Ermenek’teki maden ocağında mahsur kalan ve 21 gün sonra cenazelerine ulaşılan işçilerden 8’i dün gözyaşlarının sel olduğu törenin ardından son yolculuklarına uğurlandı. Törende ölen madencileri ‘şehit’ olarak niteleyen Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in “Alın terini vermemek ne kadar günahsa, iş güvenliğini sağlamamak da o kadar günah” sözleri dikkat çekti. 17-18 Kasım tarihlerinde madenden çıkarılan ve Ermenek Devlet Hastanesi Morgu’na kaldırılan 8 işçinden alınan DNA örnekleri Ankara Adli Tıp Kurumu’nda 18 işçinin 24 yakınından alınan DNA örnekleriyle karşılaştırıldı. İşçilerin Bahri Üzer, Hüsnü Çolak, Osman Çoksöyler, Hüseyin Çolak, İsmail Gürses, Uğur İlhan, Mehmet Tokat ve Tezcan Gökçe olduğu belirlendi.
‘KOCAMI YEDİNİZ’
6 yıllık evli Osman Çoksöyler’in eşi Şadiye Çoksöyler, “Kocamı yediniz. Hesabını soracağım” diyerek tepki gösterdi. Çoksöyler, eşinin tabutunun sarıldığı bayrağı öperek alırken, yanındakilere “Bu bayrakla mı yetineceğim?” diyerek ağladı. Şadiye Çoksöyler, facianın yaşandığı gün eşine işe gitmemesi konusunda ısrar etmesine rağmen borçlarından dolayı gittiğini ve ilk iş gününde facianın yaşandığını belirtti.
‘OĞLUM YÜZDÜ DE GELDİ’
“Benim oğlum yüzme bilmez” diyen Ayşe Gökçe, oğlu Tezcan Gökçe’yi “Oğlum yüzdü de geldi” diyerek son yolculuğuna uğurlarken bazı işçi yakınları Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan ile Görmez’e sorumlulara hesap sorulması için sitem etti. İşçilerden Aşağıçağlar köyünde yan yana toprağa verildi. Madenden 21 gün sonra çıkarılan 6 işçiden 3’ünün birbirlerine sarılarak can verdikleri öğrenildi.
10 BİN KİŞİ KATILDI
Hastane önünde sonucu bekleyen işçi ailelerine de madencilerin isimleri açıklandı. Bunun üzerine adı açıklanan işçilerin aileleri gözyaşlarını tutamazken, bazıları sinir krizi geçirdi. Cenazeler Ermenek Nezehat Ahmet Keleşoğlu Camii’ne getirildi. Burada düzenlenen toplu cenaze törenine Bakan Elvan, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, karaman Valisi
Murat Koca, işçi ailelerinin yakınları ve yaklaşık 10 bin kişi katıldı.
"Oğlum yüzme bilmezdi” diyerek Türkiye’yi gözyaşına boğan Ayşe Gökçe (75) “Beni burada koyma kuzum” diye gözyaşı döktü.
BEKLEYİŞ SÜRÜYOR
Mahsur kalan diğer işçi yakınlarının arama kurtarma çalışmalarının 22’nci gününde endişeli bekleyişi sürüyor. Mahsur kalan işçilerden Ömer Cansu’nun evinde de hüzünlü bekleyiş var. Cansu’nun 6 yıl önce balkondan düşüp engelli olarak yaşamını sürdüren ağabeyi Abdurrahman Cansu, kardeşinin madendeki sıkıntıları kendisiyle sürekli paylaştığını anlattı. Baba Hüsnü Cansu ise “Her gün ‘oğlum nereden çıkacak’ diye bekliyorum. Aklımız hep orada. Madene gittiğimde oğlumun kokusu geliyor. Acımız yara oldu. Çocuğumuzun yüzünü bir görebilsek...” diyerek duygularını dile getirdi.
YOKSULLUĞUN FOTOĞRAFI!
Maden ocağında cansız bedenine ulaşılan Tezcan Gökçe’nin babası Recep Gökçe’nin ayağındaki yırtık kara lastik, yoksulluğu gözler önüne serdi.
METİN BOLAT - AA
‘MADENCİ ŞEHİTLİĞİ’
İşçilerden Hüsnü Çolak, Osman Çoksöyler ve Bahri Üzer’in cenazeleri Aşağıçağlar köyüne getirildi. Cenazeler burada gözyaşları ve feryatlar arasında 6 Kasım’da ocaktan çıkarılan Kerim Haznedar ve İsa Gözbaşı’nın mezarlarının yanında defnedildi. Ocaktaki işçilerden aralarında halen kurtarılması için çalışılan Ali Haznedar ile birlikte 6 kişinin Aşağıçağlarlı olması nedeniyle işçilerin defnedildiği mezarlığın Madenci Şehitliği olarak düzenleneceği belirtildi.
BİRBİRLERİNE SARILMIŞLAR
4’üncü Başyukarı bölümünde ulaşılan üç işçinin birbirine sarılı olarak can verdikleri, kurtarma ekiplerinin de gördükleri manzara karşısında gözyaşlarını tutamadıkları öğrenildi. Diğer işçilerin cansız bedenlerine ise aynı yerde birer metre arayla ulaşıldı.
‘HESABINI VERECEKLER’
Törenden sonra Bakan Elvan da tabutları omuz verdi. Bir işçi yakını da Elvan’a sarılıp “Bakanım bunun hesabı sorulsun. Sorumlular bunun hesabını versin” diye bağırdı. Elvan da, “Hepsi hesabını verecek” yanıtını verdi.