Başbakan Erdoğan başkanlığında Başbakanlık merkez binada saat 11.20'de başlayan Bakanlar Kurulu toplantısı, 19.20'de sona erdi.
Bakanlar Kurulu'nun sona ermesinin ardından ise Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç açıklama yaptı.
Bülent Arınç, yaklaşık 4 saat boyunca Soma olayı ele alındığını anlattı. Arınç, Enerji Tabii Kaynaklar, Çalışma ve Sosyal Güvenlik ve Aile ve Sosyal Politikalar bakanlıkları bünyesinde maden kazası ile ilgili detaylı değerlendirmeler yaptıklarını anlattı.
Arınç, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, ve Gıda Tarım Bakanı Eker'in bakanlıkları ile ilgili çalışmalarını anlattıklarını söyledi.
Adli yönden soruşturma ile birlikte idari yönden soruşturma başlattıklarını anlatan Arınç, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın 14 mayıs tarihinde soruşturma başlattığını, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın 3 ayrı denetim oluşturduğunu söyledi.
Gazetecilerin sorularına değinen Arınç, hayatını kaybeden işçilerin şehit sayılmasıyla ilgili düzenleme konusunda ise Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın bu konuda yaptığı bir taslağı olduğunu belirterek "Bu feci bir olay, bu olayda 301 kardeşimiz hayatını kaybetmiştir. Hepsi genç, bazıları evlenmemiş, bazıları yeni evlenmiş, öncelikli olarak o arkadaşlarımızın ailelerini düşünüyoruz. Ölenleri geri getirme imkanımız yok, devlet olarak hayatını kaybeden madenci aileleri için ne yapacağız diye tartıştık. Bu konuda hukuki davalar devam ediyor buna bir dahlimiz söz konusu değil. Sosyal sigortalar ve genel sağlık sigortası kanunu kapsamında, iş kazası mağduru olan kişilere gün beklemeden ölüm gelirinin bağlanması, prim ödeme gün sayısını sigorta süresine bakarak ölüm aylığının bağlanması, bir işçinin hem ölüm geliri, hem ölüm aylığından fayladalanması mümkündür. Bununla birlikte cenaze ödeneği de verilmektedir. Özel bazı hamiyetli işadamlarının 301 madenci için ev ve konut gibi talepleri var.
Başbakanımızın talimatı ile, sosyal sigortalar ve genel sağlık sigortası kapsamında, bunların haklarını biraz daha fazla ayrımcılık yaparak artırabilirmiyiz diye konuştuk. Bu konuda bir karara varmadık. Ancak bizim benzer olayları da dikkate alarak ilgili kanunlara yeni ekler yaparak daha fazla haklar verebilirmiyiz çalışması yapılacaktır. Acıları hafifletecek, çocuklarının istikbalini garantini alacak bir çalışmayı duyuracağız.
DENETİMLERLE İLE İLGİLİ NELER YAPILABİLİR
Arınç, madenlerin kapatılması konusunun geçmişte de gündeme geldiğini anımsatarak, "Biz, bunu gerçekçi bulmuyoruz. Türkiye için özellikle gerçekçi bulmuyoruz. Mesele ekonomi açısıyla sürdürülmesi gereken bir iştir. Niçin? 15 milyar ton rezervi bulunan Türkiye'de her şeyi ithal yoluyla ikame etmeye kalksanız cari açığımız bugünkünden 100 misli daha fazla olur ve bu dünyanın hiçbir yerinde ekonomik karşılanmaz" değerlendirmesini yaptı.
Madencilik sektörünün tek başına düşünülmemesi gerektiğini, bu sektörden beslenen başka sektörler bulunduğunu dile getiren Arınç, Soma'daki kömür nakliyesinde çalışan başta nakliyatçılar olmak üzere birçok sektörün iyi birer ekonomik değere sahip bulunduğunu söyledi.
Bülent Arınç, "Madenlere sahipsek bu madenlerimizi biz bulmalıyız, çıkarmalıyız ve değerlendirmeliyiz bu bir ekonomik faaliyettir ama kesinlikle buradan çıkaracağımız 15 milyar tonluk kömür rezervi bir kişinin canının bedeli değildir. Bizim bütün bunlar çalışıyor haldeyken bu kazaları önleyecek tüm tedbirleri de almamız gerekir. Bu tedbirleri alamıyorsak biz her zaman 301 kişinin ölümüyle değil 10 kişinin, 20 kişinin, 30 kişinin göçüktü, grizu patlamasıydı, metan gazıydı bunlarla karşılaşacaksak o zaman madenleri kapatmaktan bahsedebiliriz" dedi.
Her sektörün kendi içinde riskler barındırdığına dikkati çeken Arınç, "Bir insan olarak şunu söylemeliyim: Evet bu şartlar altında bu üretim devam etmemeli, alınan bütün tedbirlere rağmen yetersizse bir yerde ortaya çıkacak sebepse böyle basit şekilde önlenemiyorsa ölüm mukadderse o zaman bizim kapatmayı ve bunun dışındaki tedbirleri düşünmemiz lazım" ifadesini kullandı.
Maden çıkarmada vahşi bir şekilde üretim yapan ülkeler bulunurken, insan unsurunu asgariye indirmiş, daha çok tekniğe yönelmiş ülkelerin de var olduğunu vurgulayan Arınç, bunlardan örnekler alınarak yapılacak madenleri hemen hemen her gün, her saat denetleyecek bir mekanizmanın kurulmasını gerçekleştirebileceklerini kaydetti.
Arınç, Başbakan Erdoğan'ın sadece ilgili bakanlara değil, tüm bakanlıklara yerinde görmeyi, takip etmeyi, dinlemeyi ve sektörle ilgili bütün tedbirleri içerecek bir Maden Yasası veya bir başka yasanın hazırlığını en kısa sürede tamamlamaları talimatını verdiğini bildirdi.
BAŞBAKAN ERDOĞAN'IN MADEN SAHASINDA YAŞADIĞI SALDIRI OLAYI
"Olayın olduğu gün tamamen birlikte idik, birlikte maden sahasına gittik. Maden sahasını ziyaret sonrasında toplanan kalabalık üzerine Başbakan'dan konuşma yapılması rica edildi. Başbakan Erdoğan, bunun üzerine konuşma yaptı, bazıları aleyhte sözler söylendi. Başbakan Erdoğan da buraya taziye için geldiğini söyledi. Başbakan Erdoğan ile birlikte daha sonra araba ile giderken yoldan geçerken Başbakan Erdoğan araba içinde olmaktan rahatsız oldu ve yürüyerek gitmek istedi o sırada istifa yuh diye bağırdığlar, Başbakan Erdoğan "Peki ben istifa edeyim, ama neden istifa etmem gerek onu söyleyin" diye söyleyince bunu söyleyenler sustu. Daha sonra başka bir grup "katiller, " diye bağırdı. Başbakan Erdoğan onlara "neden katiller diyorsunuz" diye seslendi. Belli bir grup sürekli bizleri takip halinde idi."
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Arınç, "(Başbakan Erdoğan'ın Soma'da markette tokat attığı iddiası) Sayın Başbakanımız kimseye yumruk atmadı. Kendisine yumruk atıldığını söyleyen kişi de dördüncü defa ifadesini değiştirdi. Bulunduğum yerden Başbakanımızın yumruk attığını görmedim. Bir başbakanının yumruk atacağını nasıl düşünebilirsiniz" dedi.
BAKANLARIN İSTİFASI TALEPLERİNE CEVAP
Bülent Arınç, soruşturmalar neticesinde bakanların görevden alınıp alınmayacağı şeklindeki soruya ise bakanların denetimden görevinden bahsedilebilir, yasal eksiklikler varsa bunların neden yerine getirilmediği sorulabileceğini belirterek "Yarın TBMM'nde muhalefet partilerinin gensoruları görüşülecek. Bakanlara ait bir eksiklik söz konusu olursa onu da ancak Başbakanımız bilir.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Arınç, "(Başbakanlık Müşaviri Yusuf Yerkel'in Soma'da vatandaşı tekmelemesi) Görüntüleri izledim. Olayı görmedim. Çıplak gözle baktığım zaman bu fotoğrafta yerde birisi var, iki özel haraketçı onu etkisiz hale getirmişler, isminden bahsettiğiniz kişi onu tekmeliyor. Bu çok feci bir olay. Doğrudur, yerindedir diyecek değilim. Zaten bu adam bir eylem yapmış, yerde olan bir insana niçin tekme atılır. Yerde yatan kişi davacı olduğu takdirde hakkında hemen işlem yapılır. İkincisi de bu bir personeldir, hakkında işlem yapar ve ona göre gereken de yapılır. Tekme atan kişinin rapor alması da trajikomik bir durumdur. Doktora giden kişinin talebi doğrultusunda raporlar verilebilir." dedi.
Arınç, 1992'de Kozlu'da hayatını kaybedenlerden daha fazla insan bu olayda hayatını kaybetti. Soma Eynez bölgesi kömürü çok kalorisi çok yüksek bir kömürdür. Her bölgedeki kömür ocakları için genel kuralları koymak, bununla birlikte o bölgenin hususiyetine uygun olarak gerekli tedbirleri almak zorunludur. 2012'deki ilgili kanunda önceki tüm kazalar ele alınarak düzenlemeler yapılmasına karşın böyle bir kazanın yaşanmasında var olan tüm ihmal veya eksiklikler tamamen dikkate alınacak ve her türlü ihmal veya suistimal dikkate alınacak eksikler ortaya konacak ve karşılığı mutlaka yapılacaktır.
GAZETECİLER KENDİNİ YARGI YERİNE KOYACAK OLURSA
Yargı gerekli soruşturmayı yapıyor. Gazetecilerimiz de olayı ortaya koyarken görevinin dışında suça ceza konusuna da giremez. Herkes kendi görev sınırları içinde kalmalıdır. Aynı durum bazı milletvekilleri, sendikacılar, gazeteciler kendilerini savcı yerine koyuyor. Savcı yanlış yaptı ise mahkeme düzeltir.