Bakan Avcı, öğretmen atamaları hakkında "12 ya da 14 Eylül'e yetiştirmeyi planlıyoruz.Öğretmen arkadaşlar önlerini görsünler diye şartlı kılavuz yayınlayacağız. Yasa geçtikten sonra yürürlüğe girecek.Kılavuzda kontenjanlar da yer alacak." dedi.
Nabi Avcı'nın konuşmasından bölümler:
1 milyon 57 bin öğrenci 15 tercihinden birine, yarıdan fazlası da B grubu tercihine, 550 bin öğrenci ilk üç tercihinden birine yerleşti. 134 bin öğrenci de tercih yapmadı. Bunlar sistem tarafından otomatik olarak yerleştirildi. Tercih yapmayanlardan Musevi ortaokulunu bitirip, lisede de azınlık okuluna gideceği için, sisteme girmeyi başaramadığı için, kodlama hatası yaptığı için tercih yapmayanlar var. Bunları otomatik olarak yerleştirmek zorundayız. Bu sistem nakillerde düzelecek. Eylül ayı sonuna kadar nakilleri açık tutuyoruz. Cuma günleri boş kontenjan olan okulları açıklıyoruz. Öğrenciler tercih yaparak bu kontenjanlara nakledilebilsin diye. Bir okula boş kontenjandan fazla öğrenci yerleşirse puan üstünlüğüne göre sıralıyoruz.
İlk hafta çocuklar kontenjanları göremediler. Çünkü özel okullara kayıtlar başlamamıştı. Bu öğrencilerin 70-100 arasında özel okula gidecek olanlar var. Geçen hafta 13 binden fazla öğrenci özel okula geçti. Önümüzdeki haftalarda bu sayı artacak. Açık lise de 100 bine yakın tercih ediliyor.
93 bin öğrenci birinci sıraya imam hatip yazdı
Son günlerde medya yayınlarında imam hatip okulları sanki kimsenin gitmek istemediği, istekleri dışında, zorunlu olarak kayıt yapılan okullarmış gibi gösteriliyor. Türkiye genelinde toplam imam hatip lisesi kontenjanımız 216 bin 190. Öğrencilerden 15 okulluk listede imam hatibi tercih edenlerin sayısı 359 bin. Bunların 159 binini yerleştirebilmişiz. İmam hatipleri birinci sırada, 15 tercihinde yazan öğrenci sayısı 93 bin 979. Birinci sırada tercih edenlerin arasında yerleştirebildiklerimizin sayısı da 54 bin. Yani 40 bin öğrenci birinci sırada tercih ettiği halde imam hatip liselerine yerleştirilememiş. 2 binden fazla öğrenic de istemediği halde imam hatip lisesine yerleştirilmiş.
Öğretmen atamaları 15 Eylül’den sonraya kalabilir
Bizim öğretmen atamalarıyla ilgili hazırlıklarımız tamam. Kılavuzu da hazırladık. Fakat yeni hükümet kuruldu, Anayasa ve iç tüzük gereği belli bir süre geçmeden görüşmeler yapılamıyor. 6 Eylül’de güven oylaması yapılacak. Güven oylamasından sonra, görüşmeler yapılabilir. Cumartesi ve pazar Meclis’in çalışma temposuna bağlı olarak, Resmi Gazete’de yayımlanır yayımlanmaz sistemi çalıştırmaya başlayacağız. Kılavuzumuz da hazır, ilgili yasanın Meclis’te kabul edilmesi halinde uygulanacak atama kılavuzu yayımlanacak. Branşlara göre kontenjanları da açıklayacağız. Önceden yayınlayacağız ki, bu şartlar altında atanamayacağını görenler başka işlerde devam edebilsin, önlerini görebilsinler. Meclis’in çalışma temposuna bağlı olarak 12 Eylül’e yetiştirebiliriz ama en kötü senaryo Meclis’te biraz daha işler aksarsa, yasanın çıkması gecirkirse en geç okulların açılışının ilk haftası, 5 gün gecikmeyle de olsa biz atamaları yaparız. Ama işler yolunda giderse birgünde de yapabiliriz.
Kürtçe öğretmen adayları boşuna aç kalmasın
Bu yıl Kürtçe bilen, kürtçe eğitim veren öğretmenler de atanacak. Hatta bir kısmının norm kadrosunu tespit ettik. Kırmançi ve Zazaki öğretmenleri için kadro oluşturuyoruz açıklamalarımız oldu. Buna rağmen açlık grevi yapan öğrenciler varmış. Boşu boşuna aç kalmaya gerek yok. Bu sene kaç öğrencinin hangi dersi seçtiğine bakalım. Okullar açılmadan kaç öğrencinin bu dersi seçtiğini bilmiyoruz ama geçen seneki verilere bakarak, belli okularda norm kadro oluşturduk, onlara atama yapacağız. Kürtçe öğretmenlerinin bir okulda haftada iki saat dersi oluyor. Bu nedenle yakın çevredeki başka okullarda da derse girebilecekler.
Dershane yasasının iptalini beklemiyoruz
Dershaneler konusu Anayasa’ya taşındı ama bir iptal beklemiyoruz. Olmamasını temenni ediyoruz, iptal olursa yanlış olur. En azından sektör de yapılmak istenenin ne olduğunu, ne yapılırse gerçekten eğitime katkı yapılacağını gördü. Özel okula dönüşen ve dönüşüm için hazırlanan kurumlarımız var, onlar dönüşümü içselleştirdi. Kamuoyunda dershanenin eğitim sistemi içinde olmazsa olmaz kurumlar olarak değerlendirilmesinin yanlış olduğu algısı yerleşti. SBS’nin yerine tek sınav koymayışımız, çocukların normal yazılılara kendi sınıflarında girmesi, her ders için ayrı sınav yapmamız işi çok rahatlattı. Bu sınavlara hazırlanmak için ne yapılması gerektiğini öğrenciler de veliler de biliyor. Öğrenciler derslerini, öğretmenlerini dinlemeleri gerektiğini biliyor.
Teşviklerde özel okulların mali durumu gözetiliyor
Özel okullara gidecek öğrencilere ve kurumlara teşvik verdi. Yeni eğitim yılı başlarken bunu bir armağan gibi düşünebiliriz. 250 bine kadar öğrenciye okul öncesinde, ilkokul, ortaokul, lisede destek vereceğimiz söylemiştik. Okul öncesinde 50 bin öğrenciye 2 bin 500 lira destek vereceeğimizi söyledik, burada 24 bin 243 öğrenci başvurdu. İlkokulda 50 bin öğrenciye 3 bin TL destek veriyoruz, 54 bin 220 öğrenci müracaat etti. Ortaokulda 75 bin öğrenciye destek veriyoruz. 61 bin öğrenci başvurdu. Liselerde teşvik miktarı 3 bin 500, Temel Lisede 3 bin TL. 75 bin kontenjan var, 40 bin başvuru yapıldı. Temel Liseler yeni kurulduğu için teşvik verilecek kurumlar listemizde yoktu. Yeni açılan ve ruhsat alan okulları da dahil ederek listemizi genişletiyoruz. Teşvik verirken, yeni açılan ve eski okullarımızın mali durumlarını da gözetiyoruz. Mali soruşturmalar neticesinde aldığı öğrenciyi sonuna kadar götüremeyecekse, bu okulları listeye almıyoruz. Soruşturmanın neticesine göre listeden çıkarıyoruz.
Doğu’da uzun süreli öğretmen tutamıyoruz
Doğu ve Güneydoğu Bölgelerinde tecrübeli öğretmeni uzun süre tutamıyoruz. Oralarda uzun süre görev yapmaları içni teşvikler üzerined çalışıyoruz. Sadece o bölgelerde değil İstanbul’da da öyle semtler var ki öğretmen tutamıyoruz. Maliyeyle de görüşmelerimizden sonuç alırsak, mali teşviklerle destekleyerek ve buralarda zorunlu hizmeti arttıracak tedbirler alarak bu bölgelerdeki eğitimde eşitsizlik konusundaki sorunu çözeceğimizi düşünüyorum.
YÖK tasarısı için Anayasa değişikliği gereken maddeler var
YÖK, 1980 darbesinden sonra o günün koşullarında yükseköğretime çeki düzen vermek ve üniversiteler arasındaki koordinasyonu hazırlamak üzere açılmış bir kurum. O dönemde hem sadece devlet üniversitesi vardı, sadece bir tane vakıf üniversitesi bulunuyordu, hem de üniversite sayısı azdı. Bugün üniversite sayısı 200’e yaklaştı. Vakıf üniversiteleri var. Bunların arasında özel üniversite olabilecek ama yasal şartlar uygun olmadığı için vakıf formatında çalışanlar da bulunuyor. Bugünkü YÖK düzeni işlemiyor artık. Bunu YÖK yetkilileri de, kamuoyu da kabul ediyor. Yeni Türkiye’de YÖK biçim değiştirecek. Hükümet programında da var. Şu anda hazırlanmış ve Başbakanlığa gönderilen bir tasarı var. Farklı üniversitelerin hazırladığı tasarılar var. Fakat bazıları Anayasa değişikliği gerektiriyor. Anayasayı değiştirecek ölçüde destek alamadık. Yeni bir Anayasa önerimiz var. Bu dönemde haziran ayına kadar Anayasa değişikliği gerektiren biçimiyle YÖK’ü düzenleyemezsek, 2015 seçimlerinde Anayasa’yı değiştirecek çoğunlukla, gereken değişikliği yapıp YÖK’ü de düzenleyeceğiz.
