ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

Hümeze Lümeze’ye Veyl

Yusuf Kerimbağlı

31 Ekim 2013 Perşembe 02:04
  • A
  • A

“Veyl, bütün Hümeze Lümeze güruhuna.” (Hümeze Suresi: 1)

Hümeze Lümeze; arkadan çekiştiren, yüze karşı el, kaş ve göz işaretleriyle dalga geçmeyi adet edinenler!..

Veyl; cehennemin bile ondan sığındığı bir ateş ve azap vadisi.

İmtiyazlı olduğunu zannediyor, ondan bütün cakası. Sinek gibi diğer nefes alan hemcinsleri. Alışmış ya “irtica” diye İslam’ı mahkum etmeye pislik!.. Neden böyle necaset…

“Ona ki bir mal toplamış ve onu saymaktadır.” (Hümeze Suresi: 2)

Sonradan görme ne olacak? Kendisi şöyle zengin şöyle akıllık veya güzel… (…) kazanımlarından söz eder sürekli… Güya kulluktan vatandaşlığa geçmiş. Sadece müslümanları mı katletti? Şapka takmadığı için kadın asan yüreksiz herkesi ezdi… Herkesi ve her şeyi: Namus, onur, şeref ve haysiyeti de ayaklar altına aldı. Bilimi din edindi, o olmasaydı olmazdık deyip atasını ilahlaştırdı. Devran Koç gibi böyle gider zannetti:

“Malının, kendisini ebedi yaşatacağını zanneder.” (Hümeze Suresi: 3)

Halbuki bütün değerleri sathi ve düpedüz yalan!.. Bundan önce de erdemle ayakta durmadı dipçik zoruyla oradaydı. Faizle soydu milleti ve bu çilekeş milletin kendisiyle alay etti pis beyaz. Şimdi utanmadan “tehlikenin farkında mısınız” diye ortalığı velveleye vermekte. Ah arkasında yine silah olsa eski günleri yaşatırdı ya… Ebedi önderler diye birilerini bize yutturdu. O, neden ebedi olacakmış diye soracak birileri varsa kanunlarını pardon raconunu kesti… Kimi zaman sehpa çok zaman mahpushane ama her zaman alçakça…

Devran böyle geldi böyle mi gider?

“Hayır, andolsun ki, o Hutame’ye atılacaktır.” (Hümeze Suresi: 4)

Atılacak, postalanacak… İstiflenecek… İnsan değil ki o. Allah’ın dini ile alay etti: “Bu çağda olur mu?” diye… Fransız’ın yapmadığını çarşaflarımızı soydu. Hem de Şütçü’nün diyarında…

“Hutame’nin ne olduğunu bilir misin?” (Hümeze Suresi: 5)

Gökten gelen yasaları yasakladın diye kurtulacağını mı zannettin? Akla hayale bile gelmeyecek Hutame seni bekliyor…

“Allah’ın tutuşturulmuş ateşidir.” (Hümeze Suresi: 6)

Başka hiçbir ayette Allah’ın ateşi ibaresi geçmez. Çünkü bu özel bir ateş… Tam da bu alaycılara layık… İnsanların kalıplarını değil gönüllerini yakanlara layık… Milleti bir gece de cahil yapanlara…

“Ki, gönüllerin ta üstüne çıkar.” (Hümeze Suresi: 7)

Bu ateş, gönülleri yakıp yıkar… İçine işler… Tıpkı başka gönülleri alay ettikleri zaman titrettikleri gibi…

“O (ateş), onların üstüne kapatılacaktır.” (Hümeze Suresi: 8)

Kalpsizlere… Kalbi kapalılara… Başkalarının acılarından dört köşe olanlara layık… Ateş üstlerine ebediyyen kapatılacak… Ama bu zindan da ayrı bir esaret daha…

“Uzatılmış sütunlar içinde olarak.” (Hümeze Suresi: 9)

Zamanın “muhafazakâr” ruhuna aldırmayın derim ben… Her şeye ve herkese rağmen Allah’ın Şer’iatına sahip çıkalım. Devran böyle gitmeyecek… Bu sebeple muhafazakâr olmayalım; müslüman olalım yeter. Ne mutlu müslümanım diyenlere…

YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.