Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) yargı yapılanmasına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında, HSYK Başkanının çağrıları üzerine etkin pişmanlık hükümlerinden yaralananan tutuklu şüpheli eski savcı Turhan Turunç hakkında, ''silahlı terör örgütüne üye olmak'' suçundan cezalandırılması istemiyle hazırlanan iddianamede, örgüte iltisaklı savcı ve hakimlerin isimlerini bildiren ve verdiği flash bellekte örgütün yol haritasına dair dokümanların bulunması sebebiyle şüpheli hakkında etkin pişmanlık hükümleri uygulanıp uygulanmaması konusunda takdirin mahkemeye ait olduğu belirtildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, FETÖ'nün yargı yapılanmasına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanarak ifade veren ve avukatı aracılığıyla sunduğu, örgütün yol haritasına ilişkin dokümanların bulunduğu USB'yi savcılığa veren şüpheli savcı Turhan Turunç hakkında yürütülen soruşturma tamamlandı.
Soruşturma sonucunda Cumhuriyet savcısı Mahmut Savaşçı tarafından hazırlanan 106 sayfalık iddianamede, eski savcı Turhan Turunç şüpheli sıfatıyla yer alıyor.
İddianamede, örgütün toplumun dini duygularını kullanarak ''himmet'' adı altında topladığı finans kaynaklarını istişare kurulu, ülke, bölge, il, ilçe, semt, ev imamları gibi hiyerarşik bir yapı içeren insan gücünü, örgütsel menfaat ve ideolojisi çerçevesinde kullanarak, devletin kurumlarına sızmak ve bunun için yabancı ülkelerden bir takım kişi ve kuruluşların desteğini alarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tüm anayasal kurumlarını ele geçirmek olduğu belirtilerek, FETÖ'nün aynı zamanda uluslararası düzeyde büyük ve etkili siyasi/ekonomik güç haline gelmek ve siyasi/sosyal konularda kendi düşünce ekseni etrafında bir kamuoyu oluşturmak, tüm toplumu hedef alıp kendi anlayışınca terbiye etmek, karar alıcı ve politikacıları etkilemek, ulusal ve uluslararası politikalara yön vermek amacıyla hareket ettiği kaydedildi.
Şüpheli savcı Turunç'un, 1988 yılından bu yana terör örgütünün hiyerarşik yapılanması içerisinde bilerek ve benimseyerek yer aldığı, görev yaptığı her yerdeki silahlı terör örgütü FETÖ/PDY'nin yargı yapılanması içerisindeki hakim ve savcılarla düzenli olarak bir araya gelerek silahlı örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in vaazlarını dinledikleri anlatılan iddianamede, şüphelinin terör örgütü üyesi olmayan meslektaşlarının özel yaşamı ve kişisel bilgilerinin toplantıya katılan grup sorumlusuna aktarılarak adeta fişleme yapıldığı, himmet, bağış, sadaka ve benzeri isim altında örgüte kaynak temin edildiği toplantılara katıldığı ve bu toplantılarda alınan kararları uyguladığı belirtildi.
İddianamede, şüphelinin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyelerinin 2014 HSYK seçimleri öncesi oluşturduğu gizli haberleşme ağıyla kendi mensubu olan hakim ve cumhuriyet savcılarını tespit ederek, Haimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyeliğine aday olan sözde bağımsız adayların alacağı muhtemel oyları hesaplamak ve seçimlerde üyelerinin kendi talimatları doğrultusunda oy kullanmasını ve örgüt içi iletişimi sağlamak amacıyla kullandıkları ByLock uygulamasını kullandığının tespit edildiği vurgulandı.
-Şüpheli savcının oğlu Hava Harp Okulunda askeri öğrenciŞüphelinin avukatı tarafından savcılığa sunduğu, örgütün yol haritasını içeren bilgilerin bulunduğu USB bellek içeriğinde bulunan dokümanlarda belirtildiği üzere hareket ettiği anlatılan iddianamede, 4 tanığın beyanlarıyla şüphelinin, anılan silahlı terör örgütü hiyerarşik yapılanmasında yer aldığı belirtilerek, FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün talimat ve telkinleriyle şüphelinin oğlunun İstanbul Hava Harp Okulu Komutanlığında askeri öğrenci olduğunun tespit edildiği bilgisi yer aldı.
İddianamede, şüpheli savcının ifadesine de yer verildi. Şüpheli ifadesinde, örgüt yapılanmasını ve bugüne kadar FETÖ ile iltisaklı hakim ve savcıların isimlerini bildirerek, ''Benim bu zamana kadar etkin pişmanlıktan yararlanmamam korktuğum içindi. Ancak devlet büyüklerimiz ve HSYK Başkanı’nın ülkemin birliği ve bütünlüğü için yaptıkları çağrılara uymaya karar verdim.'' dedi.
Örgüt ile ilişkisini kronolojik olarak ifadesinde anlatan şüpheli savcı Turunç, şunları söyledi:
''Ben cemaatin bu karanlık yüzünü göremedim, örgüt kirli yüzünü 15 Temmuz gecesi göstermiştir. Ben örgütün derin yüzünü bilmiyordum ve habersizdim. Milletine ihanet eden bu yapıyı asla tasvip etmiyorum. Böyle bir yapı olduğunu bilseydim asla girmezdim. Halkına ateş eden bu örgütü tasvip etmiyorum. Unvanlı görev yaparken sicil doldurduğumda adil davrandım. Ben kendim 1 Ağustos’ta teslim oldum. Bu yapı benim, ailemin ve çocuklarımın geleceğini çaldı.''
İddianamede, örgütün yapısı, faaliyetleri ve içinde bulunan bir kısım hakim-savcıların ismini verdiği ve örgüt ile ilişkili olduğunu içeren ikrarlı savunması ile tüm soruşturma kapsamından elde edilen deliller gözetildiğinde şüphelinin FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün üyesi olduğunun anlaşıldığı vurgulanarak, şüpheli savcının verdiği ifadeleri ve sunduğu, örgütün yol haritasına ilişkin dokümanların bulunduğu USB bellekteki bilgilerin, etkin pişmanlık hükümleri kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceğinin takdirinin mahkemeye ait olduğu belirtildi.
Başsavcıvekili Önder Yaman tarafından onaylanan iddianame, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi.