twitter.com/Naime GündüzPana Akademi oyunculuk okulundan mezun KVP’nun acar oyuncusu Görkem Sevindik ile oyunculuk, oyunculuk serüveni ve Kurtlar Vadisi üzerine konuştuk.
Sıkı bir Yazete okuyucusu olan Görkem Sevindik nam-ı diğer Pusat kısa bir sürede, diziye renk kattı. Kurtlar Vadisi Pusu’nun son bölümlerinde daha fazla ön plana çıktı.
Henüz 23 yaşında olan Görkem Sevindik, sıcak, samimi, mütevazı kişiliğe sahip.
Oynadığı karakterin özelliği ve yakışıklılığı dolayısıyla kısa sürede seyircinin gönlünde taht kurmayı başardı.
Görkem, diğer adıyla Pusat diziye nasıl dahil oldu? Hayat hikâyenle beraber anlatır mısın?
17.01.1990 Adana doğumluyum. Oyunculuk ile ilgili ilk eğitimimi Adana Devlet Tiyatrosu sanatçılarından aldım ve bazı oyunlarda da rol aldım. Tercihim sinema oyunculuğu olduğu için kendimi bu yönde geliştirmek üzere İstanbul'a geldim.
Pana Film Akademi’nin oyunculuk eğitimi olduğunu öğrendim. Pana Film Akademi’de 6 ay kamera önü eğitimi aldım ve çok iyi bir eğitimdi. Kamera önünde ne yapmamız gerektiğini nasıl olunması gerektiğini öğrettiler. O esnada Pana Filmin kast sorumlusu Erdem Ergüney ile tanıştık. “Diziye Süleyman Çakır’ın oğlu Pusat adlı bir karakter alacağız” dedi. Çok sevindim, önceleri inanamadım.
“Eğitimin bitmek üzere sen eğitimine devam et, biz set günü seni çağıracağız” dedi. O anda yaşadığım heyecanı anlatamam, ne olduğunu şaşırdım. 2 gün sonra sete gittim sette Gürkan ağabey olsun, İpek abla olsun, beni çok iyi karşıladılar, çok heyecanlıydım, elim ayağım titriyordu, beni yatıştırdılar rahatlattılar sağ olsunlar ve böyle bir kader birliği yaptık.
Hedefin Türkiye’de iyi bir isim yapmak mı?
Türkiye’de “Görkem Sevindik” dedikleri zaman o bu işi yapar. Tam tabiri ile bu işi yalar yutar denilecek bir oyuncu olmak istiyorum
Mutluluğun gözlerinden okunuyor. Adana’da nasıl bir eğitim almıştın konservatuar mı yoksa dışarıdan tiyatroya yönelik gruplar halinde mi?
Bizim tiyatro grubumuz vardı. Çok iyi hocalarımız vardı ve bizi eğitmek için çok üzerimize düştüler, ama ben tiyatrodan daha çok oyunculuk eğitimi almak istiyordum. Adana’da tiyatro eğitimi veren bir yer olmadığı için İstanbul’un en iyi merkez olduğunu düşündüm ve Pana Filmi buldum, burada eğitim almaya başladım.
Neden kamera önü, genelde tiyatro eğitimi alanlar kamera önü istemezler.
Ben şunu fark ettim: Tiyatro ile kamera önü arasında büyük farklar var. Tiyatroda daha doğal davranabiliyorsun, daha büyük oynayabiliyorsun, elini kolunu kaldırabiliyorsun ve yüz mimiklerini kullanabiliyorsun, kamera önü ise buna müsait değil. Kamerada bunları yapamıyorsun, buna uygun değil, o yüzden aralarında büyük bir fark var. Bende oyunculukta daha mutlu olduğumu hissediyorum, bu nedenle kamera önünü seçtim. Tiyatro yapanlar yanlış anlamasın bu sadece benim kişisel tercihim, bende oyunculuktan yöne tercihimi yaptım.
VADİ HAYRANLARININ HAYALİ ONUN GERÇEĞİ
Büyük bir prodüksiyonla Türkiye seni tanıdı ve meşhur oldun. Görkem’in hayatında neler değişti?
Karakterim açısından hiçbir şey değişmedi ve değişmeyecek. Ben Adana’dan geldim, geldiğim günü de hiç unutmadım. Neysem oyum, ama şöyle bir şey oldu. Yolda yürüdüğüm zaman çok güzel tepkiler alıyorum, sevildiğimi anlıyorum, bir insanı çok mutlu edecek tepkiler ile karşılaşıyorum. Bu da beni çok mutlu ediyor, tanınmak, sevilmek, takdir görmek, çok güzel bir duygu. Öyle insan ayrımı yapan biri de değilim. “Bu çocuk diziye girdi havalandı” gibi cümleler yerine “ bak ne kadar beyefendi, mütevazıymış. Dizide oynadı ama hiç değişmemiş desinler” istiyorum. İnşallah öyle de sürer.
Özel hayatındaki arkadaşlarınla dışarı çıkınca çevreni saran hayranların oluyordur. Bu duruma onların tepkisi ne oluyor?
Evet, seninle gezemez hale geldim diyorlar. Bende her gelenle ilgilenmeye çalıştığım, hatta masaya davet ettiğim için kızıyorlar ama ben böyleyim. Onlar da alıştı.
Biraz önce söyledin, kendimde değişiklik olmadı dedin. Gösteri dünyası öyle bir dünya ki insanlar ya değişiyor değişmeyenlerde zorluklar çekiyor. Sen Pana Film’de olduğun için söylüyorum çok fazla zorluk yaşamamışsındır. Ama ne gibi zorluklar vardır bu dünyada ünlü olmanın zorlukları nelerdir?
Bu gün şöhret dünyasında, ben daha yeni bir oyuncu olduğum için, zorluklarını bilmiyorum, ama kendini kaybedersen, çok farklı yönlere gidersin diyorlar büyüklerimiz, yaptığım gözlemler de bunu gösteriyor. Şımarmamak çok önemli, kendini beğenmek ve ben oldum artık demek çok tehlikeli bir şey, artık ben oldum tamamdır, dediğin zaman yanlış yola giriyorsun.
Bir taraftan da Kurtlar Vadisi hayranısın, şimdi de Kurtlar Vadisi Pusu’nun oyuncu kadrosundasın. Nasıl bir duygu?
Vadi başladığında ben Adana’daydım, orta okuldaydım. Dizi başlamadan biz arkadaşlarımızla evlerden çıkıp toplanırdık. Gittiğimiz tüm kafelerde Vadi yayınlanırdı. On kişi sürekli gittiğimiz bir kafe vardı, sahibi de çok sevdiğimiz bir abimizdi. Bizi kırmazdı ki Onun bir odası vardı, biz orayı kiralardık “abi biz burada izlemek istiyoruz, her hafta o odayı bize rezerve yap” derdik. Pür dikkat hiç konuşmadan izlerdik. Şimdi nereden nereye diyorum da, çok güzel bir duygu.
DERSEN OLUR ÇAĞIRIRSAN GELİR
Kurtlar Vadisinde oynamak isteyen birçok izleyici var. Onlara ne tavsiye etmek istersin, ben iyi bir oyuncuyum veya oyuncu olmak ve Vadi’de yer almak istiyorum diyenlere önerilerin neler?
Öncelikle kader kısmet şans işi. Bu işte şans faktörü çok yüksek, istemek çok önemli kafanda bu işi bitireceksin. İstedikten sonra da bu işin bazı bedelleri ve sorumlulukları var. Bedelleri neler, eğitim alman gerekli mi!, o insanları bulman ve gelip görüşmen gerekiyor. Ben istedim ve şansım yaver gitti. İsteyen insan yapar. Benim sıklıkla kullandığım bir lafım vardır. “Dersen olur, çağırırsan gelir” benim bu işe başladığımdan beri söylediğim kelimedir, yeter ki yürekten iste…
Pusat diziye ilk başladığında diziye Çakır’ın oğlu geldi. Avrupa’da eğitim görmüş ve görsel olarak benziyor, biraz Pusat’tan Çakır’lık bekliyorsun. Sonuçta damarlarında Laz Ziya’nın ve Süleyman Çakır’ın kanı dolaşıyor. Öncelikle onu nasıl yakaladın?
Öncelikle Kurtlar Vadisinin önceki bölümlerini çok izledim. Ne yapmam gerektiğini, Çakır’ın nasıl davrandığını, Laz Ziya’nın nasıl davrandığının notlarını alıyordum. Annemden yani Nesrin Çakır’dan, dedem Laz Ziya’dan ve babam Süleyman Çakır’dan bir şeyler almaya çalışıyordum.
Gözlem yaptım, sonuçta Pusat çok büyük insanların oğlu onların karakterleri ile özdeşleşmesi gerekiyor. Onların kanlarını taşıyor. Yurt dışına okumaya gönderiyorlar ama bu çocuk okumayı değil de, babası gibi dedesi gibi olmak istediği için İstanbul’a geliyor ve bir şeyler başarmayı istediği için bir yola giriyor.
Hedefi bir şeyler başarmak, bu da zamanla oturuyor zaten izledikçe, yaşadıkça gözlem yaptıkça ne yapmak istediğini anlıyorsun ki, sette de bana çok yardımcı oldular, Gürkan Abi ve İpek Abla, baban olsa böyleydi, deden böyleydi gibi sende onun kanını taşıyorsun sende böyle yapmalısın gibisinden nerede ne tepki vereceğim nasıl davranacağım konusunda çok yardımcı oldular.
Erdem ağabeyin de hakkını yemeyeyim, onun da tavsiyeleri bu role çok iyi hazırladı beni…
Öte yandan mafyanın içinde büyümemiş, raconlarını bilmeden yetişmiş bir karakter var. Bunu nasıl yakalıyorsun?
Şöyle babam Çakır dedem Ziya nasıl olsa kanımda var; ben mafya olurum düşüncesi ile İstanbul’a gelmiş kendi kendine racon kesmeye çalışıyor ama hepsini ilk zamanlar eline yüzüne bulaştırıyor. Dizide herkesten habersiz racon kesmeye çalışıyor, ama her yanlışında Memati’nin kulağına haber gidiyor.
Bu sefer Memati “bak oğlum bu işler böyle olmaz” diye azarlıyor. Hatta Pusat’a yol göstermeye çalışıyor bak bu işler böyle olmaz sen bu yola girme, bu yol iyi bir yol değil diye ama Pusat kafaya koymuş, tek amacı bu yola girmek ve ne olursa olsun racon kesmeyi öğrenmek istiyor. Alemde nam sahibi, söz sahibi olmak istiyor bu da zaman geçtikçe oluyor.
İlk bölümlere göre daha iyi racon kesiyor ve işi öğreniyor.
Nesrin ve Mete arasında bir yakınlaşma olursa Pusat’ın buna tepkisi nasıl olur. Pusat bu durumda nasıl davranır?
Pusatın direkt Nesrin’in kafasına sıkması lazım, hatta hem Nesrin’in, hem de Mete’nin kafasına sıkması lazım. Çünkü hiç Pusatın tasvip edemeyeceği bir durum ki, annesi çok değerli ve Pusat aile kavramına çok değer veren bir insan bence direkt Mete’yi öldürmesi gerekiyor.
Pusat, Mete’nin kendisine tuzak kurduğunun farkına varır mı?
Şu anda farkına varamayabilir, çünkü Pusat her başı belaya girdiğinde Mete tarafından kurtarılıyor. Sanki Pusat Mete’yi sevmeye başladı gibi, sevmese de bir minnet borcu var gibi, Pusat olay yapıyor ceza evine gireceği yerde Mete geliyor kurtarıyor, Pusat başka bir şey yapıyor, Mete savcıdan polisten Pusat’ı kurtarıyor. Zaza Pusat’ın arkasından iş çeviriyor, Mete’nin sayesinde olayı çözüyor ve Pusat’a yardımcı oluyor. Yön gösteriyor, bak böyle bir durum var diyor CD gönderip Pusat’ı aydınlatıyor. Yani Mete, Pusat’a sürekli yardımcı oluyor, ben Pusat'ın Mete’den şüpheleneceğini hiç zannetmiyorum.
Ancak bazen Mete ile konuşurken annen şöyle annen böyle gibi konuşmalarda hafiften bir şüphe seziyor gibi, ama bunu da zamanla göreceğiz.
“Bazen mafya babalığına oynuyor ama çok acemice” diye duyduğumuz oluyor, bu oynadığın karakterle alakalı sanırım.
Evet ben henüz çok yeni bir oyuncu olduğumdan dolayı öyle. İllaki benim hatalarım olacak, yapamadığım şeyler olacak, ancak Pusat’ın zaten böyle olması gerekiyor. Çünkü daha yavaş yavaş mafyalığa soyunuyor, benim dışımda Pusat’ın da acemi olması gerekiyor. Yeni yeni öğreniyor, acemilik çekmeden öğrenemez bilemez. Tabii benim de yeni olduğumdan dolayı acemiliklerim olabilir, şimdi bilemiyorum dışarıya nasıl yansıyor. Ama daha iyi olacağıma inanıyorum, elimden geleni yapıyorum. Bir de bu zamanla olur. İstediğiniz kadar eğitim alın, istediğiniz kadar çaba sarf edin mutlaka kamera karşısında pratik yapmak zorundasınız.
Çünkü aldığınız eğitim dışında 3-2-1 motor dendiğinde çok farklı bir dünyadasınız. Kameranın arkasında 20-30 tane insan herkes seni bekliyor. Senden bir şey bekliyorlar ve heyecanlanıyorsunuz. Yani bu pratikte zamanla çözülecek bir olay o yüzden her insan baktığımızda zamanla daha iyi oluyor, oyunculuğunuza oyunculuk katabiliyorsunuz pratik yaparak.
Dizi setinde nasıl bir ortamınız var?
Dizi seti ortamı çok eğlenceli. Dışarıdan göründüğünü gibi çok sert, kimse konuşmaz gibi görünüyor. Bir kere Necati Bey çok eğlenceli bir insan. Oturup şarkı söyler, güler eğlenir, herkes eğlenir. Gürkan ağabey, çok keyifli komedi oynasa çok güzel oynar diye düşünüyorum. Ali Sürmeli, İpek abla, Adnan ağabey çok keyifli bir set ortamı oluyor. Çok şen şakrak keyifli zamanlar geçiriyoruz.
MEMATİ'Yİ KİM VURDU?
Herkesin merak ettiği bir soru var. Memati'yi kim vurdu?bunun cevabını senden alabilir miyiz?
Bence vuran değil vurulma emrini kimin verdiği ve o emirden sorna azmettiren biri var o merak edilmeli. Onu da senaristlerimiz belirleyecek.
Pusat karakter olarak çok sert mizaca sahip, senin ise daha neşeli, naif bir kişiliğin var. Bunu göstermen gerektiğinde nasıl yapacaksın.?
Bu her şeyden önce zamanla olacak bir şey, arada belli etmeye çalışıyorum zaten. Babamın o şakacı tavrını, neşeli hallerini almaya, yapmaya çalışıyorum. Bilmiyorum, bu seyirciye yansıyor mu? Ama zamanla Pusat’ın bu yönlerini de geliştireceğimi düşünüyorum.
Pusat karakteri sert mizaçlı bir yapıda, peki gerçek hayatta ki Görkem nasıl, Pusat ile Görkem arasında ne gibi farklar var?
Öncelikle Pusat çok sert bir karakter, tuttuğunu koparan yada koparmak isteyen bir karakter, babası gibi olmak isteyen bir insan, ailesine çok değer veren, aile değerlerine çok bağlı ailesi için yapmayacağı hiçbir şey yok, engel tanımayan bir insan.
Görkem aynı zamanda çok mütevazı, çok doğal, olduğu gibi, güler yüzlü, gayet sıradan yaşayan bir insan. Benim; şu olsun, bu olsun gibi bir kaidem de yok, gayet sıradan normal bir insanım açıkçası…
Pusat ile Görkem'in ortak özellikleri neler?
Ailesine bağlı olması en büyük ortak noktamız, bende aileme çok bağlıyım. Sinirleri de bazen benziyor, çok nadir de olsa sinirlendiğimde Pusat gibi gözümde bir şey olmuyor. Bu yönden Pusat’a kendimi benzetiyorum. Başka da yok sanırım.
SEVENLERİNE ÖZEL MESAJ
Çok özel hayata girmek istemiyorum ama. Pusat aşık olacak mı?
Pusat gibi herkese racon kesenin nasıl bir aşık olacağını merak ediyorum (Memati)gibi mi olur?) Bende bilmiyorum. Kıza söz geçirir mi? Bende merak ediyorum. Hemen de aşık olmaz. Aslında kuralları da olur. Öpmez, el tutmaz, dekolte giydirmez. Pusat öyle bir karakter… Kadın yanındayken fazla konuşturmaz.
Gerçekte öyle mi?
Ben öyle rahat kızları sevmiyorum. Bulunduğu ortama ayak uydurmalıdır. Öyle çok hareketli kızları sevmiyorum.
Best Model’a katıldın sanırım?
Evet öyle bir maceram da oldu. 1. 2. ve 3. elemeleri geçtim ama finalde elendim. İlk olarak 500 kişi katılmıştı yarışmaya, ilk elemede 150 kişi kaldık, sonrasında 100, 3. elemede ise 40 kişi kaldık, söylenilene göre iki oyla kaybetmişim, Allah bir kapıyı kapatırsa diğerini açıyor. Zaten benim o yarışmaya katılma amacım model olmak değildi, gözlemlerimde orada derece yapmış herkesin şu anda ekranda olduğuydu, bu camia içerisine girmek istediğim için orada bir şansımı denemek istemiştim. Derece yaparsam, medya ve insanlar tarafından tanınırım ve bana oyunculuk yapma konusunda şansımı arttırırım diye düşünmüştüm. Ama dereceye giremediğim için şu an çok üzülmüyorum, sonuçta iyi bir yerde Pana Film’de devam ediyorum.
Hiç yapmam dediğin ne var?
Geçenlerde bir köpek aldım. Beşinci gün köpeği geri verdim. Anladım ki o çok önemli bir sorumluluk. O sorumluluğu taşıyacak zamanım oluncaya kadar köpek almam.
Kurtlar Vadisi Pusu seti dışında günlerin nasıl geçiyor?
Bizim dizide çok fazla karakter olduğu için öyle çok yoğun bir program olmuyor. Senaristlerde her karaktere yer verdikleri için iki- üç gün set oluyor. Kalan zamanlarımda genelde evdeyim. Oturduğum yerde birkaç yer var oraya giderim. Adana’ya ailemin yanına gidiyorum. Film izler, kitap okurum. Kendimi geliştiriyorum.
Gençler şu günlerde sosyal medyadan çıkmıyor. Senin internetle aran nasıl?
Sanal olan hiçbir şeyi sevmiyorum. O yüzden facebook ve twitter kullanmıyorum. Buradan da beni sevenlere özel bir duyurum olsun. Facebook ve twitter'da adıma açılan hesapların hiçbiri bana ait değildir.
Kurtlar Vadisi Pusu bir gün bitecek. Ondan sonra bir planın var mı?
İşin açığı sektörü de çok bilmiyorum. Ben açıkçası Pana Film projesinde yer almak istiyorum. Burada aile ortamı var. Her durumda burada olmak istiyorum. Ben her şeyin farkındayım. Onlar olmasaydı ben şuan burada olamazdım. Onun için onların hepsine çok teşekkür ederim.
Bizde güzel sohbet için sana teşekkür ederiz.
PUSAT'IN "ÇAKIR" OLDUĞU SAHNE