Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye-Avrupa Birliği (AB) ilişkileri hakkında, "Vize serbestisi olmayacaksa, bu şekilde oyalamaya devam edeceklerse bizi, biz tamamen bundan vazgeçip Göç Anlaşmasını da iptal edebiliriz." dedi.
Çavuşoğlu, Habertürk'te katıldığı programda gündemi değerlendirdi.
Suriye'de birçok aktörün olduğunu dile getiren Çavuşoğlu, "Tabii ki önemli aktörler var. Türkiye, Rusya, ABD ve İran var. Özellikle Türkiye, ABD ve Rusya arasında arazide bir şey olmasın... Daha önce bizim askerlerimizi maalesef vurdular. 'Yanlışlıkla vurduk' dediler, özür dilediler. Kazalar, karşı karşıya gelmeler ve oldu bitti olmasın diye sürekli ikili, üçlü düzeyde görüşmeler de oluyor." ifadelerini kullandı.
Bakan Çavuşoğlu, Hollanda ile yaşanan gerginliğe de değindi.
Olayın özür dilemekle geçiştirilemeyeceğini vurgulayan Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Basit bir özür yetmez, elbette bunları yapanların da cezalandırılması gerekiyor. Soruşturma açılması gerekiyor. Polisler hakkında, belediye başkanı dahil soruşturmalar açılması lazım. Hollanda vatandaşları bizim hedefimizde değil. Hollandalılarla biz dostuz. 405 yıllık sağlam ilişkileri iki tane Wilders çizgisine giden siyasetçi yüzünden de tamamen heba da etmeyiz. Hollanda yönetimine karşı yine Birleşmiş Milletler'e (BM) de başvurduk. Viyana Sözleşmesi ihlal edildi. 10 tane ihlal var. Bu ihlallerin de karşılığı olması lazım."
- "Anlaşma olmazsa göç anlaşmasını da askıya alacağız"
Göç anlaşması konusunda ise Çavuşoğlu, vize serbestisi olmamasına rağmen bunu uyguladıklarını hatırlattı.
Çavuşoğlu, "Vize serbestisi olmayacaksa, bu şekilde oyalamaya devam edeceklerse bizi, biz tamamen bundan vazgeçip göç anlaşmasını da iptal edebiliriz." değerlendirmesini yaptı.
Bakan Çavuşoğlu'na, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "Mülteciler silah olarak kullanılmamalı." sözü hatırlatıldı. Bunun üzerine Çavuşoğlu, şunları söyledi:
"Silah olarak kullanmıyoruz. 'Üç anlaşma imzalamışsınız ya bu üç anlaşma birlikte uygulanacak ya da hiç uygulanmayacak' demişiz. Şimdi bir tanesi uygulanıp da diğerlerini AB uygulamazsa ne yapacaksınız? Önümüzde bir takvim var, bunları değerlendiriyoruz. AB'ye son vereceğimiz belgeler var. O belgeleri verdikten sonra olumlu cevap alamazsak o anlaşmayı da iptal edeceğiz. Yeni belgeler vereceğiz, somut önerilerimiz olacak. Ne zaman kardeşim? Hadi belirleyelim tarihini. Üçü birden ne zaman uygulanacak, geri kabul dahil? Burada anlaşma olmazsa bu sefer göç anlaşmasını da askıya alacağız."
- "Mısır'ın içinde bulunduğu şarttan kurtulması gerekiyor"
Çavuşoğlu, Yunanistan ile yaşanan gerginlik hakkında, bu ülke yönetiminin kışkırtıcı tutumlar içinde olduğunu belirtti.
Yunanistanlı yetkililerle bu konuları görüştüklerini anımsatan Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Savunma Bakanı ırkçı bir partinin genel başkanı, koalisyonun ortağı. Ben her seferinde şikayet edince, 'Bu şımarık bir çocuk ama iyi bir çocuk' diyorlar. Daha sonra bu şımarık çocuk bir iki açıklama yaptı. Onların lafıyla söylüyorum 'şımarık çocuk', benim tabirim değil. Biz de açıklamalar yaptık. Daha sonra Yunanistan Başbakanı haber gönderdi, 'Biz artık açıklama yapmayalım karşılıklı, gerginliğe de azaltalım...' Biz gerginliği artıran taraf değiliz. Sizin eylem ve açıklamalarınıza biz de cevap vermek durumundayız, aksi takdirde halkımız bizi sorguluyor, 'Sen uyuyor musun' diye."
Bakan Çavuşoğlu, Mısır ile bakanlar düzeyinde görüştüklerini anlattı.
"Mısır'ın içinde bulunduğu şarttan kurtulması gerekiyor." diyen Çavuşoğlu, ekonomisi ve siyasetinin kötü olduğunu, güvenlik sorunları bulunduğunu dile getirdi.
Bir uzlaşı kültürünün oluşması, iç huzurun sağlanması gerektiğine değinen Çavuşoğlu, "Mısır ile ilgili tutumuz değişmedi. Cumhurbaşkanımızın da tutumu ortada. Bize de bakanlar düzeyinde görüşmek için de talimat ve izin verdi." açıklamasında bulundu.
- "Cumhuriyet'e ne hizmetin oldu, o da yok"
Çavuşoğlu, 16 Nisan'da halkoyuna sunulacak anayasa değişikliğiyle ilgili sorular üzerine bu konudaki görüşlerini de aktardı.
Türkiye'nin farklı kentlerinde insanlarla buluştuğunu, gittiği her her yerde ciddi bir ilginin olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, "Vatandaşların, önceden Meclis'te görüşülürken bir fikri yoktu, şimdi herkes araziye indi anlatmaya başladı, anayasa paketinin içeriğiyle ilgili bilgileri artmış. 'Evet' oyu giderek artıyor. Yüzde 60-63 arası bir 'evet' olacak." diye konuştu.
Milli bir dış politika izlediklerine işaret eden Çavuşoğlu, milli dış politikanın milletten ayrı olamayacağını vurguladı.
İç ile dış politika arasında bir fark kalmadığını belirten Çavuşoğlu, "İç siyaseti de seviyorum. Halkla buluşmayı, Antalya'ya gelip vatandaşlarımızın dertlerini dinlemeyi ve sorunlarını çözmeyi çok seviyorum. Bu bizim görevimiz. Biraz zor oluyor ama nelerden fedakarlık yapıyorsunuz; uykudan, özel hayattan. Vatandaş cumhurbaşkanlığı sistemi geldiği zaman Türkiye'nin daha istikrarlı ve güvenli olacağını biliyor." değerlendirmesini yaptı.
Çavuşoğlu, Hollanda'da Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyelerinin tamamının Adalet Bakanının teklifiyle kral tarafından atandığına dikkat çekti.
İspanya'da ise bu kurulun üyelerinin tamamının parlamento tarafından önerildiğini, atamaları kralın yaptığını anlatan Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"İsveç, Norveç gibi ülkeler Avrupa'daki diğer ülkelere göre de demokratik standartlarda daha ileridir. Katılırsınız değil mi? İsveç'te 11 üyesi var, tamamı hükümet tarafından atanıyor. Hükümet kim? Siyasi partiler. İsveç gibi bir ülkede tamamı hükümet tarafından atanıyor, yargı bağımsızlığı veya tek adamlık olmuyor, bizde 4 tanesini Cumhurbaşkanı atadığı zaman tek adamlık oluyor, yargı elden gidiyor. Sistemi güçlü yapacaksınız, tek sistem olacak ama bunu yaparken de demokrasiyi, güçler ayrılığı, hukukun üstünlüğünü, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığını güçlendireceksiniz. Tayyip Erdoğan için ya da AK Parti için çıkarılmış bir sistem değil. 18 maddenin 18'ini zaten okuyan kişi, 'hayır' niyetiyle okusa bile niye 'evet' demesi gerektiği konusunda ikna olur. Yok 'Cumhuriyet elden gidiyor', yok 'diktatörlük'... Cumhuriyet nereye gidiyor? Cumhuriyet 100'üncü yılına emin adımlarla gidiyor. Cumhuriyet'e ne hizmetin oldu, o da yok."