Taraf Gazetesi'nin "Gülen Cemaatini Bitirme Kararı 2004'teki MGK'da Alındı" haberine bir doğrulama da kararda imzası bulunan AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'den geldi.
Mehmet Ali Şahin, belgenin doğru olduğunu ve Başbakanlık Arşivinde olduğunu söyledi.
Radikal'a konuşan Mehmet Ali Şahin, Kararın MGK Genel Sekreterliği tarafından yasa gereği Başbakanlık Müsteşarlığına teslim edildiğini ama hükümetin bunu hiçbir zaman Bakanlar Kurulu gündemine almadığını kaydetti.
BELGE DOĞRU, BAŞBAKANLIK ARŞİVİNDE
Radikal'in haberine göre; Taraf’ın yayımladığı belgenin doğruluğu konusunda şüphe yok. Başbakan’ın Danışmanı Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan, “2004’teki MGK kararı hükümet tarafından yok hükmünde kabul edilmiş, hiç bir bakanlar kurulu kararı alınmamış, hiçbir işlem yapılmamıştır” ifadesiyle bunu doğruladı. O dönem MGK’nın tavsiye kararlarının takibini yapan Başbakanlık Uygulamayı Takip ve Koordinasyon Kurulu’nun başında bulunan dönemin Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin de söz konusu belgenin Başbakanlık Müsteşarlığı’na geldikten sonra ilgili dosyaya konulduğunu ve bir daha hiç çıkmadığını söyledi.
O BELGE BASIN AÇIKLAMASINA İRTİCA DİYE GİRDİ
MGK’nın gündemi, “Kırmızı Kitap ” olarak bilinen Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’ne göre belirleniyor. AK Parti hükümeti öncesinde imzalanan belgede de ‘İrtica ve bölücülük’ başlıklı bir ‘Tehdit’ algısı mevcuttu. Bu nedenle Genelkurmay ve MİT, her toplantıda olduğu gibi bu iki konudaki sunumlarını yaptılar ve Gülen Cemaatinin faaliyetleri de bu sunumlar çerçevesinde gündeme geldi.
24 Haziran 2004 tarihli MGK belgesi, kurulun ‘Gülen Cemaati’ne ait okulların ve cemaatin yurtdışı faaliyetlerinin masaya yatırıldığını ve bu faaliyetlere karşı bir eylem planı hazırlanması yönünde karar alındığını ortaya koyuyor. Kararda, Başbakanlık Uygulamayı Takip ve Koordinasyon Kurulu aracılığıyla Milli Eğitim, İçişleri ve Dışişleri Bakanlığı’ndan takip raporları hazırlanması isteniyor. Edinilen bilgiye göre, yapılan bu değerlendirmeler, toplantı sonrasında yapılan pazarlıkların ardından basın açıklamasına kapsamlı bir şekilde konulmadı. Bildiride sadece şu ifade yer aldı: “2. Toplantıda: a.Ülke genelindeki güvenlik ve asayiş durumu ile irticai ve bölücü faaliyetler gözden geçirilmiş...”
İşte Radikal'den Deniz Zeyrek'in haberi;
Toplantıda Genelkurmay ve MİT her zaman olduğu gibi bir ‘irticai faaliyetler’ sunumu yaptı. Sunumda, Gülen Cemaatinin Türkiye ’deki ve yurtdışındaki faaliyetleri somut istihbarat raporlarıyla anlatıldı. Bu faaliyetlerin bazıları ‘yasadışı’ olarak nitelendirildi ve tedbir alınması gerektiği görüşü savunuldu. Söz konusu grup ‘tehlike ve tehdit’ olarak nitelendirildi. Dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in de desteğini alan dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök de hükümeti Gülen Cemaati’nin faaliyetlerini desteklemekle suçlayıp tedbir alınmasını istediklerini anlattı. Söz konusu karar metni de MGK Genel Sekreterliği tarafından hazırlanarak imzaya açıldı. Hükümet kanadı da tavsiye kararı niteliğindeki bu kararı uygulamak zorunda olmadığından yola çıkarak çok fazla direnç göstermeden belgeyi imzaladı.
SADECE MEHMET ALİ ŞAHİN'İN İMZASI EKSİK
59. hükümeti MGK’da Başbakan Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, Adalet Bakanı Cemil Çiçek, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu ve Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül temsil ediyordu. Şahin, Atina Olimpiyatları nedeniyle Yunanistan’da olduğundan toplantıya katılmamıştı. Bu nedenle belgede sadece onun imzası eksik.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin o dönem aynı zamanda uygulama ve takip kurulunun başında olduğundan toplantıya katılmasa bile belgenin akıbeti ile ilgili bilgi sahibiydi. Şahin’e dün telefonda söz konusu belgenin ne olduğunu sordum. Şu yanıtı verdi: “Ben katılmadım ama şunu söyleyebilirim. Karar bir konjonktür kararı olmuş. O dönem karşı karşıya olduğumuz baskıları hatırlıyorsunuz. Ancak o belge hiçbir zaman bakanlar kurulunun gündemine gelmedi. Bu kararla ilgili tek bir adım atmadık. Herhangi bir sorun da yaşanmadı. O MGK toplantısından sonra tersine daha özgürleştirici kararlara imza attık. O karar MGK Genel Sekreterliği tarafından Başbakanlık’a getirildi ve müsteşarlıkta ilgili dosyaya eklendi.”
O günkü konjonktürden neyi kastettiğini de açan Şahin şöyle devam etti:
“Genelkurmay’ın MİT’in istihbarat raporlarında sürekli bu konu gündeme getirilirdi. Üstelik en önemli bölüm irtica ile mücadele olurdu. Şu anda özgürce faaliyet gösteren birçok grup, sivil toplum örgütü o dönem tehlike ve tehdit olarak görülüyordu. Biz buna da son verdik. Bizim dönemimizde irtica tehdit olmaktan çıktı.”