Bergüzar Korel’i tanımayanlar kendi tabiriyle onu ‘keskin, sert ve biraz da soğuk’ bulabilir. Ancak tanıdıkça önyargılarınız tek tek yok oluyor. Doğallığıyla etrafındakileri etkiliyor. Ünlü oyuncu, bu soğuk imajı, set dışındaki yaşamını, ailesini ve planlarını Marie Claire’e anlattı.
* Şu anda hayatınızın nasıl bir dönemindesiniz?
- Huzurlu ve dingin... Birçok şeyin yerli yerine oturduğu, belirli bir düzende olduğu bir dönemdeyim.
* Çalışan bir anne olmanın zorluklarını yaşıyor musunuz?
- Zamanımın büyük kısmı sette geçiyor ama dezavantajları avantaja çevirmekte ustalaştım.
* Sahip olduğunuz en değerli özellik nedir?
- İçgüdülerim ve hafızam... Herkesi dinleyip, en sonunda kendi bildiğimi okumam da en sevdiğim yönüm...
* Anne olduktan sonra eski formunuza çok çabuk kavuştunuz. Fit olmayı nasıl başarıyorsunuz?
- Beslenme ile ilgili alışkanlıklarımı ve rutinimi tamamen değiştirdim. Ancak iş egzersiz yapmaya geldiğinde bir türlü süreklilik yakalayamıyordum. Ta ki geçtiğimiz yılın nisan ayına kadar... Spor artık yaşam biçimime dönüştü. Algılarım açıldı. Boyumun uzunluğundan kaynaklanan duruş bozukluğum vardı. Düzenli antrenmanlarla bu sorunum da ortadan kalktı.
* Güzel kadını nasıl tanımlıyorsunuz?
- Temizlik ile... Güzel kokacak kadın... Ama parfümle yıkanmışçasına değil, çiçek gibi, sabun gibi kokacak evvela... Nezaketi de zarafeti de içinde olacak, giydiği marka ayakkabıda değil. Tüm kadınların hemcinsleri için süslenip püslendiği bu devirde nasıl hissediyorsa öyle giyinecek, kendine güveni olacak. Doğallığıyla ışıldayacak... Ve mütevazı olacak.
* Şu sıralar hakkınızda en çok merak edilen konu da dişleriniz... Bu operasyon bir gereklilik miydi yoksa gülüşünüzü güzelleştirmek için mi yaptırdınız?
- Evet, gerekliydi... Üçüncü sınıftayken düştüm ve dişim kırıldı. 1,5 yıl öncesine kadar dolguyla idare ettim. Dişlerimi yaptırmak istiyordum ama yapay durmamalıydı. Tek diş yaptırmak biraz riskli olduğu için iki dişime operasyon yaptı. Bu aslında yurtdışında sıklıkla uygulanan bir teknik... Şimdi çok daha iyi hissediyorum. Artık gülerken çok daha rahatım.
SEYİRCİ BENİM SERT HALİMİ SEVİYOR
* “Karadayı” dizisiyle kendinizi bulduğunuzu söylediniz. Senaryoyu ilk okuduğunuzda kariyerinizde yeni bir dönemin başlangıcı olacağını hissetmiş miydiniz?
- Özellikle kariyerim söz konusu olduğunda içgüdülerim beni hiçbir zaman yanıltmadı. Risk aldığım, “acaba”larla geçirdiğim uykusuz gecelerim oluyor elbette. Sonra kafamda tartıyorum ve ardından kendimi akışa bırakıyorum. “Karadayı”yı ilk okuduğum zaman, öncelikle ekip ve yapım firmasını göz önüne aldığımda zaten içim rahattı. Profesyonellikleri, yaşayabileceğimiz riskleri en aza indiriyordu.
* “Kurtlar Vadisi Irak” filminde Leyla’yı canlandırdınız. En büyük çıkışı ise “Binbir Gece” ile yaptınız. Kariyerinizin dönüm noktası neydi?
- Kariyerimin dönüm noktası “Kurtlar Vadisi Irak”... Leyla, bir kadın oyuncu için zor bir başlangıçtı aslında. Ama bir yandan da çok şey öğretti bana. Eğer istersem hiçbir engelin olamayacağını gösterdi. Sonrasında beni daha büyük kitlelerle tanıştıran ise Şehrazat...
* Hep sert mizaçlı kadınları canlandırdınız. Hiç tersini arzu ettiniz mi?
- Fiziksel özelliklerime bakarak beni hiç tanımayanlar keskin, biraz soğuk, fazla konuşmayı sevmeyen, sert bir kadın olduğumu düşünürler. Tanıştıktan sonra da ise tüm bu önyargılar geçip gider. Sanırım seyirci beni bu halimle görmeye çok alıştı, o kadını seviyor. Yine de bundan sonraki projemde, sıradan bir kadını oynamak istiyorum. Statü olarak, görüntü olarak, tavır olarak gerçek hayatta sık sık karşılaşabileceğimiz bir kadına hayat vermeyi çok isterim.
DİZ ÜSTÜ ÇİZME VE MİNİYE TAHAMMÜLÜM YOK
* Önemli davetlere katılırken stil danışmanlığı alıyor musunuz?
- Bir ay kadar önce stil danışmanlığı almaya başladım. Yoğun çalışma tempomun içinde yükümü çok hafifletti.
* Tarzınızı nasıl tanımlıyorsunuz, asla giymem dediğiniz parçalar var mı mesela?
- Spor bohem bir tarzım var. Dekolteyi çok fazla sevmiyorum. Son yıllarda trend olsa da diz üstü çizme ve mini ikilisine de gerçekten tahammül edemiyorum!