Küçükçekmece Belediyesi Geleneksel Sanatlar Akademisi ile Taner Akkuş Minyatür Atölyesinin düzenlediği "60 Sihirli Dokunuş" karma sergisi sanatseverlerle buluştu.
Akademinin yöneticisi Hakan Dağlı, Dolmabahçe Sanat Galerisi'ndeki sergiye ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, serginin "Ustalarla Buluşma" serisinin üçüncüsü olduğunu dile getirdi.
Nitelikli ve verimli olarak geleneksel sanatlarda iyi bir iş çıkarmayı amaçladıklarının altını çizen Dağlı, "Türkiye'nin her yerinden duayen ustalarımızın yanı sıra bu sergimizde genç ustalar da yer aldı. Yani sergi, öncekilere kıyasla, biraz kabuk değiştirerek, gençlere yüzünü döndü." dedi.
Dağlı, sergide bir tema işlemediklerini kaydederek, "Çok iyi bir konu düşmediği sürece, tema seçmiyoruz. Temaların sanatçıyı zora soktuğunu ve sınırlandırdığını bildiğim için sergide tema işlemedik. Herkesin son eseri olmasını istedik. Genellikle sanatçılarımızın eserlerinin çoğu, yaptıkları son işleri oldu. Bu açıdan da ziyaretçiler geleneksel sanatlar açısından güncel bir sergi görmüş olacaklar." ifadelerini kullandı.
- "Bu eser minyatür tarihinde bir ilk oldu"
Minyatür sanatçısı Ayşe Tak da "Taksim Yüzleri" adlı videoart eseriyle sergiye katıldığını söyleyerek, çalışmasında animasyon ve minyatürü bir araya getirdiğini belirtti. Minyatür alanında 10 yıldır çalıştığını vurgulayan Tak, "Ayrıca Mimar Sinan Üniversitesi'nde grafik okudum. Böylece iki disiplini birleştirerek minyatür-animasyon yaptım ve bu eserim minyatür tarihinde de bir ilk oldu." dedi.
Eserinde Beyoğlu'ndaki tarihi yapıları ele aldığına dikkati çeken sanatçı, "Galata Kulesi, Mevlevihane ve Beyoğlu'ndaki kiliseleri birer insan olarak ele aldım ve kendimce yorumlayarak minyatür gibi çizdim. Daha sonra da onlara hareket katarak, akbil sesi gibi şehrin sesleriyle birleştirdim. Bir dakikalık sevimli bir animasyon oldu." şeklinde konuştu.
Tuval üzerine sulu boya ve akrilik boyayla hazırladığı "Ritm" adlı eseriyle sergiye katılan minyatür sanatçısı Dilek Yerlikaya ise yaşamı anlatmaya çalıştığını ifade ederek, şu bilgileri verdi:
"Hayatın, zamanın, anne karnındaki ilk kalp atışıyla başlayan ritminin devamlılığıyla alakalı bir şey bu. Yani bizi, hayatımızı etkileyen neler var? Şehrin, doğanın, zamanın, evrenin ritmi ve bize kattığı bütün şeyleri eser üzerinde anlatmaya çalıştım. Aslında tezhip dalından mezunum ama son dönemde daha modern arayışlara girdim. Yani tuvalde malzeme kullanımı, konu anlatımı gibi klasik düşünceden yola çıkarak günümüzde minyatür tekniğinin nasıl modernize edilebileceği hakkında çalışmalar yapıyorum. Bu yönde ilerliyorum."
Etkinlikte minyatür sanatçısı ve projenin sahibi Taner Alakuş da bir konuşma yaptı.
Sergide Abdurrahman Depeler, Ali Toy, Arda Çakmak, Arzu Tozlu, Ayşe Özlem Şişman, Başak Çorakli, Büşra Akan, Cemile Sezaver, Davut Bektaş, Ebru Gülbahçe Kurban, Erhan Olcay, Etem Çalışkan, Eyüp Özcan, Fatma Şan, Firdevs Çalkanoğlu, Gülnihal Gül Mamat, Hakan Dağlı, Hasan Türkmen, Hatice Uçar, Hüsrev Subaşı, İsmail Yiğit, Kübra Kaya, Mahmut Peşteli, Mamure Öz, Memnune Birkan, Meryem Bayraktar, Mustafa Cemil Efe, Mustafa Parıldar, Nejat Kivi, Nihal Tezcan, Nilüfer Kurfeyz, Nurten Ünver, Orhan Dağlı, Ömer Yıldız, Raif Aydın, Ruhi Konak, Sadri Sayıoğulları, Safiye Morçay, Salih Balakbabalar, Selim Sağlam, Seyit Ahmet Depeler, Şeyma Okur, Taner Alakuş, Turan Sevgili ve Yılmaz Eneş'in eserleri yer alıyor.
Minyatür, hat, tezhip, ebru, katı, çini, ahşap-sedef oyma ve kaligrafi dallarındaki eserlerin yer aldığı sergi, 10 Mayıs'a kadar görülebilecek.