Yüzyıllar boyunca sayısız ırk ve millet aynı çatı altında aynı Allah'a inananarak bir arada yaşamış özgürlük mücadelelerini birlikte vermiştir..

5000 Yıllık Türk Tarihinde böyle bir hadise olmamışken neden son 80 yıldır böyle bir ayrımcılık güdülüyor?..

Neden birleştirmek değilde parçalamak için çalışılıyor ?..

Dünyada gayri müslüm diye ifade ettiğimiz farklı inancı olan milletler aynı noktada buluşmayı birleşmeyi başarırken geçmişte bir arada olan bizlerdeki bu ayrışma nedendir ?

Hiç düşündük mü ? Hiç anlamaya çalıştık mı ?

Kaldı ki biz, bizden olmayana da hor davranmamışız. Tarih boyu farklı inançtaki milletler bizim coğrafyamız kadar hangi coğrafyada özgür yaşamışlardır. Başka bir örnek gösterilebilir mi ?...

Biz tarihin hiç bir sahnesinde bize zararı dokunmamış kimseye zarar vermemiş bir milletin torunlarıyız..

Tarihte güzel bir söz vardır.. Her şeye rağmen; 'Türk'ler aman dileyene vurmaz.' diye...

Bizim içimizdeki farklılıklar bizim ayrışmamız değil bizim zenginliklerimizdir...

Kültür zenginliği,yaşam zenginliği bizi bir arada tutan en önemli etkenken kimler bunu baltalamak için mücadele veriyor ?..

Bu soruların her birini değerlendirmeli ve sorgulamalıyız...

Hiç bir zaman bunlara fırsat vermemeliyiz....

Tam bu noktada bir kahramandan bahsetmek istiyorum..

Onun için katil dediler.. Ve daha ne ithamlar...

Onun hakkında söylenenler öyle çarpıtıldı öyle yalanlarla süslendi ki..

Lakin zaman her daim doğruları kanıtlamakta muktedir olmuştur,olacaktı...

O bir kahramandı...

1883 Yılında Giresun'da varlıklı bir ailenin evladı olarak dünyaya geldi..Gençliğinde bıçkın,yiğit bir delikanlı olarak aile işleriyle uğraştı.. Bir kereste fabrikasına ortak oldu..

Balkan Harbi'nde tamamen kendi isteği ve vatan aşkı nedeniyle gönüllü olarak Osmanlı Ordusu'na katıldı... Kahramanca savaştı...Sağ diz kapağından yaralandı.. Geri kalan ömründeki lakabı ' Topal 'ı vatanı için verdiği dizine karşılık edindi.. Vurulduğunda yürüyemiyordu ve silah arkadaşları onu bırakmak istemediler.. Dizi parçalanmış haldeydi... Silah arkadaşlarına, 'benim için tasalanmayın düşmana yem olmayın bırakın beni gidin ama beni sağ bırakmayın düşman eline, beni vurun öyle gidin' oldu..

İşte daha genç yaşlarında öyle yürekli bir yiğitti Toplal Osman Ağa... Silah arkadaşları arasında sayılan her daim lider olarak kabul görmüş bir lider ve askerdi..

Böyle bir yiğitin gerçek yaşam hikayesini yazmakla anlatabilmek yalnızca yazıyla ifade edebilmenin mümkün olmadığını biliyorum..

Bu vatanın her evladının Topal Osman Ağa 'yı iyi tanıması ve doğruları öğrenmesi gerektiğine inanıyorum...

Meclisi koruyan savaşmadığı cephe kalmayan Ermeni Çetelerinin yaptığı soykırıma en ağır yanıtı veren bir kahraman...

90 Kişiyle Batum'a yük gemisiyle ulaşarak şehri feth eden yürekli bir adam...

Tek cümlesiyle 1 gün içinde gönüllü yiğitlerden oluşan 2 Alay toplayan bir kahraman...

Ülkeyi o tarihlerde bölmek isteyen bir ayaklanmayı Koçgiri isyanını bastırmış bir vatanperver...

Bir Kahraman ; Milis Yarbay Topal Osman Ağa...

Kendi Kahramanlarımıza sahip çıkmalı ve doğruları her zaman öğrenmeliyiz...

Hayata dair her şeyi sorgulamalı,araştırmalı ve doğru analizlerle benimsemeliyiz...

Allah milletimize zeval vermesin...