Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Maltepe Etkinlik Alanı'nda düzenlenen mitingteki konuşmasına, İstiklal Marşı'nın 10 kıtasını okuyarak başladı.
İstanbulluları yürekten muhabbetle selamladığını ifade eden Erdoğan, katılımcılara şöyle seslendi:
"Bütün ilçelerini, tüm semtlerini, caddelerini, sokaklarını, tepelerini, minare ve kubbelerini, gönülden selamlıyorum İstanbul. Bir kez daha Hazreti Yuşa'yı, bir kez daha Eyyubel Ensari Hazretleri'ni hürmetle selamlıyorum. İstanbul'daki sayısız evliyayı, gönül dostlarını, alimleri hürmetle selamlıyorum. Cihanı titreten sultanlarını minnetle selamlıyorum. İstanbul'un tüm sakinlerini, tüm İstanbullu kardeşlerimi, hemşehrilerimi selamlıyorum. İstanbul, bugün yine çok muhteşemsin İstanbul. 23 Mart'ta Yenikapı'da 1,5 milyonluk mitingte sen tarih yazmıştın. İşte bugün, Anadolu Yakası'nda, Maltepe'de yine tarih yazıyor, yine tarih inşa ediyorsun ey İstanbul. Şu İstanbul'daki heyecan, coşku, şu İstanbul'daki kükreyiş var ya inanın bu manzara, dostlarımızın yüreğine su serpiyor, kardeşlerimizin gönlünü ferahlatıyor. Şu aşk, şu sevda, şu heyecan, mazlumlara umut ışığı oluyor. Senin şu dik duruşun, şu onurlu duruşun var ya İstanbul, inan zalimlerin yüreğine korku salıyor. İstanbul, sen burada böyle dimdik durduğun müddetçe inanın adaletin sancağı yere düşmez. Sen burada mertçe durduğun sürece inanın zalimlerin gözüne uyku girmez. Sen umutsun İstanbul, sen Fatih'in şehrisin, sen Fatih Sultan Mehmed'in torunlarının şehrisin. Sen, şehitler diyarısın."
Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Erdoğan, Mehmet Akif Ersoy'un Çanakkale Şehitlerine şiirinden alıntı yaparak, "Bugün anlamlı bir gün. Allah sizlerden razı olsun. Şu meydandaki coşkuyu, heyecanı, buradan yayılan umudu Rabbim inşallah daha da çoğaltsın. Burada 'Amin' diye haykıran kullarının yüzü suyu hürmetine Rabbim duaları kabul etsin" dedi.
Gazze'nin çocuklarına selam
Bugün sadece 10 Ağustos mitingi yapılmadığını, Maltepe'den Irak'a, Suriye'ye, Myanmar'a, Somali'ye, Mısır'a "Biz buradayız" diye haykırıldığını ifade eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bugün buradan Filistin'e, Kudüs'e, Ramallah'a, Nablus'a, Eriha'ya, 'Kardeşleriniz işte burada' diye sesleniyoruz. Buradan Gazze'nin çocuklarına selam gönderiyoruz. Gazze'nin mazlumlarına, masumlarına selam gönderiyoruz. İstanbul'un annelerinden Türkiye'nin tüm annelerinden Gazze'nin annelerine dayanışma mesajlarını gönderiyoruz. Biz, işte buradayız Gazze, öfkemizle buradayız, yanan yüreklerimizle buradayız. Elimizle, olmuyorsa dilimizle, yapamıyorsak hiç olmazsa gönlümüzden buğz etme görevini yerine getiriyoruz Gazze. Dillerimizle, dualarımızla buradayız. Sanma ki uzaktayız Gazze. Senin yanında, senin yanıbaşındayız. 100 yıl önce Şucaiye'den Mehmetçiğimizi çektik ama yüreğimizi çekmedik. Yüreğimizin yarısı İstanbul'daysa, yarısı Gazze'dedir. Theodor Herzl, ulu hakan Abdülhamid Han'a bir elçi gönderiyor. 'Filistin'den toprak almak için çok yüklü miktarda para, altın teklif ediyor. Sultan Abdülhamid şu cevabı veriyor: 'Benim Filistin ve Suriye'den gelen iki alayım, Plevne'de son neferine kadar kırılmaya can attılar. Bir teki bile hayatta kalmadı. Hepsi cansız bir şekilde toprağa serildiler. Türk İmparatorluğu, Türk halkınındır, benim değil. Onun tek bir parçasını vermem. Yahudiler, milyonlarını saklasınlar, impatorluğum parçalanınca belki de Filistin'i tek kuruş ödemeden elde edeceklerdir. Fakat ancak kadavramız parçalara ayrılabilir, vücudumuzun canlı canlı kesilip biçilmesine razı olamam' diyor. Tam da Sultan Abdülhamid'in dediği gibi oldu. Önce Osmanlı'yı parçaladılar, kadavra yaptılar. Ardından da Filistin için, Filistinliler için ağır zulüm başladı. Ağır ağır, karış karış sürerek, öldürerek, zulmederek Filistinliler'in o topraklarda yaşam haklarını ellerinden aldılar. Şu anda orada hayata tutunmaya çalışan Filistinlilere de tahümmülü yok, onlar da ölsün, onlar da sürgüne gitsin istiyorlar, onlar da evlerini, vatanlarını, yurtlarını terketsin istiyorlar. Şimdi rahatsız eden bir cümleyi söylüyorum. Hitler, Almanya'da nasıl ari bir ırk oluşturmaya çalıştıysa, İsrail Devleti de şu anda orada aynı hedefin peşinden koşuyor."
Hiç bir zulüm ebedi değildir
Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasından ana başlıklar şöyle:
"Hiç bir zulüm ebedi değildir, gün gelecek zulümlerinin hesabını mutlaka verecekler. Bu bebek katillerinin, İsrail yönetiminin er ya da geç yaptıklarının hesabını hukuk içinde vereceğini biliyoruz. Dünyada vicdan sahipleri Filistin ve Gazze'nin yanında, samimi müminlerin hepsi Gazze'nin yanında"
"Filistin'de şu ana kadar, bu son saldırıda 10 gazeteci hayatını kaybetti. Bizim oradaki Anadolu Ajansı büromuza, iki kez saldırı yapıldı, gazeteciler yaralandı. Hiç dünyadan tepki var mı? Ey uluslararası basın, ey basın örgütleri neredesiniz? Türkiye'de terör suçluları için 'gazeteciler tutuklu' diye ayağa kalkarsınız, Filistin'de ölen gazetecileri neden görmüyorsunuz?"
"Bu monşer aday zaten bu işlerden hiç anlamaz. Suudi Arabistan 'Bunu çekin' diye bize söyledi, mevcut cumhurbaşkanımız Abdullah Bey'e söyledi, Dışişleri Bakanımıza söyledi. 'Bu adamı alın buradan' dedi. Biz de dedik ki 'Yani seçim yapıldı, seçimle geldi seçimle geleni alma imkanımız malum yok. Biz sizi bu noktada gücendirmek istemeyiz ama böyle bir imkan yok.' Bu bize ne dedi biliyor musunuz? 'Benim arkamda durmuyorsunuz' dedi. Tamam da sen başarısızsın, beceriksizsin. Seni bundan dolayı istemiyorlar. Diyor ki 'bana nişan taktılar.' Sana gidesin diye nişan taktılar"
"Neymiş profesörmüş, neymiş 3 dil biliyormuş. Biz tercüman mı yoksa ülkeyi yönetecek adamı mı arıyoruz? Tercüman arıyorsak çok... 3 dil bilen de var, 5 dil bilen de var. Ben işte tercümanlarla götürüyorum işi hamdolsun"
"Muhtaçlara ulaşma, mazlumların hakkını savunma, Türkmenlerin ihtiyaçlarını giderme noktasında, ne CHP ne de MHP bizim elimize su dahi dökemez, su. Kardeşlerim bu MHP'nin milliyetçiliği fasondur, fason. Bunların milliyetçiliği de halkçılığı da sahtedir, sahte. İşte biz bunların milliyetçiliğini, çıkardıkları ortak adaylarında, yani monşerde gördük"
"Çekoslovakya Devlet Başkanı arkadaşım' diyor. Ekmel, Çekoslovakya diye devlet mi kaldı? Artık Çek Cumhuriyeti var. Çekoslovakya diye devlet var mı? Çekoslovakya iki ayrı devlet oldu"
"Bugün İstanbul'a veda etmiyorum. "
"Biz Hakk'a ve halka teslim olmuşuz. Sizin manşetleriniz, bize işlemez. Sizin tehditleriniz, bize işlemez. Sizin kurşunlarınız, sizin suikast planlarınız, sizin işaret ettiğiniz darağacı yolları, bize işlemez. Allah'a hamdolsun işlemedi. 'Muhtar bile olamaz' diye manşetler attılar. O manşetler bize tesir etmedi. Nice suikast girişiminde bulundular. O tehditler bizi yolumuzdan çevirmedi"
"Bugün İstanbul'a veda etmiyorum. Ben bugün sizlere veda etmiyorum. Allah takdir ederse doğduğum bu şehirde vefat etmek, hiç olmazsa bu şehre defnedilmek benim en büyük arzum ve en büyük vasiyetimdir"