Navigasyon firması TomTom’un yaptığı araştırmaya göre; İstanbul, dünya üzerinde, trafiği en sıkışık 2. kent. Bu ölçüme göre, listenin birinci sırasında Moskova yer alıyor. Öte yandan yine hesaplamalara göre, her bir İstanbullunun, bir yıl boyunca trafikte yaşadığı gecikme, 118 saati buluyor.
TomTom’un 6.’sını yayınladığı ‘Trafik Endeksi’ne göre, Türkiye’deki sürücülerin, yılda ortalama 12 iş günü, trafikte sıkışık kalarak geçiyor. Dünyada ise bu rakam, ortalama, yılda 8 iş günü. Dünyanın 169 şehrinde trafik sıkışıklığının ölçüldüğü araştırmaya göre, trafiği en sıkışık olan kent Moskova’yı, İstanbul ve Rio de Janeiro takip ediyor.
ANKARA VE İZMİR İLK KEZ LİSTEDE
2007 yılından bu yana yapılan ‘TomTom Trafik Endeksi’ raporunda, bu yıl ilk kez Ankara ve İzmir de listede yer aldı. Başkent Ankara, en çok trafik sıkışıklığı yaşanan şehirler arasında 7. sırada bulunuyor. Yüzde 36 sıkışıklık oranına sahip şehirde, en yoğun saatlerdeki gecikme ise 40 dakika. TomTom Türkiye Ülke Müdürü Enis Yücesan, Ankara’da yapılan yol ve sinyalizasyon çalışmalarıyla sıkışıklığın azaldığını gördüklerini söyledi.
İstanbul trafiğine ilişkin tüp geçit projesinin mimarları içinde yer alan Yüksek Mühendis ve Kentbilimci Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp, çemberler projesinin İstanbul trafiğine çözüm olacağını belirtti. Projeye göre, çizgisel geçişler, yerini dairesel yönteme bırakarak, trafik akışı daha hızlı sağlanabilecek.
GEÇİŞLER ÇİZGİSEL PLANLANMIŞ
‘İstanbul trafiğinde genel bir kabul yanlışlığı var. İstanbul ulaşımının ana hatları sahil yolu, E-5, TEM şimdi de üçüncü köprüyü bağlayacak olan kuzey Marmara yolu. Hep doğu-batı yönünde çizgisel olarak planlanmış geçişler. Hâlbuki şehri dairesel olarak dönecek bir yol sistemi yok’ açıklamasını yapan Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp, sıkışmanın birinci nedeni; dairesel hareket yapan, sürekli dönen -kan dolaşım sistemi gibi- bir sistemin olmayışı. O bakımdan, ne kadar kavşak yaparsanız yapın ne kadar köprü yaparsanız yapın düzelmesi mümkün değil ve her gün daha da kötüleşiyor, şeklinde konuştu.
SIKIŞIKLIĞIN BİRDEN ÇOK NEDENİ VAR
Gün içi yolculukta bile karşıya iki saatte gidilebildiğini ifade eden Prof. Ahmet Vefik Alp, eskiden belli saatlerde sıkışırdık, şimdi 24 saat neredeyse trafik sıkışıklığı yaşanıyor. Ana sistemde kabul yanlışlığı var. Bunun da nedeni; İstanbul’un coğrafi konumu, Boğaz, deniz oluşu ve doğu-batı yönündeki çizgisel geçişler. Dönüş hareketi yani dairesel hareket yok, açıklamasını yaptı.
PROJE, İSTANBUL TRAFİĞİNİ AKICI HALE GETİRECEK
Bu kapsamda çemberler sistemi projesinden bahseden Ahmet Vefik Alp, projenin İstanbul trafiğini akıcı hale getireceğini ifade etti. Prof. Dr. Alp, şöyle devam etti:
“İstanbul ulaşımının, her geçen gün daha vahim bir tablo çizmesinin bir nedeni de ana ulaşım akslarının doğu-batı yönünde çizgisel olması, şehri çemberleyen dairesel raylı ve lastik tekerlekli sistemlerin kurulamamış olmasıdır. Boğaziçi’nin güneyinde raylı ve lastik tekerlekli araçlar için inşa edilmekte olan tüplere, Boğaziçi Köprüsü’nün altında yapılacak çok amaçlı bir Yüzertüp eklenirse hem köprüler bakım, tamir, deprem, kaza, savaş koşulları için yedeklenmiş hem de İstanbul’a raylı ve lastik tekerlekli araçlar için ‘Çemberyol’ ve ‘Çemberray Sistemi’ kurulmuş olur.”
AKICILIĞI SAĞLAYAN 3 TEMEL PROJE
Çemberler sistemi ana vizyon. Bunun dışında, tabi şu anda da hepimizin kabullenip çalıştığı toplu taşıma, raylı taşımın yükseltilmesi, deniz ulaşımının yükseltilmesi gibi ikinci derecede çözümler var. Fakat çok yavaş yapıyoruz, çok geç kaldık; raylı sistemi yapana kadar, ulaşım zaten 2 kat artıyor.
Rutin çözümler yapıladursun. Raylı sistem, toplu taşıma, deniz ulaşımı ihya edilsin. Ancak İstanbul’un birikimini alacak, akıcılığı sağlayacak 3 Temel Proje’nin kaçınılmaz olduğu bilinsin:
1. Metro için Kenti kuşaklayan bir çember oluşturalım, 'Çemberray'
2. Araçların da İstanbul’u kesintisiz kuşaklamasını sağlayalım, 'Çemberyol'
3. Kent merkezine girmesi gerekmeyen trafiği, dış çembere alalım. 'TransMar'
Bugün Boğaziçi köprüleri, projede öngörülen kapasitenin 2 katıyla çalışıyorlar. Bugün köprülerde günlük seyahat, 500 bini aştı. Özetle birinci neden, ana ulaşım aksağının dairesel olamayışı, çizgisel oluşu; ikinci neden diğer hususlar, toplu taşıma, deniz ulaşımı da arkasından geliyor.”
TÜP GEÇİŞ, ÇEMBERLER SİSTEMİ PROJESİYLE ANLAM KAZANACAK
Kadir Topbaş’ın çözüm önerilerini de değerlendiren Prof. Dr. Alp, bunların çözüm getirmeyeceğini belirtti:
“Mesela tüp geçit açıldı, hiçbir şey fark etmedi. İstanbul’da tüp geçişin güzergâhına bakıldığında (Prof. Alp, tüp geçişin mimarlarından) şu anki haliyle bir faydası olmadığı görülür. Çünkü tüp geçiş, Kadıköy Üsküdar, Sirkeci, Yenikapı’yı kapsıyor. İstanbul’un ulaşımı, Taksim’in kuzeyinde, Kadıköy yakası yani Avrupa-Asya arasında. Trafik, Taksimin kuzeyine yani Gayrettepe, Levent ve Maslak’a akıyor. O zaman tüp geçişin bir anlamı kalmıyor. Dolayısıyla onu da düzeltmemiz lazım, tüp geçiş benim çemberler sistemi projemle anlam kazanıyor. Sayın Topbaş’ın gayretlerinin artıları da var. Noktasal olarak yararlı ama ana sıkışıklığı çözen büyük vizyon proje, ana fikir yok. Onun için noktasal çözümler kısmi olarak o bölgeyi o noktayı rahatlatıyor, ondan sonra sıkışıyor. Kısaca geçişlerin çizgisel olarak gitmesi, daire yapmaması olayı bitiriyor.” (Ajanshaber)