Arınç, şunları dile getirdi: "Kanım dondu. Ses sanatçısıymış, sanatkarmış, haşa ben ona şarkıcı diyeyim. Öyle sanatçı olmaz… İnsan bile sayılmayan, kaldı ki Müslüman olduğunu konuşmayacağız, cellatlar grubunun yaptığı işle kurban kesmeyi yan yana getiren bir zavallıyı kınıyorum. İşte bu Türkiye'de edebin, iffetin inancın ne kadar yozlaştığını gösteriyor." dedi.
Arınç, AK Parti Bursa İl Başkanlığı tarafından Merinos Atatürk Kongre Merkezi'nde düzenlenen bayramlaşma törenine katıldı. Bayramın ve bayramlaşmanın önemine değinen Arınç, "Kalabalıklarda bulunun onların duasına 'amin' deyin ki Allah onların hürmetine sizin duanızı da bizim duamızı da kabul eder." tavsiyesinde bulundu.
SANATÇI LEMAN SAM'A TEPKİ
Sanatçı Leman Sam'ın, "Kurban kesen adam ile IŞİD'cinin farkı yoktur" şeklindeki sözlerine sert tepki gösteren Arınç, şunları dile getirdi: "Zor zamanlardayız, kötü günlerdeyiz. Buraya gelirken geçen ramazan bayramında söylediklerim birilerini hoplatmıştı havaya kadar. yine öyle yapayım diye düşündüm ama vazgeçtim. Gelirken internette bir şey gördüm, kanım dondu. Ses sanatçısıymış, sanatkarmış, haşa ben ona şarkıcı diyeyim. Öyle sanatçı olmaz. Bir kadın, bir şarkıcı, demiş ki, 'kurban kesen adam ile IŞİD'cinin farkı yoktur' Ne diyorsanız içinizden deyin. Bu sözün sahibi bir kadın olduğu için söylüyorum, şaşkın bir erkek de olabilir. Bu bir ibadet, vacip olan bir ibadeti yapıyoruz. Müslümanlık ne zamandan beri var o zamandan beri kurban var. İnsan bile sayılmayan, kaldı ki Müslüman olduğunu konuşmayacağız, cellatlar grubunun yaptığı işle kurban kesmeyi yan yana getiren bir zavallıyı kınıyorum. İşte bu Türkiye'de edebin, iffetin inancın ne kadar yozlaştığını gösteriyor. Bursalılar, kurbanın ne anlama geldiği çocuğunuzla eşinizle paylaşalım ki bu sözü söyleyenler sadece birkaç kişi kalsın ama milyonlarca insan kurban ibadetinin Allah'a yaklaşmak olduğunu bir kez daha görsünler. Üzülüyorum, gelişen, kalkınan Türkiye'de dünyaya parmak ısırtan Türkiye'de, ekonomik ve toplumsal göstergelerin AB'nin ününde olan bir ülkede birisi inancımıza hakaret etmek için hangi cesaretle, hangi aymazlıkla bunu söyleyebilir? Başbakanımız da bu lafı kullandı, edep dedi, bir milletvekili kadın askere taş atarken görüntülenmişti. Böyle şaşkınların sayısı her toplumda vardır, onları gözden çıkarmak noktasında değiliz ama hangi düşünceyle birisi inançlı topluma arşı bunu söyleyebiliyor utanıyorum, herkesten özür diliyorum. Onun özür dilemeye niyeti yok, biz onun adına herkesten özür dileyeceğiz."
"ESED NİYE YARDIM ETMİYOR, KANDİL NİYE YARDIM ETMİYOR"
Ortadoğu'da yaşananlara da değinen Arınç, Kobani'nin düşmek üzere olduğunu hatırlattı ve bazı Kürt grupların muhalifler ile işbirliği yapmak yerine Esed'in yanında yer aldığını hatırlatarak, şunları kaydetti: "Şimdi IŞİD geldi önlerinde kimse kalmadı. Sadece birkaç şehirde bin civarında silahlı güçleri kaldı, 200 bin kişi Türkiye'ye dündü. Sen bize yardım et, sen her zaman kerim bir devletsin, sen Türkiye'sin senden aman diliyoruz, hayatımız kurtulsun dediler, sınırlarımızı açtık, onları kucakladık, şimdi misafir ediyoruz. Peki Esed niye yardım etmiyor, etmez, Kandil niye yarım etmiyor, etmez. Kandil'de yüzlerce askerimizin katili ismi de cismi de belli olan birisi, diyor ki 'biz dağda savaşırız ovada savaşamayız' diyor. Beyefendi'nin savaşması için dağa çıkmamız lazım. Bu sefer dönüyorlar bize, 'Bize silah verin, bize koridor açın, ağır silahlarınızı gönderin, Kobani'deki Kürtlere yardım edin. Ne kadar güzel. Biz 200 bin kişiyi aldık da ne oldu, BDP milletvekili askerimizi taşları, bakanlarımızı yuhaladılar. Allah'tan korkun. Şu kadar kişiye kucak açan merhametli bir Türkiye varken, Allah bin kere razı olsun denmez mi, taş atıyor. Hayatları atmakla geçmiş bunların, eşkıyalıkla geçmiş, başka bildikleri bir şey yok."
"NİYE TÜRKİYE'YE KAFA TUTUYORDUNUZ?"
"Salih Müslim dün akşam gene geldi Türkiye'ye" diyen Arınç, şöyle devam etti: "Finlandiya'ya gitmişti, şimdi geldi. Oh olsun diyemezi, hiçbir hükümetimiz hiçbir bakanımız orada yaşananlara oh olsun diyemezi, İŞİD onları öldürüyor, biz Kobani halkı ile dayanışma içindeyiz. Oradaki Müslüman Kürt kardeşlerimizin hayatından olmamasını candan temenni ediyoruz, onlara yapılacak tüm yardımları yapacağız. Ama onlardan bir ricamız var, şöyle bir geriye dönüp bakın, Kobani'de IŞİD karşıdan gelirken, siz niye öbür kantona geçmediniz, sizin bir de Cezire kantonunuz vardı. Niye Haseke'ye geçmediniz de Türkiye'ye döndünüz. Çünkü sizi korursa ancak Türkiye korur. Sadece Ortadoğu'nun değil, bütün dünya Kürtlerinin gözü Türkiye'dedir. Türkiye'nin her zaman inançlı, adam satmayacağını, sırtını dönmeyeceğini bütün dünya bilir. Böyle tarihi bir gerçekle karşı karşıyayız. Biz Kobani'de mücadele edenlere başarı dileriz. Bu zalimler karşısında güçlü olmalarını dileriz. Türkiye'deki bütün Kürt kardeşlerimin bu gerçeğe dikkat etmesini istiyorum. Nerede Kantonlar, nerede silahlı güçler, nerede IŞİD'in karşısında duracak gücünüz, peki bunları biliyordunuz da niye Türkiye'ye kafa tutuyordunuz. Niye Türkiye'nin karşısında devlet olma iddiasıyla Esed'in yanında yer aldınız. Zalim hiçbir zaman doğru olmaz, güvenilir olmaz. 2 milyon insanın katili bir rejimle işbirliği yapmak inançlı insanlara yakışır mı?"
