AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, Başbakan Erdoğan’ın cumhurbaşkanı adaylığından sonra istifa edip etmeyeceğine ilişkin bir soruya, “Her genel seçim, bir başbakanlık seçimidir? Başbakan, Başbakanlık seçimine, genel seçime gittiği zaman istifa ediyor mu? Hayır. Dünyada bir örneği var mı? Hayır. Ben seçime gidiyorum İsmet paşayım. 1946’da Celal Bayar ile aynı şartlarda yarışayım diye ben başbakanlıktan istifa ediyorum diye bir şey var mı Türkiye’de, 50’de var mı hayır. Sayın Başbakan da istifa etmeyecek. Boşuna kendinizi yormayın” diye yanıt verdi.
AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) Toplantısı’ndan sonra AK Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, basın açıklaması yaparak gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Kılıçdaroğlu ’nun cumhurbaşkanlığı adaylığına ilişkin yaptığı açıklamaları eleştiren Çelik, “Ben hayretler içerisindeyim. Sayın Kılıçdaroğlu’nun yaptığı açıklamaları, bütün Cumhuriyet Halk Partililere bir haksızlık ve hakaret olarak değerlendiriyorum. “Yalancıdan, şaibeliden cumhurbaşkanı adayı olmaz” açıklamalar şeklinde devam ediyor. Demek ki siz yalancı, hırsız, şaibesiz olmayan birisini bulamadınız partiniz içinden. Yadırgıyorum. CHP ’lilerin buna tepki göstermesi gerekiyor” dedi.
‘DEMEK Kİ SİZ YALANCI HIRSIZ OLMAYAN BİRİSİNİ BULAMADINIZ’
AK Parti’nin cumhurbaşkanı adayının Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olduğunu yenileyen Çelik, “Cumhurbaşkanı adayımızı, halkımızın takdirine bırakıyor. Halkımıza emanet ediyoruz” dedi.
Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığına ilişkin yaptığı açıklamaları eleştiren Çelik, “Ben hayretler içerisindeyim. Sayın Kılıçdaroğlu’nun yaptığı açıklamaları, bütün Cumhuriyet Halk Partililere bir haksızlık ve hakaret olarak değerlendiriyorum. “Yalancıdan, şaibeliden cumhurbaşkanı adayı olmaz” açıklamalar şeklinde devam ediyor. Demek ki siz yalancı olmayan birisini bulamadınız partiniz içinden. “Hırsızdan olmaz” siz partiniz içinden bulamadınız mı böyle birisini. “Şaibesiz” birisini bulamadınız mı? Siyasetçileri ve siyaset kurumunu tezyif ettiğinizi bilmeniz gerekiyor. Yadırgıyorum. CHP’lilerin buna tepki göstermesi gerekiyor” diye konuştu.
Başbakan Erdoğan’ın cumhurbaşkanı adaylığından sonra istifa edip etmeyeceğine ilişkin bir soruya Çelik, “Her genel seçim, bir başbakanlık seçimidir? Başbakan, Başbakanlık seçimine, genel seçime gittiği zaman istifa ediyor mu? Hayır. Dünyada bir örneği var mı? Hayır. Ben seçime gidiyorum İsmet paşayım. 1946’da Celal Bayar ile aynı şartlarda yarışayım diye ben başbakanlıktan istifa ediyorum” diye bir şey var mı Türkiye’de 50’de var mı hayır. Sayın Başbakan da istifa etmeyecek. Boşuna kendinizi yormayın” diye yanıt verdi.
AK PARTİ’NİN NE OLACAĞINI ALLAH BİLİR
AK Parti’nin geleceğine dair bir soru üzerine Çelik, “AK Parti’nin ne olacağını, olamayacağını Allah bilir. Halk karar verir. Ama biz bir, iki, üç günlük stratejiler hazırlamayız. AK Parti’nin içinde acaba bir çatlama, restleşme, küsüşme, ayrışma olur mu? Beklentisi içerisinde olanlar boşuna burada kendileri için gelecek aramasınlar. Onlara buradan gelecek çıkmaz” dedi.
MAKAM ARACINI KULLANMAYACAK
Seçim yasakları başladığı zaman Başbakan Erdoğan’ın başbakanlık uçağını ve makam aracını kullanmayacağını söyleyen Çelik, “Bırakalım bunları. Kendi kendimizi de kandırmayalım. Türkiye’de, dünyada bunun örneği yok. Sayın Başbakan’ın istifa etmesine dair ne bir Anayasa, yasa hükmü var. Ne de bir Yüksek Seçim Kurulu (YSK) var. YSK aldığı kararda hangi meslek gruplarının aday olmaları halinde istifa etmeleri gerektiğine dair bir liste yayınladı. Orada milletvekilleri, başbakan var mı? Yok. Peki derdiniz ne o zaman sizin? Seçim yasakları başladığında, Başbakan ne Başbakanlık uçağını kullanabilir ne de makam aracını kullanabilir. Sayın başbakan buna şimdiye kadar uydu ve uyacaktır. Sayın başbakan da istifa etmeyecek boşuna kendinizi yormayın” açıklamasında bulundu.
AK PARTİ’DE ÇATLAMA, RESTLEŞME, KÜSÜŞME OLMAYACAK
AK Parti’nin geleceğine dair bir soru üzerine Çelik, “AK Parti’nin ne olacağını, olamayacağını Allah bilir. Halk karar verir. Ama biz bir, iki, üç günlük stratejiler hazırlamayız. Bizim gündemimizde böyle bir problemimiz yok. Allah lütfeder de Başbakanımız 10’unda Cumhurbaşkanı olursa ayın 11’inden itibaren bunları konuşabiliriz. Biz ayın 10’nuna kadar cumhurbaşkanlığı seçimine kilitlenmiş durumdayız. Bizim halimiz hiç kötü olmadı. Memleketin hali de kötü olmadı. Her şey daha iyi oldu. AK Parti’nin içinde acaba bir çatlama, restleşme, küsüşme, ayrışma olur mu? Beklentisi içerisinde olanlar boşuna burada kendileri için gelecek aramasınlar. Onlara buradan gelecek çıkmaz” diye konuştu.
MADIMAK KARA BİR LEKE
AK Parti sözcüsü Hüseyin Çelik, MKYK’da cumhurbaşkanlığı seçim çalışmaları, iç ve dış gelişmeler ile çözüm süreci konularının görüşüldüğünü söyledi. Madımak katliamının yıldönümüne değinen Çelik, “Sivas’taki o acı olayda hayatını kaybeden vatandaşlarımıza tekrar rahmet diliyorum. Mezhep kavgalarının insanları ne hakle getirdiğini görmek istiyorsak Irak’a, Suriye’ye bakmamız lazım. Madımak meselesi hala tüm detaylarıyla aydınlatabilmiş bir mesele değil. Kim tarihimize böyle bir kara leke düşürdü. Bu henüz aydınlatılabilmiş değil. Keşke o perde büsbütün kalksa. Birileri vatanperverlik adına bu ülkeye en büyük kötülüğü neden yaptı bunu görmemiz çok çok faydalı olacaktır. Bu siyasi istikrarın kıymetini bilmemiz gerekiyor “ diye konuştu.
“3 ARTI 1, ARTI 0, ARTI SIFIR, EŞİTTİR 4 HEPSİ O KADAR”
5 partinin çatı aday Ekmeleddin İhsanoğlu için imzaladıkları deklarasyona da değinen Çelik, “Deklarasyona, büyük uzlaşma demişler. Önce kendiniz büyük olmalısınız ki, bir büyük uzlaşma yapasınız. Buradaki arkadaşları belki şöyle değerlendirebilirsiniz. 3 artı 1, artı 0, artı sıfır, eşittir kaç? 4 hepsi o kadar. Hemen hemen hiçbir şey” ifadelerine yer verdi.
“SEZER’İN CUMHURBAŞKANLIĞI TÜRKİYE’YE MOĞOL İSTİLASI KADAR ZARAR VERMİŞTİR”
Eski cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in cumhurbaşkanı seçilmesine ilişkin Çelik, “Ben oy vermedim. Her yerde söyledim. Nitekim Sayın Ahmet Necdet Sezer, birkaç tur sonucunda seçildi. Bu uzlaşmadan Türkiye için büyük bir talih mi, baht mı çıktı? Türkiye’nin yurt içinde dışında itibarı mı arttı. Sayın Ahmet Necdet Sezer’in cumhurbaşkanlığı en az Türkiye’ye Moğol istilası kadar zarar vermiştir. Bu kadar net. O dönemi hatırlamaya çalışın. Militarist bir anlayışa sahip olmak üniforma ile ilgili bir şey değil. Cumhurbaşkanlığı makamı, milli iradeye ve siyasete ayar çekilen bir makam olarak işlem görüyordu. Sezer de bunun en önemli temsilcilerinden birisi olarak görev yaptı. Cumhurbaşkanlığı süresince kendisine bir kusur etmedik. Bir insanı sevmeseniz de bir makamı işgal ediyorsa, biz ona gerekli saygımızı gösterdik. Nasıl bir cumhurbaşkanlığı yapıldığı ortadadır” diye konuştu.
“BAŞBAKAN, ERKLER ARASINDA ORKESTRA ŞEFLİĞİ YAPACAK"
Çelik, “Sayın Başbakanımız, cumhurbaşkanı olduğu zaman güçler arasında, erkler arasında orkestra şefliği yapacak. Esas İstanbul’da yapılacak toplantı resmi seçim kampanyasının başlangıcı olacak. Başbakanımızın illere yapacağı mitingler olacak. Yazılı, görsel medyada meramızı anlatacağız. Açık hava reklam ve propagandalarından yararlanacağız. Ama bizim partinin en büyük kazancı ve avantajı yüz yüze insanların nabzına tutmak yüreğine dokunmaktır bugüne kadar olduğu gibi inşallah bundan sonra da yapacağız” açıklamasında bulundu.
“BALYOZ BAL GİBİ DARBE EYLEM PLANI İDİ
Balyoz hükümlüsü eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek’in kendisi hakkında suç duyurusunda bulunmasını değerlendirmesi istenen Çelik, “Varsayın ki 12 Eylül 2010’da 26 maddelik Anayasa değişikliği paketi halk tarafından kabul edilmedi. Alt kademe mahkeme karar veriyor. Temyiz mahkemesi olan mahkeme de bunu onaylıyor hüküm kesinleşiyor. AİHM dışında gidilecek bir yer var mıydı? Ben ‘Balyoz bal gibi darbe eylem planı’ derken bu tesadüfen ağzımdan çıkmış bir söz değil. Sayın Özden Örnek de onun gibi binlerce örnek de benim aleyhimde davalar açsalar da ben bugün de, yarın da söyleyeceğim; Balyoz bal gibi darbe eylem planı idi. Fakat gerçekleşmeye fırsat bulunamadı. Kimse halkın aklıyla alay etmesin. Bir oyun oynadınız. Adına ‘Harp oyunu’ dediniz. Ama milli iradeye karşı oyun oynadınız. Bu da mahkemeler tarafından tespit ve tescil edildi. Üzerinde durmamız gereken, adil yargılanma hakkı var. İster Balyozcu, Ergenekoncu, KCK’lı, PKK’lı olsun. Dava açtılar diye pişmanlık duyacak değilim. Açabildikleri kadar dava açabilirler” diye konuştu.
