Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, kaldıraçlı alım satım işlemlerine (foreks) yönelik düzenlemeye ilişkin, "Biraz daha bıraksaydık, Türkiye dijital bir kumarhaneye dönecekti" dedi.
Canikli, Habertürk ve Bloomberg HT ortak canlı yayınında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.
Türkiye'nin 15 Temmuz'da hain saldırı ile karşı karşıya kaldığını ve bunu defettiğini anımsatan Canikli, ardından ekonomi üzerinden bu saldırı ve sabotajların yapılmaya başlandığını söyledi.
"Bu saldırıların amacı özellikle referandumda siyasi sonuçları etkilemeye yönelikti" diyen Canikli, saldırıların 'eğer biz vatandaşın cebini doğrudan ilgilendirecek, olumsuz yönde etkileyecek bir sonuca getirebilirsek, o zaman sonuç alırız' yaklaşımıyla gerçekleştirildiğini kaydetti.
Ekonomide belli bir noktaya kadar ciddi hareketlenmelerin meydana geldiğini dile getiren Canikli, şöyle konuştu:
"Türk insanının ve piyasaların kurdaki yükselişe karşı aşırı hassas olduğunu biliyoruz. Normalde hane halkının döviz borçluluğu yok. 2008 yılında hane halkının dövizle borçlanması yasaklanmıştı. Ama buna rağmen dövizdeki her yükselişi kaygıyla izliyor ve onu bir örtülü şekilde kriz algısı olarak kabul ediyor. Avrupa'da veya ABD'de bir kriz algısı olarak değerlendirilmiyor bu gelişmeler. Her zaman piyasalar aşağı yukarı dalgalanır. Özellikle insanımızın kurdaki hareketlenme üzerinden etki, baskı altına alınarak, onun siyasi tercihini değiştirmeye yönelik bir proje hayata geçirilmeye çalışıldı. O proje çok ince kararlarla, çok hassas ve kendinden emin bir yaklaşımla defedildi, ortadan kaldırıldı."
Artık spekülatif ataklara karşı Türkiye ekonomisinin bugün hiç olmadığı kadar güçlendiğini vurgulayan Canikli, bundan sonra, buna yönelik saldırıların hiç bir şekilde başarılı olamayacağını söyledi.
Canikli, "Siyasi alanlardaki saldırıları gördük, bugüne kadar 14 yıldan beri hiç eksik olmadı, ama en son vuruşu ekonomiyle yapmak istediler. Ama onda da hamd olsun şu anda her şey kontrol altında. Merkez Bankamızın ve hükümetimizin maliye politikası çerçevesinde aldığı tedbirler son derece önemliydi." ifadelerini kullandı.
- "Ciddi anlamda bir satın alma gücünü piyasaya enjekte ediyoruz"
Firmaların ve kişilerin dövize bağlı borçları varsa, kurun yükselmesi halinde finansal tablolarında da bir olumsuzluk, bozulma yaşanabildiğine dikkati çeken Canikli, talebi artırmak, firmaların ve kişilerin, finansal dengelerinin bozulması nedeniyle ortaya çıkan finansman ihtiyacını gidermek için gereken tedbirleri aldıklarını kaydetti.
Piyasalarda da toparlanma başladığını, bunun yansımalarının görüldüğünü dile getiren Canikli, "Talebin artırılmasına yönelik olarak bir dizi tedbir aldık. Orada ciddi anlamda bir satın alma gücünü piyasaya enjekte ediyoruz. Bir tanesi yeni istihdam imkanları oluşturularak, çok kısa süre içerisinde, seçime kadar yaklaşık 2 milyonun üzerinde yeni istihdam oluşturulmasını planladık, başladık, hayata geçiyor. Bu yolla da 2 milyondan fazla insan üzerinden piyasaya yeni satın alma gücü enjekte ediyorsunuz. İkincisi de bu gibi dönemlerde yapısı bozulan, dengesi bozulan firmalara, kişilere, ihtiyacı olduğu finansal desteği sağlamak. Bunun için de iki koldan çok büyük bir paket açıkladık, çalışma yaptık ve yürüyor şu anda.15 bin KOBİ'ye 50 bin liralık faizsiz kredi vermiştik. Şimdi en az 330 bin KOBİ'ye 50 bin liraya kadar faizsiz kredi paketi uygulamasını başlattık. " değerlendirmesinde bulundu.
Hemen hemen ihtiyacı olan, şartları taşıyan tüm KOBİ'lere bu finansal desteği sağladıklarını anlatan Canikli, bununla ilgili yaklaşık 10,3 milyar liralık kaynak aktarılacağını ifade etti. Canikli, KOBİ'lere kredi vermeye en küçükten, en çok ihtiyacı olandan başladıklarını söyledi.
Hazine destekli Kredi Garanti Fonu kefaletiyle de 250 milyar liralık yeni bir kredi oluşturduklarını hatırlatan Canikli, "Bugün son toplantısını yapacağız. Yasa çalışması tamamlandı, bir Bakanlar Kurulu kararı çıkartacağız. En geç önümüzdeki haftadan itibaren, uygulamaya koyuyoruz. Piyasadan özellikle bu ekonomideki dalgalanma nedeniyle nakde ihtiyacı olacak tüm firmalara, hepsine istisnasız bu desteği sağlayacağız. Nefes alan herkese bu imkanı vereceğiz. Hayat belirtisi olan bütün firmalar kurtulacak, onların batmasına izin vermeyeceğiz." şeklinde konuştu.
Canikli, bunları yaparken mali disiplinden, bütçe dengesinden zerre kadar taviz vermediklerini vurguladı.
Referanduma kadar yeni Kanun Hükümünde Kararname gündemde mi?" yönündeki bir soruya Canikli, "Olabilir, tabii. O kendi mecrasında, kulvarında yürüyor. O çalışmalar her zaman yapılabilir" yanıtını verdi.
-"Türkiye dijital bir kumarhaneye dönecekti"
Canikli, forekste azami kaldıraç oranının 1'e 10'a düşürülmesine ilişkin bir soru üzerine de bu düzenlemede geri adım atılmasının söz konusu olmadığını belirtti.
Bu kararın son derece yerinde olduğunu ifade eden Canikli, önceki dönemde foreks alanının çok hızlı büyümeye başladığını bu sebeple küçük yatırımcıların korunmasına yönelik tedbirler aldıklarını kaydetti.
Canikli, foreks piyasalarının "risk yönetim mekanizması" olması gerekirken, bu fonksiyonu ifa etmediğini, sadece aşırı riski seven ve buna yatırım yapan insanların duygularının tatmin edildiği bir alan olarak görülmeye başlandığını söyledi. Canikli, "Bir kumar mantığı hayata geçmeye başladı. Biraz daha bıraksaydık, devam etseydi, Türkiye dijital bir kumarhaneye dönecekti. İşlem hacmi de çok artıyordu. Foreks işlemlerini yapan küçük yatırımcılarının hemen hemen tamamı kaybediyor. Tüm oyuncuların kaybetme oranı da yüzde 80'in üzerinde. Küçüklerde bu oran yüzde 100'e yakın. Böyle bir hedge piyasası olur mu?" ifadelerini kullandı.
- "Günlük işlem hacmi 2 milyar dolara indi"
Bu karardan önce kaldıraçlı işlem hacminin 16-17 milyar dolara çıktığına dikkati çeken Canikli, bunun küçük yatırımcı açısından nasıl tahrip edici bir özelliği olduğunu gösterdiğine işaret etti.
Kurda dalgalanmaların arttığı dönemde foreks piyasalarında tahribatların da arttığının altını çizen Canikli, şöyle devam etti:
"Diyelim ki beklentiler dövizin yükselmesi yönünde, bütün oyuncular oraya doğru hareket ediyor ve döviz talep ediyorlar. Bu da yangına körükle gitmek anlamına geliyor. Bu döviz talebi reel değil oyun için talep ediliyor, dolayısıyla dolardaki talebi daha fazla artırıyor. Ters yönde bir hareket söz konusu olduğunda da bu sefer aşırı düşmesi için inanılmaz bir şekilde baskı unsuru olarak kullanılabiliyor. Spekülatif ataklarda kullanılabilecek bir platform olarak ortaya çıktı. Nitekim düzenlemeden sonra günlük işlem hacmi 2 milyar dolar civarına düştü. Onu da gerçek oyuncular yapıyor. Biz o tedbiri almış olmasaydık, yaklaşık günlük 15 milyar dolarlık işlem hacminde on binlerce insanın milyonlarca dolar kaybı meydana gelecekti. Bunu engelledik. Özellikle kaldıraç oranlarının bu yüksekliği nedeniyle tahrip edici boyutu insanlar üzerinde çığ etkisi gibi yıkıcı. Her toplumda vardır riski seven insanlar ama onların önünü kapatacaksınız. 'Sermaye yurt dışına gider' deniyor, hayır, böyle bir tehlike şu anda yok onunla ilgili de tedbirleri alıyoruz, yakında gerekli düzenlemeleri yapacağız. Zaten var mevzuatımızda, SPK'nın iznini almayan bu tip platformlara erişim yapılamaz ya da orada yatırım yapılamaz, yasak bu. Dolayısıyla o yasağın etkin bir şekilde kullanılmasına ilişkin de gereken tedbirleri alıyoruz."
-"Bilmeden konuşuyorlar"
Canikli, Türkiye Varlık Fonuna ilişkin de değerlendirmelerde bulunarak, bu fonun, durağan ve bir tarafta pasifte bekleyen kıymetlerin ekonomiye katılmasından ibaret olduğunu dile getirdi.
Söz konusu fonun son derece akılcı olduğunu, Türkiye'yi özellikle ihtiyacı olan alanlarda motive edici lokomotif etkisi yaratacağını belirten Canikli, "Bu yolla biz yüz milyarlarca dolar kaynak üreteceğiz, dönüşü olan, belli sürelerde kendini amorti eden ve Türkiye'nin kalkınmasına, büyümesine inanılmaz şekilde katkı sağlayacak projelerin finansmanında kullanacağız." dedi.
Türkiye Varlık Fonunda denetimden kaçıldığına ilişkin eleştirileri de değerlendiren Canikli, "Burada maalesef yeteri kadar bilmeden konuşuyorlar. Yatırım fonuna devredilen bu işletmelerin mevzuatları ne ise onlar aynen devam ediyor. Denetim için de geçerli. Ziraat Bankası, Sayıştay tarafından denetlenmeye devam edecek. Halk Bankası için de geçerli." ifadelerini kullandı.