Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) Türkiye Temsilcisi Karl Kulessa, savaş nedeniyle Suriye'den gelenlere ev sahipliği yapan Türkiye'nin başarısından öğrenilecek çok şey olduğunu belirterek, "Türkiye'nin ürettiği deneyimi diğer ülkelerin de öğrenmesi gerekiyor." dedi.
UNFPA'nın Eskişehir Osmangazi Üniversitesi ile iş birliğiyle kurulan Eskişehir Kadın Sağlığı Danışma Merkezinin açılışına katılan Kulessa, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Eskişehir'in UNFPA ile iş birliği yapma konusunda önemli kentlerden olduğunu kaydetti.
Suriye'deki savaş nedeniyle Türkiye'ye sınırının diğer tarafındaki insanların çok hızlı bir şekilde geldiğini anımsatan Kulessa, şöyle konuştu:
"Bunu yönetmek ve ev sahipliğini yapmak çok zor bir şey. Savaş nedeniyle Suriye'den gelenlere ev sahipliği yapan Türkiye'nin başarısından öğrenilecek çok şey var. Türkiye'nin ürettiği deneyimi diğer ülkelerin de öğrenmesi gerekiyor. İnsanlar zamanla kamplardan şehirlere doğru gelmeye başladı. Bu da belediyeler ve şehirlerin önemli bir durumla başa çıkmasını gerektiriyor. Mücadeleyi birlikte yaptığımızda başarı elde ediliyor. Mücadele edilecek ve çözümlenmesi gereken birçok şey var ama Türkiye güzel bir başarıya örnek oldu."
- "Sığınmacıların meslek öğrenmeleri gerekiyor"
Entegrasyon ve geçiş sürecini yönetebilmenin önemine işaret eden Kulessa, Suriye'den gelenlerin mesleki becerilerinin öne çıkmasını amaçladıklarını anlattı.
Kulessa, "Hayata tutunmaları ve kendileri için bir şey yapabilmeleri için meslek öğrenmeleri gerekiyor. UNICEF onların eğitim sorunları için çözümler üretmeye çalışıyor. UNFPA da onların sağlıkla ilgili sorunlarını çözmeye çalışıyor. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Sağlık Bakanlığı ile iş birliği içinde, onların daha sağlıklı bir sistem içinde yer alması için çaba gösteriyor." diye konuştu.
Burada meslek edinebilmeleri ve iş hayatına tutunabilmeleri için geçiş sürecini örgütlemek gerektiğini ifade eden Kulessa, "Şu anda bununla ilgili çalışmalar yapıyoruz. Çalıştığımız kişiler toplumun içinde yer alan insan grupları, belediyeler, politikacılar. Çünkü onların bu toplumun içinde yer bulmaları için kaynaşmaları ve uzlaşmaları gerekiyor. Bu yüzden yerel toplum ve toplum içindeki kesimlerle çalışmalarımız sürecek." değerlendirmesinde bulundu.
