ÖNE ÇIKANLAR :
MAGAZİNTÜMÜ
  • GÜNCELLEME: 24 Kasım 2013 Pazar 13:52

Az kalsın bizi yakacaklardı

Az kalsın bizi yakacaklardı

Müzik dünyasının duayen isimlerinden Edip Akbayram üç yıl aradan sonra ilk kez konuştu.


Bugün'e dikkat çeken açıklamalar yapan Akbayram, "Şimdiki gençlik korkak. Yapılanlara yanlış diyebilenler azınlıkta. Televizyonlar gençlere kötü örnek oluyor" dedi.

Akbayram, başından geçen dehşet olayı da anlattı: Bir Anadolu turnesinde Sezen Aksu'yla birlikteydik. Konseri bastılar. "Niye bu şarkıları söylüyorsunuz" dediler. Asker gelmeseydi bizi orada diri diri yakacaklardı.
O, Anadolu Pop Müziği'nin en önemli isimlerinden birisi. Tıpkı Cem Karaca, Fikret Kızılok gibi, Anadolu ezgilerini pop çizgisinde söyleyerek müziğini milyonlara sevdirdi.

İşte Akbayram'ın röportajının tamamı:

*Yeni nesil şarkıcılar sizce neden siyaset konuşmaktan çekiniyor?

Herkes suskun, pısırık ve korkak. Özellikle 12 Eylül'den sonra korkutulan, önüne sunulan şeylere kadercilikle razı olan bir toplum modeli yaşıyoruz. Ben bu ülkenin bireyiyim, bu yapılan yanlıştır diyebilen bir topluluğu az görüyoruz. Kaderci bir toplumuz. Hele hele şimdiki gençlik acayip.
Erkekler topçu olmak için, kızlar da manken olmak için kuyrukta. Çünkü televizyonlarda topluma öyle sahneler sunuluyor ki, manken dediğiniz zaman cebinde dolarlar, eurolar, 50 çeşit ayakkabısı, elbisesi olan insanlar algılanıyor. Bunu doğuda gören insanlar da "Mankenlik çok güzelmiş" deyip evlerinden kaçıp İstanbul'a geliyor. Sadece bu yüzden bir sürü genç kızımız istismar edilip kadın tüccarlarının eline düşüyor. Magazin ve gece hayatı çok güzel gösteriliyor. Gerçek hayat öyle değil işte.

Görme engelli biri kendi engelime şükrettirdi

*Siz hiç Türkiye'de engelli olmanın zorluklarını yaşadınız mı?

Engelli olmanın zorluklarını ben yaşamadım. Ancak bir engelli yurttaş ve sanatçı olarak, engellilerin bu ülkede yaşadığı çok sorun var. İkinci sınıf insan muamelesi görüyorlar. Örneğin bir restorana girerken, bir etkinliğe giderken tekerlekli sandalyelerin rahatça girip çıkabileceği yerlerin bulunmaması en büyük pürüzlerden. Ben dünyanın her yerini gezdim. Avrupa, Amerika, Avustralya'ya kadar her yerde konser verdim. Oralarda gördüğüm, engellilerin birinci sınıf vatandaş olduğuydu.

Elma yiyemeyen zenginler var

*Siz engelinizi nasıl aştınız?

Ben 1 yaşında çocuk felci geçirdim. O yaştan buluğ çağına kadar büyük bir kompleksim vardı. "Acaba benim engelime mi acıyorlar? Benimle engelli olduğum için mi arkadaşlık yapıyorlar" gibi duygular besliyordum. Bütün bu duyguları okuyarak yendim. Çünkü okumak insanın düşüncelerini olumlu yönde etkiliyor. Bir de lise 1'inci sınıfa giderken hayatımı baştan aşağı değiştiren büyük bir olay yaşadım. Görme engelli bir yurttaşımız beyaz bastonuyla kaldırımda yürürken birden ayağı takıldı ve düştü. Düştüğü an benim yüzümde bir şamar patladı. Kendi kendime "Sen dünyayı görüyorsun. Renkleri görüyorsun. Sevdiğini görüyorsun. Daha ne istiyorsun" dedim. Allah'a şükrettim. Görüyoruz, nefes alıyoruz, 5 milyon euro'muz olsa neye yarar yiyemedikten sonra? Elma yiyemeyen zengin insanlar var.
Evren resim yapmaya daha önce başlasaydı darbe olmazdı

*Askeri darbeler sizce Türkiye'ye neler kaybettirdi?

Bir defa bir sanatçının darbelere ve savaşlara hayır demesi lazım. Dünyanın hiçbir yerinde bir sanatçı "Savaşlar olsun da suçsuz insanlar ölsün" demez. Sanatçı aydın insandır. Çağ ile yarışan insandır. Biz hep darbelere karşı çıktık. Ama 12 Eylül darbesi Türkiye'de gelişime en büyük darbeyi vurmuş olan darbelerden biridir. Bu darbeyi yapanların başındaki Kenan Evren, resim yapmaya 12 Eylül'den önce başlasaydı sanatın güzelliği karşısında belki de o darbeyi yapmazdı.

Dünyayı 2 kez gezdim bu ülke gibisi yok

*Hayatınız; baskılar, darbeler ve gözaltılarla geçti. O günleri nasıl yad ediyorsunuz?

Onlar benim onurlu yıllarımdı. Bir sanatçının da benim gibi onurlu yılları olması gerektiğine inanıyorum. Bir ülkenin sanatını, siyasetini sansür altına alırsanız ilerlemesine darbe vurursunuz. Biz bu ülkeyi sevdik ama karşımıza hep yasaklar çıkardılar. Nazım Hikmet, Ahmet Kaya, Yılmaz Güney gibi değerleri bu ülkeden kovduk. Zamanında beni de öcü gibi gösterdiler. 64 yaşından sonra öcü olmadığımız anlaşılıyor nihayet. Ben de bu ülkeyi terk edip gidebilirdim ama bu ülkeyi seviyorum. Dünyayı iki defa gezdim. Dünyanın hiçbir yerinde böyle güzel bir vatan ve güzel insanlar yok. Ama biz bu ülkenin değerini bilmiyoruz.

Sezen'le beni yakacaklardı

*Sezen Aksu'yla sizi bir Anadolu turnesinde linç edeceklermiş, nasıl oldu bu?

Benim bütün konserlerim hep olaylıydı. 1978-79 yıllarında canımı korumak için kaftanımın altında tabancayla geziyordum. O yıllarda bir Anadolu turnesinde Sezen Aksu'yla birlikteydik. Konseri bastılar. "Niye bu şarkıları söylüyorsunuz" dediler. Asker gelmeseydi bizi orada diri diri yakacaklardı.
Çocuğuma süt alamadığım günler oldu

*12 Eylül döneminde işkence gördünüz mü?

İşkence görmedim ama 12 Eylül'de 15 gün tutuklu kaldım. Hiçbir örgütle ilişiğim olmadığı için de salıverildim. 5 sene çalışamadım, iş vermediler. O 5 yıl boyunca eşimle birlikte düğünümüzde takılan altınları bozdurup harçlık yaparak geçindik. O yıllarda çocuğuma süt alamadığım günler oldu. Çocukların ayakları çabuk büyür, oğlumun ayakkabı içinde parmakları büzülüyordu, o da canını acıtıyordu.

KAYNAK:
ÖNCEKİ HABER

SONRAKİ HABER