacak derecede küfür ehlidir. Dolaysıyla bugün gerek Hizbullah Örgütü’nün gerekse de İran Devleti’nin kâfirler için savaştıklarını söylemek mümkündür. Hatta şunu açıkça söyleyelim:

Bütün akaid kitaplarında küfür dinleri tasnif edilirken ikiye ayrılmıştır. Birincisi; Yahudi ve Hıristiyanlar gibi Ehl-i Kitap kâfirler. İkincisi ise herhangi bir kitaba tabi olmayan ve ideolojilere iman eden kimselerdir. Bütün İslam âlimleri, Ehl-i Kitap kâfirlerle zimmet anlaşması yapılabileceğini söylemiştir. Ama diğerleri ihtilaflıdır. Dolaysıyla kitapsız kâfirlerin, kitaplı kâfirlerden daha kötü olduklarını söylememiz gerekmektedir. Sonuç olarak Esed’in uğrunda savaşan kimselerin, İsrail’e hizmet etmekten daha feci işlere hizmet ettiklerini söylemek mümkündür.

Sonuç olarak Esed’i Yezit ile kıyaslamak yanlıştır. Ancak bütün kötü insanlar Esed ile kıyaslanabilir. Onun arkadaşı şeytandır. Esed, kıyaslanmaz herkes O’na bakarak birilerini kıyaslayabilir. Mesela Yezid şu noktada Esed’e benziyor gibi… Esed kötülüğün zirvesidir.