İstanbul’un tarihi siluetini bozan kuleleri bilmeyeniniz yoktur. Türkiye bu sıcak gelişmeyi ilk olarak Yazete.com’dan öğrendi.
Haberin ilk yayın tarihi 4 Eylül 2011. İkinci yayın tarihi ise 8 Eylül 2011. İkinci yayınımız büyük yankı buldu ve aynı tarihte Haber7.com, Haberler,com, DHA.com.tr, Timeturk.com, Samanyoluhaber.com, Dunyabulteni.com, Ekonomi.com ve ismini belirtmediğim onlarca site tarafından yayınlandı. Hatta 10 Eylül 2011 de Zaman Gazetesi konuya ana sayfadan anons ederek Cumartesi ekinin ana sayfasından büyükçe verdi.
Günler sonra Radikal gazetesi ucube kuleleri sanki kendisi bulmuş gibi ‘özel haber’ imzasını atarak verdi. Tarih 14 Eylül 2011… Üstelik aradan geçen 2 yıllık süreye rağmen konu ile ilgili yaptığı her haberde 'ilk biz haber yaptık' iddiasını öne sürmeye devam ediyor.
Radikal gazetesi ‘internet gazetecilerinin emeğini çalarak’ habercilik başarısına imza attıklarına vurgu yapıyor.
İşte bu duruma en sert tepki Online Medya Derneği Başkanı (Yazete.com Genel Yayın Yönetmeni) Adnan Erdoğan'dan geldi.
Erdoğan "Kendi kabahatlerini görmeyen yavuz hırsızlar!" başlıklı yazısında İnternet medyasını ‘hırsızlıkla’ suçlayan Radikal Gazetesi yazarı Akif Beki başta olmak üzere; kendi tabiri ile 'matbaacı gazeteler'e çok sert tepki gösterdi.
İşte Erdoğan'ın dikkat çeken yazısı:
İnternet medyasını ‘hırsızlıkla’ suçlayan Radikal Gazetesi yazarı Akif Beki; kendi gazetesinin Yazete.com’un özel haberi olan ve onun çabalarıyla gündeme gelen ‘tarihi silueti bozan gökdelenler’ haberini ‘özel haber’ olarak verdiğini görmezden geliyor.
Geçtiğimiz aylarda; matbaacı gazeteler yayınladıkları bildiride, internet medyasını hırsızlıkla suçlayıp, haber içeriklerinin kullanılmamasını kullanıldığı taktirde yasal yollara başvuracaklarını ilan etmişlerdi.
Bu deklarasyonun hedefi, kitlesi kimdi? Niye bu deklarasyonu yayınlamışlardı? Bu soruların cevabını deklarasyonu yayınlayan gazetelerin kendileri de bilmiyordu.
Gazetecilik kimsenin tekelinde olmayan bir meslek dalı.
İnternet medyasını gazeteci olarak kabul etmeyen gazete yöneticileri, bir taraftan internet basın yasasının çıkmaması için hükümet nezdinde lobi çalışmaları yaparak yasının çıkmasını engellemeye devam ederken, diğer taraftan Anadolu Ajansı’nın internet medyasına sunduğu hizmetlerin türlü baskılarla kısıtlanmasını sağlamaya çalışıyorlar.
Son zamanlarda internet gazeteciliğinin ciddi yükselişi, dünyada bazı gazete ve dergilerin kağıt baskıyı durdurup yayınlarına internetten devam etmeleri, internet gazeteciliğinin nereye doğru gittiğinin en büyük göstergesi olarak karşımızda dururken; diğer tarafta bu dönüşüm muhafazakar gazete yöneticilerini rahatsız etmiş olacak ki internet medyasına karşı savaş açmış durumdalar.
Radikal gazetesi köşe yazarı Akif Beki geçtiğimiz haftalarda kaleme aldığı “İnternet medyası ıslah olur mu?” başlıklı yazısında bir anlamda bu savaşın boyutunu dile getirmiş. Beki’nin sözleri matbaacı medyanın internet medyasına ne derece uzak olduğunun bir ispatı:
“Dijital medya denince kişiliği gelişmemiş, karakteri oturmamış, sözüne güvenilmez, ağzı bozuk, tek ayak üstünde 50 yalan söyleyen arsız bir palavracı geliyor gözümün önüne.
Kahraman kisvesine saklanmış ödlek ve sinsi bir tip. Sahte, çünkü kendinde olmayan fazileti de satıyor, malumatı da. Sahte bilgiç, sahte derviş, sahte o, sahte bu, velhasıl sahte her şey. Aç bir canavar gibi kimi zaman başıboş bir güruh olup linçten linçe koşuyor, kimi zaman bir karalama makinesi ki içinde her şey var ama en az bulunan şey insanlık.
Uzatmayayım, çocukluğu kötü geçmiş ergen bir geveze canlanıyor kafamda! Lafını da kendini de bilmeyen, kompleksli, tatminsiz, özgüveni sorunlu, agresif, bulaşık ve küstah. Kavgacı ama kavgasının neyle olduğundan dahi bihaber.”
Ne gariptir ki internet medyasına savaş açan gazeteler, internet medyasının ürettiği haberleri kullanmakta hiç bir sakınca görmemekte. Hatta internet medyası çalışanlarının ürettiği haberleri sahiplenme yoluna bile gitmekte.
Örnek göstermek gerekirse eğer internet medyasını yerden yere vuran Akif Beki’nin yazdığı gazete olan Radikal’e bakalım:
İstanbul’un tarihi siluetini bozan kuleleri bilmeyeniniz yoktur. Türkiye bu sıcak gelişmeyi ilk olarak Yazete.com’dan öğrendi. Haberin ilk yayın tarihi 4 Eylül 2011.
İkinci yayın tarihi ise 8 Eylül 2011. İkinci yayınımız büyük yankı buldu ve aynı tarihte Haber7.com, Haberler,com, DHA.com.tr, Timeturk.com, Samanyoluhaber.com, Dunyabulteni.com, Ekonomi.com ve ismini belirtmediğim onlarca site tarafından yayınlandı.
Hatta 10 Eylül 2011 de Zaman Gazetesi konuya ana sayfadan anons ederek Cumartesi ekinin ana sayfasından büyükçe verdi.
Günler sonra Radikal gazetesi ucube kuleleri sanki kendisi bulmuş gibi ‘özel haber’ imzasını atarak verdi. Tarih 14 Eylül 2011…
Üstelik aradan geçen 2 yıllık süreye rağmen konu ile ilgili yaptığı her haberde ilk biz haber iddiasını öne sürmeye devam ediyor.
Radikal gazetesi ‘internet gazetecilerinin emeğini çalarak’ habercilik başarısına imza attıklarına vurgu yapıyor.
Bu dakikadan sonra yorum sizin…
Kim hırsız?