Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi'nde Genişletilmiş İl Seçim İşleri Başkanları Toplantısı'na katıldı.
Toplantıda, seçim süreci ve takvimini, seçim koordinasyon merkezlerinin çalışma biçimlerini, sandık ve seçim kurulu temsilcilerinin görevlerini ve seçimle ilgili tüm konuların konuşulacağını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu toplantının hayırlara vesile olmasını diledi.
"Demokrasilerde sandık namustur, çünkü siz sahada ne kadar çalışırsanız çalışın, seçimin kazanıldığı yer sandıktır." ifadesini kullanan Erdoğan, demokrasinin fiilen tecelli ettiği yer olan sandığa sahip çıkılmazsa millet iradesinin yönetime yansımasının da temin edilemeyeceğini söyledi.
Mersin'e bağlı Arslanköy'de yapılan 1947 Muhtarlık Seçimleri'nde yaşanan olayları anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Zaman zaman anlattığım Arslanköy örneği vardır. Genç kardeşlerimiz bunu bilmezler. CHP'yi anlamak ve tanımak için Arslanköy'ü ve Arslanköy'ün kadınlarını da iyi tanımak ve anlamak gerekiyor. CHP 1946 seçimlerini açık oy, gizli tasnif usulüyle kazandıktan sonra yetinmemiş, bu defa da gözünü 1947 yılında yapılan muhtarlık seçimlerine dikmiştir. Torosların tepesindeki Arslanköy sakinleri, CHP'nin dayattığı zalim muhtarı değil kendi desteklediklerinin Demokrat Partili adayı seçmek için dört gözle sandığı beklemektedir. Seçim sandığı köye gelir ama Halkevine konulan sandığa Demokrat Partili adaya oy vereceği bilinen hiç kimse yaklaştırılmaz. İtirazlar üzerine sandık, köy odasına götürülür. Ahali oyunu kullanır ve akşam sandık kapanır. Sandığın başındaki görevli, CHP adayının kazanamayacağını görünce, 'hastalandım' diyerek, oy sayımını ertesi güne bırakmak ve sandığını karakola götürmek ister.
Bunun üzerine Arslanköy'ün kahraman kadınları, köy odasının önünde toplanır ve sandığın başka yere götürülmesine izin vermezler. Sandıktan çıkacak iradelerinin çiğnenmesine müsaade etmeyen bu kadınlar, Torosların soğuğunda jandarma ile sabaha kadar sandığı beklerler. Ertesi gün yapılan sayımda, Demokrat Partili köy muhtarı adayı, seçimi 10 kat farkla kazanır.
Sonucu hazmedemeyen CHP'li yöneticilerin itirazıyla il valisi seçimin yenilenmesine karar verir. Köye gelen ve başlarında sarhoş bir zabitin bulunduğu jandarmayla seçim sandığına ve orada tecelli eden iradelerine sıkı sıkıya sahip çıkan köylüler arasında nahoş hadiseler yaşanır. Aralarında birkaç aylık bebeklerinin de bulunduğu, kadınların da bulunduğu çok sayıda Arslanköylü gözaltına alınıp demir parmaklıklar arkasına atılır. Yine CHP tarafından ayarlanan bir hakim vasıtasıyla bu olay bir isyan havasına büründürülüp sanıklar hakkında idam cezası istenir. CHP budur."
"Rey demek ırz demektir"Yargılananlar arasında bulunan "Elif" isminde kahraman bir kadının, hakime dönerek, "Rey demek ırz demektir. Soruyorum size, oyumuzu mu teslim edelim, ırzımızı mı?" dediğini aktaran Erdoğan, "Bu kahraman kadın, parmağıyla boynunu gösterip, 'İdama kadar yolu var' sözüyle adeta meydan okumuştur." dedi.
Demokrat Partili ünlü isimlerin avukatlığını üstlendiği Arslanköylülerin yargılanmasının bir yıldan fazla sürdüğünü anımsatan Erdoğan, "Arslanköylüler yargılamanın ardından ya beraat ederler yada küçük cezalar alarak tahliye olurlar. Tarihimize 47 Hadisesi olarak geçen bu olay, milletimizin sandığı ve oradan çıkan iradesine olan bağlılığını göstermesi bakımından çok önemlidir." ifadelerini kullandı.
CHP'yi tanımak isteyenlere seslenen Erdoğan, şunları kaydetti:
"CHP'yi tanımak istiyorsanız CHP budur. CHP hiçbir zaman sandıktan çıkan iradeye saygı duymamıştır. CHP hiçbir zaman milli iradeye saygı duymamıştır. CHP hep açık oy, gizli tasnifle seçim yapma yoluna gitmiştir. Şimdi tabii bunları yapamıyorlar ama fırsatını bulsalar nasıl ki bölücü terör örgütünün arkasında olduğu parti, birçok yerde oyları alıp istedikleri gibi kullandılar mı? Kullandılar. Muhtarları tehdit ettiler mi? Ettiler. Ondan sonra da oyları kendileri istedikleri gibi orada kullanmak suretiyle silme, o köylerde, beldelerde, ilçelerde sandıklardan kendi hesaplarına netice çıkarttılar. Seçim sandığındaki oya sahip çıkmakla ırza sahip çıkmayı aynı gören bir demokrasi mirasına sahip olduğumuzu asla unutmayacağız. Milletimiz, hiçbir hakkı gibi iradesini sandığa özgürce yansıtma hakkını da öyle kolay almamıştır.
Rahmetli Menderes, sandıktan çıktığı halde arkasında CHP'lilerin olduğu darbecilerin urganından kendini kurtaramamıştır. Yine aynı CHP, sandıktan çıkan rahmetli Türkeş ve arkadaşlarını 12 Eylül'de en ağır işkencelere maruz bırakarak idamla yargılayanların mirasçılarını bugünlerde yeniden vitrine çıkartmak suretiyle 60 yıldır hiç değişmediğini gösteriyor. Milletten aldığı yetkiyle başbakanlık görevine gelen rahmetli Erbakan'ı, binbir hileyle alaşağı eden de yine aynı kafadır. Bölücü terör örgütünün güdümündeki siyasi partiyle girdiği yakın ilişki CHP'nin gerçek yüzünün sadece bir kısmıdır."
AK Parti'nin adeta anayasa değiştirebilecek güce sahip olduğu dönemde kapatılmak istendiğini anımsatan Erdoğan, "Yine bu CHP'nin başındakiler ne dedi? 'Ankara'da da savcılar, hakimler varmış' dediler. Aynı CHP, değişen bir şey yok. Bu kadar güçlü geleceksin, millet sana böyle bir yetki verecek ve bu CHP zihniyeti partimizi kapatma noktasında adımlarını atacak. Bugün karşımızda yıllardır iktidardan uzak kalmış olmanın mahcubiyetiyle demokrasi ve özgürlük havariliğine soyunan bir CHP olması kimseyi aldatmasın." değerlendirmesinde bulundu.
"Yontulmamış bir faşist zihniyet""Şimdi yanlarında yoldaşları var, yandaşları var." ifadesini kullanan Erdoğan, "Bu yoldaşlarıyla, bu yandaşlarıyla beraber şu anda adeta karşımızda Cumhur İttifakı'na karşı bir ittifak oluşturdular. Başarılı olamayacaklar, yine onlara, ben inanıyorum ki 31 Mart'ta benim vatandaşlarım gereken dersi, gereken cevabı sandıkta verecektir. İş başında bulundukları belediyelerden, kendi partilerinin içindeki uygulamalardan çok iyi biliyoruz ki bu kılıfın altında gücü eline geçirme umuduyla yanıp tutuşan, yontulmamış bir faşist zihniyet vardır." dedi.