ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

Hz. İbrahim (as)’ın Duası ve Hilafet Meselesi

Yusuf Kerimbağlı

06 Kasım 2013 Çarşamba 01:11
  • A
  • A

Allahü Teâlâ (cc) Kitabı’nda sık sık Hz. İbrahim (as)’ı bizlere örnek göstermektedir. Hatta Hz. İbrahim (as) kendinden sonra gelen peygamberlerin atası olarak kabul edilir.

Hz. İbrahim (as), İslam’a iman etmeyen ve yıldızları ilahlaştıran bir toplum içerisinde tebliğ faaliyetlerini icra etmiştir. Nemrut’a “hâkimiyetin Allah’ın olduğunu” haykırdığı için çetin imtihanlarla baş başa kalmıştır. En sonunda da Hz. İbrahim (as)’a “iktidar nimeti” verileceği haber verilmiştir. Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulur:

“Şunu da unutmayın ki, bir zamanlar İbrahim’i Rabbi, bir takım kelimelerle imtihan etti, o, onları sona erdirince, Rabbi ona, “Ben seni bütün insanlara imam yapacağım” buyurdu. İbrahim, “Zürriyetimden de yap” dedi. Rabbi ona; “zalimler benim ahdime nail olamaz” buyurdu.” (Bakara Suresi: 124)

Hz. İbrahim (as), iktidar nimetinin neslinden devam edeceğini beyan etmiş ama zalimlerin iktidar nimetine layık olmadığı ifade edilmiştir. Bütün akaid kitaplarında şu ibareler geçmektedir: “Müslümanlar için halifeye mutlak surette ihtiyaç vardır. Dini hükümlerin uygulanması, cezaların tatbiki, kâfirlere karşı ülke sınırlarının korunması, cihad için ordu teşkil edilmesi, sadakaların toplanması, zorbaların, soyguncuların ve eşkıyaların zapt altına alınıp kahredilmesi, Cuma ve Bayram Namazlarının eda edilmesi, insanlar arasında ortaya çıkan ihtilafların ortadan kaldırılması, hukukun üzerine kaim olduğu şahitliklerin kabulü, velileri bulunmayan (kimsesiz) çocukların ihtiyaçlarının karşılanması, eğitilmesi, evlendirilmesi ve ganimet mallarının taksimi gibi önemli meseleler halife sayesinde icra edilir.” İmam Azam Ebu Hanife (rh.a), halifeye ihtiyacın kat’i olmakla birlikte halifenin zalim olmaması gerektiğini birçok kere vurgulamıştır. İslam âlimlerinin geneli zalimin halifeliğinin caiz olmayacağını söylemişlerdir.

Halife adı üstünde halifedir ve asıl değildir. Müslümanların rızasıyla o makama oturmuştur. İslam Fıkhı’nın dışına asla çıkamaz. Çünkü Peygamber (sav) Efendimiz; “Allah’a isyan hususunda mahlûka itaat yoktur” buyurmuştur. Elbette meşru idareci olmanın başka şartları da vardır. İnsanların rızasını almak en önemli şarttır.

YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.