Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, İzmir'deki terör saldırısına ilişkin, "Hakimlerimiz ve savcılarımız, yardımcı adliye personelimiz bundan sonra da görevlerine devam edecektir. Birilerinin 'biz korkuturuz, yıldırırız, sindiririz' diye bir hesabı varsa boşuna hesap kitap yapmasınlar karşılarında korkacak yılacak, sinecek ve görevini yapmaktan vazgeçecek kimse yok." dedi.
Bozdağ, terör saldırısında şehit olan polis memuru Fethi Sekin ve adliye çalışanı Musa Can'ın cenaze törenine katıldıktan sonra İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına geçti.
İzmir Adliyesi çıkışında gazetecilere açıklama yapan Bakan Bozdağ, eylemin adliyede ve İzmir'de olmasına birilerinin farklı mesajlar yüklemek isteyebileceğini belirterek bu saldırının Türkiye'nin 81 iline dönük olduğunu ifade etti.
Terör örgütlerinin amaçları, gerekçeleri, eylem türleri, eylem yerleri ne olursa olsun bu örgütlerin insanlığın, huzurun, barışın, kardeşliğin, birliğin ve insanlığın düşmanı olduğuna işaret eden Bozdağ, "Dünyanın hiçbir yerinde terör örgütleri insanlığa, huzura, barışa fayda sağlamamıştır, her daim zararların en büyüğünü vermiştir. O nedenle bu saldırının İzmir'de yapılmış olmasını sadece İzmirimize dönük bir saldırı olarak görmek fevkalade yanlış olur. Terörün dini, dili, rengi, milliyeti, vatanı olmaz. Terör terördür, terörist teröristtir. Eylemlerinin farklılığı, yerleri, bunların bu vasıflarını asla ortadan kaldırmaz." diye konuştu.
"Vardiye usulü yapıyorlar"
Başbakan Binali Yıldırım'ın Türkiye'de pek çok terör örgütünün vardiyalı olarak eylem yaptığına ilişkin değerlendirmesine dikkati çeken Bozdağ, şöyle konuştu:
"Onları kullanan dış güçler de bu suretle hedeflerine ulaşacaklarını düşünüyorlar. PKK bir eylem yapıyor, o bırakıyor arkasından DEAŞ terör örgütü geliyor, o bırakıyor, bakıyorsunuz FETÖ terör örgütü geliyor. Adeta vardiya usulü yapıyorlar.
Kaç vardiya çalışırlarsa çalışsınlar, kimle dayanışma içinde olurlarsa olsunlar, kim olursa olsun Türkiye bunlarla baş edecek güce, kuvvete, kudrete sahiptir. Bundan sonraki mücadelesi de kararlı bir şekilde devam edecektir. Türkiye'nin hem ülke içindeki hem ülke dışındaki terörle mücadelesi sürecektir. Hem de artarak sürecektir. Onların eyleme geçmesini beklemeden onların inlerinde başına çökecek, inlerine girilecek, nerede terörist, terör örgütü bulunursa tereddütsüz imha edilecektir. Türkiye bu noktadaki kararlılığını terör bitene kadar devam ettirecektir."
İzmirlilerin sağduyusu
Huzurun, kardeşliğin, birliğin ve barışın şehri olan İzmir'in bu vasıflarına yapılan saldırıya gereken yanıtı vereceğine inandığını dile getiren Bakan Bozdağ, konuşmasında Kurtuluş Savaşı'nın ateşini yakan Hasan Tahsin'e dikkati çekti. Bozdağ, bu saldırıyla İzmir'e terörü getirmeye çalışanların kentin tarihini hesaba katmadığınısöyledi.
İzmir'in her türlü teröre, saldırıya karşı birlik, dirlik ve barış dediğini ve buna sahip çıktığını anlatan Bozdağ, "Ben buradan tüm İzmirli vatandaşlarımıza da başsağlığı ve geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Onların sağduyusu terör örgütlerinin bütün planlarını, kriz, kaos, kargaşa ve provokasyon hedeflerini ortadan kaldıracaktır. Çünkü İzmir'in geçmişte yaptıkları, bugün ve yarın yapacaklarının da teminatıdır." ifadelerini kullandı.
- Şehit polis Fethi Sekin'in adı yaşatılacak
Gazetecilerin saldırıda şehit olan polis memuru Fethi Sekin'in İzmir Adalet Sarayına isminin verilmesinin gündemde olup olmadığı yönündeki sorusu üzerine Bakan Bozdağ, Sekin'in gösterdiği kahramanlığın 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Ömer Halisdemir'in yaptığı kahramanlıkla aynı olduğunu kaydetti.
Saldırıda faciaya yol açacak bir plan yapıldığını anlatan Bozdağ, şöyle devam etti:
"Terör saldırısını yapanların üzerinden çıkan malzemeye bakıldığında 2 teröristin eş zamanlı geldiği, 2 aracın olduğu görülüyor. Bir tanesinde patlayıcı var, diğerinde yok. Belli ki patlayıcı olan aracı patlattıktan sonra diğer teröristin yanında olan silahlarla İzmir Adliyemizi hedef alan atışlar yapması ve diğerinin de muhtemel ki adliyeye girmek suretiyle adliye içinde büyük faciaya yol açacak eylem gerçekleştirmeyi planladığı değerlendiriliyor. Bu büyük planı Fethi Sekin, cesareti, kahramanlığı, mücadelesi ve şehadeti göze alan anlayışıyla önlemiştir. Onun için ona medyun-u şükranız.
Allah gani gani rahmet eylesin. Onlar inancımız gereği diridir zaten ama onların isimlerini yaşatmak da bizim vazifemizdir. Dün Sayın Başbakanımız da bu konunun değerlendirilmesini ifade ettiler. Başsavcımızla, valimizle, adliyedeki diğer arkadaşlarımızla bunun değerlendirmesini yaptık, onun ismini yaşatmak bizim vazifemizdir. Değerlendirecek arkadaşlarımız nereye nasıl verileceğini ona göre ismini bir yere vermek suretiyle yaşatacağız."
Bakan Bozdağ, gazetecilerin "Hedefte terörle ilgili dosyalara bakan mahkemeler ve savcılıklar mı vardı?" sorusuna verdiği yanıtta ise yapılan ilk değerlendirmede bu soruyu doğrulayan sonuçların bulunduğuna işaret etti.
Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Teröristler iki kişi, birisi terör soruşturmalarını yürüten savcıların ve terör yargılamalarını yapan mahkemelerin olduğu noktada indiriliyor ve onun valiz şeklinde bir çantası var ve içinde çok ağır silahlar var. Diğeri de aracı patladığı noktaya getiriyor ancak orada bunların hesap edemediği gelişmeler olunca eylem erken başlamış oluyor, patlama erken gerçekleşiyor. Onlar planlarını gerçekleştiremiyor. El bombaları var, RPG-7’nin ucuna takılacak tanksavar var ve bu çok tesirli bir şey, 1,5 metrelik duvarı delip geçebilecek ağırlıkta. Bundan 7 tane var.
Bizim değerlendirmemize göre patlama olduktan sonra bir tanesi C Blok'a dönük bu silahlarla saldırı yaparken öbürü de el bombalarıyla içeri girmeyi planlamışlar şeklinde bir sonuç ortaya çıkıyor. Bu da son derece önemli."
- "Hesap kitap yapmasınlar"
Türk yargısının bugüne kadar adalete ve hukuka büyük hizmetlerin yanında çok da şehitler verdiğini dile getiren Bozdağ, İstanbul Çağlayan'da şehit edilen savcı Mehmet Selim Kiraz'ı hatırlattı.
Bu saldırılara rağmen Türk yargısının adaletten, hukuktan hiçbir zaman sapmadığını kaydeden Bozdağ, "Hakim ve savcılarımız, yardımcı adliye personelimiz, adalet ve hukuku ayakta tutmaktan, devletin kendilerine yüklediği görevi, milletin verdiği yetkiyi cesaretle kullanmaktan geri kalmamışlardır, bundan sonra da görevlerine aynı şekilde devam edeceklerdir. Birilerinin 'biz korkuturuz, yıldırırız, sindiririz' diye bir hesabı varsa boşuna hesap kitap yapmasınlar, karşılarında korkacak, yılacak, sinecek, görevini yapmaktan vazgeçecek kimse yok. Herkes görevini bugüne kadar nasıl cesaretle, iyi niyetle, sabırla, doğru şekilde yürütüp adaleti ve hukuku ayakta tutmak için mücadele etmişse Türk yargısında görev yapan herkes bundan sonra da görevini sürdürecektir." değerlendirmesinde bulundu.