CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, AK Parti'nin 27 Ağustos'ta tarihinde yapılacak Olağanüstü Kongresi'nin yasal dayanağı bulunmadığını söyledi. Kongrenin hükümsüz sayılması, iptali ve yapılmasının önlenmesi amacıyla idari tedbirlerin alınması noktasında Çankaya İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı'na başvurduklarını kaydeden Kart, "Siyasi Partiler Yasasının 15/son ve AKP Tüzüğünün 78. maddesine aykırılık sebebiyle; AKP’nin 27 Ağustos tarihinde yapılacak Olağanüstü Kongresi'nin iptali için Çankaya İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı'na, yine bugün itibariyle tarafımızdan başvuruda bulunulmuştur." dedi.
CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Türkiye’de 15 Ağustos'tan bu yana Başbakan olmadığını ve bu makamın boş olduğunu belirten Kart, "Bu makam boşalmıştır. Türkiye Cumhuriyeti'nin görevde bulunan 11. Cumhurbaşkanı, Devletin Başı olmasına rağmen, Anayasadan kaynaklanan görev ve sorumluluklarının gereğini yapmamaktadır. Kamu yönetiminde görev , yetki ve sorumluluklar anlamında kaos doğmuştur." dedi.
61. Hükümet içinden, vekaleten görev yapacak Başbakan atamasının halen yapılmadığını, bu yönde Cumhurbaşkanlığı Makamına 15 Ağustos tarihinde CHP olarak başvuruda bulunduklarını kaydeden Kart, "15 Ağustos tarihinden itibaren AKP Genel Başkanlık makamı boşalmıştır. AKP-MKYK organı, Recep Tayyip Erdoğan’ın kanunsuz emir ve talimatları sebebiyle; Siyasi Partiler Yasasının 15/son ve AKP Tüzüğü’nün 78. maddesinin gereğini yapmamaktadır. Bu maddelere göre 15 Ağustos’tan itibaren 10 gün içinde MKYK’nun toplanıp, kendi bünyesinden Genel Başkan Vekilini seçmesi ve seçilecek Genel Başkan Vekilinin de , AKP Genel Başkanının seçileceği 1. Olağanüstü Kongreyi hazırlaması ve sonuçlandırması zorunluluğu vardır." diye konuştu.
AKP’nin tüzel kimliğini yasal anlamda sorumluluk altına sokan bir süreç başladığını hatırlatan Kart, "Türkiye, 15 Ağustostan bu yana seçilmiş cumhurbaşkanı konumunda olan, ancak yemin etmediği için göreve başlayamayan ve anayasal yetkilerini kullanamayan Recep Tayyip Erdoğan tarafından fiilen yönetilmektedir. Seçilmiş Cumhurbaşkanı bir taraftan Başbakanlık ve bir taraftan da AKP Genel Başkanlığını fiilen sürdürmektedir. Seçilmiş Cumhurbaşkanı; Kanunsuz Emir ve Talimatlarla Türkiye’yi yönetiyor. Türkiye Cumhuriyetinin görevde bulunan 11. Cumhurbaşkanı ise , bu tabloyu acz içinde seyrediyor. Vekaleten Başbakan görevlendirmesini yapmıyor. TBMM Başkanı ise ‘…. ne olmuş ki, 10-12 gün için bu kadar ses çıkarmaya ne gerek var…’ diyebiliyor. Kişisel ve siyasi beklentilerini , Türkiye Cumhuriyetinin çıkarlarına üstün tutabiliyor. Cumhuriyet Halk Partisi olarak; bu keyfiliğe, ciddiyetsizliğe, sorumsuzluğa, kaba güce, anayasal darbeye karşı ; Anayasal Kurumlarımızı anayasadan kaynaklanan görevlerini yapmaya; sivil toplumu ve halkımızı duyarlılığa ve demokratik tepkilerini göstermeye davet ediyoruz.” şeklinde konuştu.
AKP OLAĞANÜSTÜ KONGRESİNİN İPTALİ İÇİN ÇANKAYA İLÇE SEÇİM KURULU BAŞKANLIĞINA BAŞVURDUK
Cumhuriyet Halk Partisi’nin demokrasiye siyaset, sivil toplum, meşru zeminler ve hukuk zemininde sahip çıkmaya devam edeceğini vurgulayan Kart şunları söyledi: “Bu kapsamda 15 Ağustos tarihinde Resmi Gazetede yayımlanması gereken Cumhurbaşkanlığı seçimi sonuçlarının, Recep Tayyip Erdoğan ve Hükümet tarafından yayımı engellenmektedir. Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü, kendilerine verilen Kanunsuz Emir ve Talimatları yerine getirmektedir. Aslında, sözü edilen Kanunsuz Emir ve Talimat, Başbakanlık ve AKP Genel Başkanlık Makamının boşalmış olduğunun , Erdoğan ve Hükümet tarafından da kabülü anlamına gelmektedir. Kendilerince bu yayımın sonucu engellenmeye çalışılmaktadır. Görev ve yetkilerini kötüye kullanarak, Kanunsuz Emir ve Talimat yoluyla zaman kazanmak istemektedirler. Kanunsuz Emir ve Talimatı yerine getirerek, Anayasanın 137 ve TCK’nun 257. maddelerini ihlâl eden Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü yetkilileri hakkında, 18 Ağustos 2014 tarih itibariyle Tarafımızdan suç duyurusunda bulunulmuştur.”
Siyasi Partiler Yasası’nın onbeşinci maddesine ve AK Parti Tüzüğü’nün 78. maddesine aykırılık sebebiyle AKP’nin 27 Ağustos tarihinde yapılacak Olağanüstü Kongresinin iptali için Çankaya İlçe Seçim Kurulu Başkanlığına başvuruda bulunduklarını anlatan Kart, "Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na 12 Ağustos tarihinde yaptığımız başvuru ayrıca takip edilmektedir. Ortaya çıkan Türkiye fotoğrafının anlamı şudur Anayasal Kurumların düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetmek mevkiinde olan Cumhurbaşkanlığı Makamı; Erdoğan ile birlikte , daha birinci gün ‘rejim krizinin’ odağı haline gelmiştir. Başbakanlık görevi esnasında sıklıkla hukuk ihlâlleri gerçekleştiren Erdoğan, artık anayasa darbeleri gerçekleştirmektedir. Türkiye, en üst düzeyde Kanunsuz Emir ve Talimatlarla yönetilen bir ülke haline gelmiştir. Bu durum, sürdürülebilir bir durum değildir. Bu anlayış ve uygulamayla Türkiye’nin siyaseten normalleşmesi mümkün değildir. Provokasyonlara, kutuplaşmalara ve meşruiyet krizlerine yol açmadan ve fırsat vermeden anayasal zeminde, sivil toplumla birlikte demokrasiye sahip çıkmaya devam edeceğiz. Siyaset ve hukuk yoluyla bu gerçekleri anlatacağız. Cumhuriyet ve demokrasinin kazanımlarıyla, toplumsal barışımızın Erdoğan’ın kişisel ve siyasi çıkarları uğruna heba edilmesine fırsat vermeyeceğiz.” açıklamasında bulundu.
Bir gazetecinin halkın nasıl tepki göstermesini beklediğinin sorulması üzerine Kart şu cevabı verdi: "Gezi tarzı protestolarla tepkisini dile getirebilir. Gezi, her ne kadar çevre hareketi olarak başladıysa da son 10 yılın antidemokratik uygulamalarına karşı toplumsal refleksti. Daha ötesi anayasal zemin içinde direnme hakkından söz ediyorum. Başkasının temel hak ve özgürlüğüne müdahale etmeden, kamuya zarar vermeden, şiddete başvurmadan direnme hakkı var. Demokratik düzenin korunması sadece muhalefetin başaracağı iş değildir. Sivil toplum, bağımsız medya, bağımsız yargı geç olmadan tavrını Anayasal sistem içinde meşruiyet zemininde dile getirmeli."