Yılmaz Özdil geçtiğimiz günlerde Halk TV'de Uğur Dündar'ın Halk Arena'sı programına katılmıştı. Programda Halk TV'nin yaptığı Beşar Esad röportajı da yayınlanmış Röportajı sırasında Türkiye'ye ağır eleştiriler yönelten Esad'a, Yılmaz Özdil sert çıkmıştı.
Programda Esad'ı eleştirip Erdoğan'ı savunan Özdil'e laik ve ulusalcı cepheden küfür yağdı. Yılmaz Özdil'de bugün köşesinde bu satırları yayınladı.
İşte Özdil'in bugünkü köşe yazısı;
"KAÇ PARA ALDIN?"
Mesaj yağdı haliyle...
*
"Kaç para aldın RTE'den?" diye sormuş Duygu. "Tayyip'in avukatı" demiş Mehmet.
"Duyduklarıma inanamadım, o konuşan siz miydiniz, dublörünüz
müydü?" diye merak etmiş Levent. "Tayyip kendi halkına hakaret ederken bir kelime itiraz ettin mi?" diye sormuş Erhan.
"Başbakan'a yağ çekerek sempati kazanmak istemişseniz, buna değmezsiniz" diye uyarmış Özgür. "Sizi yanlış tanımışız" diye sitem etmiş Ömür.
"En sevdiğim gazeteciydin, adın üstünde yoz, Tayyip seni de korkuttu demek ki, Allah belanı versin" diye saydırmış Sadık. "Tayyip'i savunmaya geçtiniz, size yakışmadı" diye kızmış Bilgi.
SİZİ DİNLERKEN AĞLADIM
"Sizi ne zaman satın alacaklar diye bekliyorduk, sizi dinlerken ağlamamak için zor tuttum kendimi, bundan sonra gazete almayacağım, köşe yazısı okumayacağım" diye veda etmiş İsmail.
"Esad'ın maruz kaldıklarını bilmeden konuşuyorsun, şerefsizsin, alçaksın, gazeteci bozuntususun" diye bağırmış Cihan. "Senin içyüzünü de öğrendik, neden bir anda değiştin, Silivri'yle mi korkuttular seni" diye kuşkulanmış Ali.
AKP'NİN KÖPEĞİ
"AKP'nin köpeği"yim. Ahmet'e göre "satılmış olduğum" ortaya çıkmış. "Seni adam yerine koyuyorduk, bugünden itibaren tarihin çöplüğüne atıyoruz, senin de g.t kılı olduğundan zerre kadar şüphem kalmadı artık" demiş Neşe.
"El Kaideci misin nesin" demiş Akın. İsmini vermeyip, Santor adıyla mesaj gönderen arkadaş, "Esad tarafından yönetilmeyi AKP tarafından yönetilmeye tercih ederim" demiş. "Seni okuduğum için kendimden utanıyorum, bundan sonra okursam namerdim" diye söz vermiş Erkan.
RTE'Yİ ASLANLAR GİBİ SAVUNDUN
"En büyük hayal kırıklıklarımdan biri olarak tarihe yazıldın, sen başbakanın avukatı mısın, seni okuduğum günlere lanet ediyorum, yalakaların en dibindesin" diye haykırmış Nazım. "RTE'yi aslanlar gibi savundun, içime sindiremedim" demiş İsmail.
Duygularını "Esad hakkında söylediklerinizden ötürü Türk halkına özür borçlusunuz" diye özetlemiş Faik.
CEMAATİN SÖZCÜSÜ MİSİN?
"Cemaatin sözcüsü müsün?" diye sormuş Neşe. "Müslüman Kardeşler'in avukatı olmak sana mı kaldı, kim verdi sana bu talimatı?" diye merak etmiş Bihlul.
BU ESER AKP'NİN
Çoook uzun, uzatmayayım.
AKP'nin toplumu ne hale getirdiğinin kanıtıdır bu... Bir başka ülke liderinin "umut" olarak görülmesi, dışarıdan medet umulması, sadece hükümetin değil, kendilerinden umut kesilen muhalefet partilerinin de can kulağıyla irdelemesi gereken bir tablodur.