AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Ergenekon Davası'nın karar duruşmasına ilişkin, "Biz Türkiye'deki yargıçlara, hakimlere, mahkemelere güvendik. Herkes güvenecek. Bu ülkede yaşıyorsan bu ülkenin mahkemelerine güveneceksin" dedi.
Şahin, Karabük'ün Ovacık ilçesine bağlı Çukur köyünde katıldığı bir iftarda yaptığı konuşmada, Adalet Bakanlığı döneminde başlayan Ergenekon davasının 5 Ağustos Pazartesi günü karar duruşmasının olacağını ancak bazı siyasi parti ve sivil toplum örgütlerinin toplanarak Silivri'deki mahkemeyi basmayı ve çalışamaz duruma getirmeyi, yargılananları zindandan kurtarmayı amaçladıklarına dair haber yayıldığını söyledi.
"MAHKEMELERİ BASAMAZSINIZ!"
Bu davranışların şu mübarek günlere gölge düşürecek davranışlar olduğunu belirten Şahin, "Mahkemeler Türkiye'deki hakim ve savcılar hiç kimsenin hasmı değildir, hiç kimseyi de hasım görmezler. Onlar ellerindeki kanunu uygularlar, ellerindeki delil durumuna göre yargılama yaparlar. Türkiye'de yargı bağımsızdır. Siz mahkemeyi basmaya çalışacaksınız, taraftarlarınızı toplayacaksınız, çalışamaz duruma getirmeyi amaçlayacaksınız. Türkiye bir hukuk devletidir. Buna izin vermez" diye konuştu.
Bu tür çağrılarda bulunanların yaptıklarının yanlış olduğunu ifade eden Şahin, şöyle devam etti:
"AK PARTİ'YE KAPATMA DAVASI AÇILINCA MAHKEMEYE GÜVENDİK"
"AK Parti olarak bizim hakkımızda, 2007 seçimlerinden birkaç ay sonra, yüze 47 oy almış ve tek başına yeniden iktidara gelmişken kapatma davası açıldı. Başta genel başkanımız olmak üzere 30'dan fazla milletvekili arkadaşımızın milletvekilliğinin düşürülmesi, 5 yıl siyaset yasağına çarptırılması ve partimizin kapatılması istendi. İktidardayız. Bu dava devam ederken Hiçbirimiz, hiçbir AK Partili üye Anayasa Mahkemesinin önüne giderek olumsuz iş yapmadı.
Kararın açıklanacağı gün hiç kimse mahkemenin önüne gitmedi. Biz Türkiye'deki yargıçlara, hakimlere, mahkemelere güvendik. Herkes güvenecek. Bu ülkede yaşıyorsan bu ülkenin mahkemelerine güveneceksin."
AK Partinin kapatılması davasının devam ettiği sırada kendilerine anamuhalefet partisinin mahkemelere güvenmeleri konusunda telkinlerde bulunduğunu hatırlatan Şahin, şöyle konuştu:
"Bize 'mahkemelere güvenin, savcının açmış olduğu bu davayı neden eleştiriyorsunuz' diyenler vardı. Bazı arkadaşlarımız eleştirmişti çünkü. Partimize açılan davanın haksız olduğu gerekçesiyle. Anamuhalefet partisi yetkilileri bize o zaman, 'mahkemeler bağımsızdır, niye mahkemelerin etki altında kalacağı beyanatlarda bulunuyorsunuz, saygı duyun mahkemelere, kararına da saygı duyun' dediler. Şimdi ben de aynı şeyi söylüyorum onlara: Mahkemelere saygı duyun, vereceği kararlara saygı duyun ve edeplice mahkeme sonucunu bekleyin."
"KİMSENİN MAHKUM OLMASINI İSTEMEYİZ"
Hiç kimsenin mahkum olmasını istemediklerini anlatan Şahin, sözlerine şöyle devam etti:
"Özellikle bunlar ülkemize önemli hizmetlerde bulunmuş kişilerse, özellikle bunlar Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yapmış kişilerse. Biz bu kişilerin hüküm giymesinden memnuniyet duymayız, üzülürüz, beraat etmelerini arzu ederiz. Ama eldeki deliller ne bilemiyoruz. Mahkemeler ne karar verecek bilemiyoruz. Ama sabırla beklemek durumundayız. Pazartesi günü bir stres var İstanbul'da. 'Ne olacak acaba' diye. Hiçbir şeyin olmaması lazım.Basacaklarmış mahkemeyi, zindandan kahramanlarını kurtaracaklarmış. Böyle bir şey olmaz. Türkiye çadır devleti değildir. Türkiye çok büyük bir devlettir. Buna izin verilmez."
İSTANBUL VALİSİ'NE SERT TEPKİ: "SINIRLARINDAN ÇIKMA!"
Yargılama devam ederken mahkeme salonuna kimlerin alınıp kimlerin alınmayacağına o mahkemelerdeki hakimlerin karar vereceğine işaret eden Şahin, "Duruşma salonuna kimler alınacak, seyirci alınacak mı, alınmayacak mı bunların kararını mahkemeler verir. Mahkemeler bağımsızdır ve tarafsızdır. İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, işte şunlar, şunlar duruşmaya alınmayacak diye açıklama yapmış. Bu sayın valinin işi değildir. Bu mahkemelerin işidir. Sayın valinin işi adliye dışında bir olumsuzluk meydana gelirse onunla ilgili tedbirleri almaktır. Eğer bazı açıklamalar karşısında mahkeme birtakım kararlar almışsa bu kararları kamuoyuna açıklaması gereken İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığıdır. Yürütme organının bir üyesi değildir. Dolayısıyla herkes dikkatli olacak, herkes kendisine çizilmiş olan sınırlar içinde görevini en iyi şekilde yapmaya çalışacak. Mahkemeler de savcılar da valilik de tabii ki güvenlik güçleri de" ifadesini kullandı.
"En önemlisi ise yakınlarınız, partinizin yetkilileri, sempati duyduğunuz kişiler bu davada sanık olarak yargılanıyor olabilir" diyen Şahin, sözlerini şöyle tamamladı:
"Yapmanız gereken, hepimizin yapması gereken, mahkemenin vereceği kararı serinkanlılık ve sükunetle beklemektir. Ortalığı savaş alanına çevirmek değildir görevimiz. Mahkemeleri basarak, görev yapamaz hale getirerek, en azından bu yönde açıklama yapmak değildir. İnşallah pazartesi günü herhangi bir olumsuz olay olmadan bağımsız yargı organları eğer bir sonuca varmışlarsa kararlarını açıklarlar ve herkes de bu karara saygı duyar."