Başbakan Ahmet Davutoğlu, Kürtçe okul açma girişimleriyle ilgili "Türkiye hukuk devletidir ve kamu düzeni esastır. Herkes istediğim dersi vereceğim derse kaos çıkar. İstanbul'da biri çıkıp imam hatip okulu açsa ona da izin verilmez. Kamu düzeni esastır. Herkes sorumluluk içinde hareket etmelidir." dedi.
DAVUTOĞLU, MILLI EĞITIM BAKANLIĞI'NDA BRIFING ALDI
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı tarafından verilen brifingde, Davutoğlu'na eğitim dünyasındaki son gelişmeler ve değişiklikler anlatıldı. Brifing sonrası Bakan Avcı ile birlikte basın toplantısı düzenleyen Başbakan Davutoğlu, hayatın her alanında öğrenci olunduğunu ifade etti.
EĞİTİMDE REFERANDUM
Eğitimde yapılan çalışmaları anlatan Davutoğlu, Milli Eğitimde hala yapısal reformlara ihtiyaç olduğunu vurguladı. Eğitimin esasının bu araçlar değil öğretmen ile öğrencinin buluşması olduğunun altını çizen Davutoğlu, öğretmenlerin kalitesinin toplumun geleceğinin sigortası olduğuna dikkat çekti.
Hayatını kaybeden ilkokul öğretmenine annesini kaybetmiş gibi üzüldüğünü dile getiren Davutoğlu, İstanbul'a her gittiğinde elini öptüğünü belirterek, bu sevgiyi korumak gerektiğini ifade etti. Öğretmenlerden 'meslektaşım' diye bahseden Davutoğlu, cuma günü 40 bin yeni öğretmenin Anadolu'nun her yerine gönderileceğini ifade etti. Hiçbir konunun eğitimden daha elzem olmadığını belirten Davutoğlu, her konuda gereken adımların atılacağını ifade etti.
AİHM'in zorunlu din dersi kararıyla ilgili bir soruya Davutoğlu, AİHM kararının detaylarını hep birlikte inceleyeceklerini söyledi. "Kararlara ön yargı ile yaklaşmayız." diyen Davutoğlu, Avrupa ülkelerinde din dersi konusunda farklı uygulamalar olduğunu hatırlattı. Bunları görmezden gelip Türkiye'de din derslerinin baskı olarak gösterilmesinin kabul edilemeyeceğini dile getiren Davutoğlu, çevredeki gelişmelere bakılınca Türkiye için bunun elzem olduğuna dikkat çekti. Sağlam bir din bilgisinin devlet eliyle verilmemesi halinde radikalleşmenin önünün açılacağını ifade eden Davutoğlu, denetlenme imkanının da kalmayacağını kaydetti.
Dinin insanın yaşadığı her yerde sosyal bir vaka olduğunu anlatan Davutoğlu, Türkiye'de din ve ahlak bilgisine duyulan ihtiyacın başka ülkelere göre farklı olabileceğini söyledi.
"Bizim ihtiyaçlarımıza göre adım atarız. Din dersi verildiğinde insanların inanmaya zorlandığı anlayışı yanlıştır." diyen Davutoğlu, temel meselenin evrensel kriterler olduğunu belirtti. Davutoğlu, "Mesele müfredattır. Şu ana kadar bir baskı unsuru görmedim ama varsa tartışılabilir. konuşulabilir." şeklinde konuştu.
KÜRTÇE 3 BOYUTLU BİR OLAY
Kürtçe eğitim konusundaki bir soruya Davutoğlu, olayın üç boyutu olduğunu belirtti. Kürtçenin siyasal ve sosyal hayatta kullanılması konusunda devrim adımlar atıldığını anlatan Davutoğlu, Kürtçenin seçmeli ders olduğunu ifade etti. Kürtçenin 'güzel Türkçemiz' gibi bir kesimin kullandığı bir dil olduğuna dikkat çeken Davutoğlu, Türkçenin resmi dil olduğunu vurguladı. Ancak kullanılan çok sayıda dil olduğunu ve hepsinin de saygın olduğunun altını çizen Davutoğlu, muhabbetle konuşulduğunda her dilin güzel olduğunu kaydetti.
Norm kadro olarak Kürtçe öğretmenler görevlendirileceğini anlatan Davutoğlu, bazı çevrelerin sanki baskı yapılarak bunların yapıldığı gibi bir düşüncenin kabul edilemez olduğunu vurguladı. "Türkiye hukuk devletidir ve kamu düzeni esasdır." diyen Başbakan Davutoğlu, "Herkes istediğim dersi vereceğim derse kaos çıkar. İstanbul'da biri çıkıp imam hatip okulu açsa ona da izin verilmez. Kamu düzeni esastır. Herkes sorumluluk içinde hareket etmelidir. Ama kamu düzenini bozan bir dayatma kabul edilemez, izin verilmez." şeklinde konuştu.
Bölgedeki bazı okulların yakılmasına yönelik de Başbakan Davutoğlu, okullara molotof atılmasının şiddet ve terör olduğunu vurguladı. Bundan en fazla o bölgede yaşayan çok samimi vatandaşların ve çocukların etkileneceğini anlatan Davutoğlu, "Türkiye kamu düzeni ülkesidir. Eğitim güvenliği için ne gerektiriyorsa o tedbirleri alırız." dedi.
Konuşmaların ardından Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Başbakan Ahmet Davutoğlu'na kalem hediye etti. Kalemi verirken Avcı'nın Davutoğlu için ilk başta 'Bakanım' ifadesini kullanması gülüşmelere yol açtı.
