Dilek Ufuk'un haberi YAZETE.COM-ÖZEL İÇERİK
Van’da geçen çocukluk yıllarımda hiç unutmadığım bir yüzdür ‘Deli Fedile’...
Elime bir kitap geçiyor. Adı ‘Delirmiş toplumda “Deli” Fedile’. Yazarı bir gazeteci Adil Harmancı. Kapağındaki resme bakıyorum. “Bu kadını bir yerden hatırlıyorum” diyorum. Sayfaları çevirdikçe utanıyorum, ağlıyorum...
Okuduğum bu kitapla çocukluk yıllarıma gidiyorum…
Sizin de hafızanızdan silinmeyen çocukluk anılarınız vardır. Yer Van… Önce kızıl saçlı, sıska ve elinde pastonlu bir kadın görünür, sonra mahallede “Deli Fedile geliyor kaçın!” sesi yankılanır. Kimisi Fedile’ye taş atar kimisi bir köşeye saklanır. Fedile ise kendini korumak için bastonunu kaldırır. O çocukluğu yaşamış biri olarak şu an büyük utanç içindeyim.
Fedile’nin hikayesi aslında herkesin kendisinden utanacağı bir hikaye. Hepimizden akıllı bir kadını ne hale getirdiğimizin acı resmi Fedile.
ACI HİKAYESİ TÜYLERİNİZİ ÜRPERTİYOR!
Fedile, hikayesini öğrenmek ve yazmak için Fedile’nin kapısını çalan yazara öyle şeyler anlatıyor ki…
Okudukça tüyleriniz ürperiyor. Siirt'in Eruh İlçesi’nde 1942’de dünyaya gelen, Çok zengin ve yörede tanınmış bir aşiret kızı olan, doğduğu gün berdel edilen 12 yaşında ise evlendirilmeye zorlanan, eşine başkaldırdığı için Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne zorla bırakılan, defalarca tecavüze uğrayan güzel bir kız olan Fedile Kayar'ın hayatı aslında tam bir trajedi.
Kendisini başka bir kadınla aldatan ve döven eşi, Fedile’ yi tımarhaneye teslim eder. Deli hastanesinde hemşirelerle arkadaş olan Fedile'ye herkes “Fedile sen deli değilsin sana oyun oynamışlar” der. Tedavi için ilaç verilen Fedile’nin bir süre sonra deli olmadığı anlaşılır. Oysa uzun bir süre deli hastanesinde kalan Fedile’yi sadece çocuklarının hasreti deli ediyordu.
39 yıldır yaşadığı harabe evinin duvarında çerçeve içinde 3 fotoğraf bulunuyor. Bunlardan biri çok sevdiği (kendi tabiriyle eşinden çok sevdiği) Fedile'ye yoldaş olan eşeği, diğeri babası ve bir diğeri oğlu...
"SAKIN BENİ DELİ YAZMAYIN!"
Fedile’nin hayat hikayesini merak eden yazar kitapta düşüncelerini bu sözlerle ifade ediyor:” Tüm sorulara aklı başında cevap veren Fedile deli değildi… Karşımda deli değil hepimizden akıllı bir kadın vardı”...
Fedile virane evinde acılarla dolu hayatını anlatırken “her şeyi anlatırım ama bir şartla” diyor. “SAKIN BENİ DELİ YAZMAYIN!” Çünkü o da biliyor deli olmadığını. Yazara göre anlattığı her şey onun deli olmadığının kanıtıydı zaten.
AKILLI BİZ MİYİZ YOKSA BÜYÜK BİR ÇABAYLA DELİ ETTİĞİMİZ FEDİLE Mİ?
Bize göre ‘akıllı geçinmek’ çok kolaydı. Asıl önemli olan Fedile’nin başına gelenleri yaşadıktan sonra aklını koruyabilmekti. Soruyorum size “Şimdi akıllı biz miyiz yoksa büyük bir çabayla deli ettiğimiz Fedile mi?”
ADİL HARMANCI'YA TEŞEKKÜR
23 Ekim 2011 günü Van’da yaşanan büyük depremden 3 ay sonra depremin insanların deliye çevirdiği bir ortamda bu öyküyü kaleme alan yazar Adil Harmancı’ya toplumsal bir gerçeği ortaya çıkardığı için kendi adıma teşekkür ediyorum.
Bu hikayeden bize düşen Fedile’yi bu hale getiren toplumun sağlığını sorgulamaktır… Önyargıları, kulaktan dolma bilgileri yıkmak. Dinlemeden araştırmadan kimseyi yargılamamaktır. Çünkü Fedile 'deli' değildi. Onu bizler bu hale getirmiştik.
FEDİLE'NİN KISA YAŞAM ÖYKÜSÜ ŞÖYLE:
1942 yılında Siirt'in Eruh İlçesi'ne bağlı Bozatlı Köyü'nde dünyaya geldi. 12 yaşında iken kuzeniyle berdel evliliğine zorlandı; ancak eşinin evinden kaçarak bu evliliğin gerçekleşmesine izin vermedi. 18 yaşına gelince 53 yaşındaki bir imamla evlendirildi.
Üzerine kuma gelince eşine başkaldırdı ve kendini Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde buldu. Buradan çıktıktan sonra bir çok kişinin tecavüzüne uğradı. Bu tecavüzlerden bir çocuğu oldu, çocuk Ankara Çocuk Esirgeme Kurumu'na teslim edildi.
Eşi öldükten sonra o zamana kadar tecavüzler altında dilenerek yaşamını sürdüren Kayar, Van'daki evine yerleşti. 70 yaşındaki Kayar'ın şimdi en büyük isteği, yaklaşık 25 sene önce Ankara Çocuk Esirgeme Kurumu'na teslim ettiği çocuğundan haber alabilmek ve 'deli' diye çağrılmamak.
BU KİTABI MUTLAKA OKUMALISINIZ...