PKK’nın üst düzey yöneticisi Fehman Hüseyin geçtiğimiz mart ayında yaptığı açıklamada, dershanelerde Kürt gençlerinin asimile edildiğini savunarak bölge halkını, “Çocukları buralara göndermeyin” diye tehdit etti.
PKK’nın üst düzey yöneticisi ve örgütün silahlı güçlerinin komutanı Doktor Bahoz Erdal kod adlı Fehman Hüseyin 14 Mart 2013’te Fırat Haber Ajansı’na konuştu. Suriyeli olan Hüseyin, “Gülen dershanelerinde Kürt çocuklarını devşiriyorlar. Kürt çocuklarını tarihlerinden, kimliklerinden koparma, Kürtlüğü öldürme gibi uzun vadeli hedefleri var” dedi. Bu açıklamada ailelere de seslenen Hüseyin, “Bu yöntemlere karşı duyarlı olun çocuklarınıza sahip çıkın çağrısı” yaptı.
Hakkâri, Yüksekova, Şırnak, Batman, Silopi ve Diyarbakır’da serhıldanların öncülüğünün yapıldığını öne sürerek bu merkezlerin hedeflendiğini savunan Hüseyin açıklamalarında şu ifadeleri kullandı:
“Emniyet, yatılı okullar, Gülen Cemaati’ne bağlı dershane ve okullarda Kürt gençleri düşürülüyor. Kürt toplumu, aileler, sivil toplum örgütleri duyarlı olmalı. Bu yöntemleri deşifre etmeli. Dershaneler yoluyla Kürt gençlerini asimile ediyorlar. Özellikle Fethullah Gülen’in Kürdistan’daki dershaneleri bunu amaçlıyor. Din ve iyi bir okul okuma adı altında Kürt insanını kendi toplumsal değerlerinden, Kürtlüklerinden koparıyorlar. Orada insanlarımızı polis yapıyor, devlet adamı haline getiriyor ve ajanlaştırıyorlar. Çocukları kendi özünden çıkarıp, devşiriyorlar ve böylece kendi karşıtları haline getiriliyorlar...
Kürdistan’da ağırlıkta gençlerin, özelde genç kadınların düşürülüşleri ve ajanlaştırma merkezleri özelde dershane ve Fethullah Gülen’e bağlı merkezlerdir. Birçok insan çocuklarını okullara gönderiyor ve orada iyi dersler verildiğini düşünüyor ya da çocuklarımız oraya giderse yoldan çıkmazlar diye düşünüyorlar. Örneğin bazı aileler yoksul olduklarından dolayı çocuklarını oraya gönderiyor. Gülen din ve İslami değerler adı altında hareket ediyor. Oysa ki Kürdistan’da uyguladıklarının İslam diniyle hiçbir alakası yok.
Kürdistan’daki birçok aile çok fazla çocuk dünyaya getiriyorlar ama bu çocukları devlete teslim ediyorlar. Bir aile çocuğunu okula, devlete teslim ediyorsa, yatılı okullara gönderip, asimilasyona tabi tutulmasını bekleyip, Fethullahçıların dershanelerine gönderiyorsa bu kuzuyu kurda teslim etmek olur. Gençlik kurumları, kadın hareketleri, diğer toplumsal kurumlar toplum içerisinde bilinç oluşturulmalı, seminerler verilmeli ve bir duyarlılık geliştirilmelidir... Kürdistan’daki her yurtsever çocuklarına sahip çıkmalı. Çocuklarını devletin kurumlarına teslim etmemeli. Bir Kürt ailesi nasıl Türk eğitim sisteminin müdürlerine, Fethullahçıların dershanelerine inanacak? Onlar, Kürtler’i eritme amacıyla yapıyorlar. Hitler nasıl Yahudi çocuklarına uygulamada bulunduysa şimdi de Fethullah’ın ve devletin polis okullarının yoluyla Kürt çocuklarına böyle yaklaşıyorlar. Aileler, çocuklarını bu düşmanlar karşısında korumalı.”
ONLARA TESLiM ETMEYiN
Devletin; okul, öğretmen ve dershaneleriyle en büyük soykırımı gerçekleştirdiğini savunan Hüseyin şöyle dedi: “Onun için Kürt gençleri bu konuda duyarlı olmalıdırlar. Van, Şırnak, Urfa ve Amed’de bu şekilde Kürt gençlerinden bazılarını düşürmüşlerdir. Belki o insanların çoğu yurtsever ailelerden geliyorlar ama kendi ailelerinin ve halkının düşmanı haline getiriliyorlar. Sonuç itibarıyla bir Kürt genci düşmanın tuzağına düşmüştür. O gençleri bu kötülüklerden kurtarmak bizim görevimizdir. Çocuklarınızı onlara teslim etmeyin!”
‘ÖRGÜTÜ MARJiNALLEŞTiRME ÇABASI’
KCK’nın eski başkanı Murat Karayılan da bir açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Gençliğe üniversitelerde, mahallelerde sürekli polis baskısı var. Bu düşürme tuzaklarından, bu kendine bağlama oyunlarından kurtulup buraya gelene de gerçekten bravo. Bugün Kürt gençliği bunu yoğun bir biçimde gerçekleştiriyor. Yani derinleştirilmiş bir psikolojik savaş durumu var. AKP ile Fethullah cemaati biz böyle PKK’yı marjinalleştiririz diyorlar. Dini kullanacak, bu yöntemleri kullanacak, mal mülk işte birçok kişiye veriyor, satın alıyor diyelim, bazılarını öne çıkarıyor.
‘BARIŞ SÜRECiNE DE KARŞILAR’
PKK’nın üst yapılanması olan KCK’nın eşbaşkanı Cemil Bayık, 29 Ağustos 2013’te bir röportajında Gülen Cemaati’nin, İslam coğrafyasında geçmişten bugüne uzanan bir misyonunun bulunduğunu o kapsamda faaliyetlerini sürdürdüğünü ileri sürdü.
“Türkiye’de ilk komünizmle mücadele derneğini kuran Enver Ören ile Fethullah Gülen’dir. Bu dernekleri CIA, Sovyetler’e ve Türkiye’de sola karşı kuruyordu. Sovyetler ve sosyalizm düşmanlığı yapıldı. Sovyetler dağılınca kapitalist modernist sistem tarafından yeni bir strateji geliştirildi: İktidar İslam’ı stratejisi. Bu, Fethullah Gülen eliyle gerçekleştiriliyor. Bugün kapitalist modernist sistem, onun vurucu gücü NATO, Ortadoğu ve Ortadoğu’nun etrafında bu stratejiyi uyguluyor. Bununla kendi hegemonyasını kurmak istiyor. Derin devlet NATO’nun stratejilerine göre şekilleniyor. Bu stratejinin ideolojik öncülüğünü de Fethullah Gülen örgütlenmesi yapıyor. Kendisini bir sivil toplum örgütü gibi gösteriyor. Bu bir aldatmadır. Tamamen o stratejinin ideolojik öncülüğünü yapıyor. Gülen Cemaati barış sürecine de karşı. Açıkça karşısında duruyor ve sabote etmeye çalışıyor. Hatta hükümete şunu söylüyor: Neden PKK’yle çözüme oturuyorsun? Tasfiye etmen gerekir.”
Bayık, İMC televizyonunda 18 Eylül 2013’te konuştu. Buradaki açıklamalarında cemaati çözüm sürecini sabote etmekle suçladı. Bayık, cemaatin çözümden yana olmadığını ileri sürerek bu konuda ellerinde bazı bilgilerin bulunduğu iddia etti. Bayık, Gülen’in PKK’nın ezilmesinden yana olduğunu söyleyerek şöyle konuştu:
“Pratikte de bizim karşılaştığımız bazı belgeler var. Onlara yakın kesimlerin açıklamaları, köşe yazıları var. PKK’nın ezilmesini istediği ortadır. Elimizde bazı belgeler var. Gülen Cemaati’nin Kürdistan’da hareketimizi yönelik, demokratik siyasete yönelik toplantılarında alınan kararlar ve gerçekleştirdikleri pratikler var. Gözüküyor ki bazı tutuklamalar onların iradesinde gerçekleşiyor. Çözüm isteyen bir güç tam da çözüm döneminde bunu sabote edecek tutumlara girmemeleri gerekiyor. Tam bu sırada tutuklamalar gerçekleşiyor. Bize kim karşı durur ve mücadele ederse, savunma hakkımızı kullanırız. Bu konuda ayrım yapmayacağız. Cemaat’le sorunların çözülmesi için Öcalan da Gülen’e mesaj gönderdi.”
KCK DERSHANELERI HiZMETE GIRDi
Dershane, etüt merkezi ve okuma salonlarının kapısına kilit vurma çalışmaları tüm hızla devam ederken terör örgütü PKK, Doğu ve Güneydoğu’da Eğitime Destek Evi (EDEV) projesini yaygınlaştırıyor. Son bir yılda yaklaşık 80 ev açan KCK, bu sayede kendi eğitim sistemini ve okullarını kurabilmek için altyapı oluşturuyor. EDEV’lere getirilen gençler örgüt sempatizanı haline getiriliyor. Bu yolla KCK’ya militan kazandıran bir sistem yürütülüyor.