Başbakan Erdoğan, TOBB Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, "Herkes bizi sevmek zorunda değil. Samimi söylüyorum. Böyle bir mecburiyeti yok. Herkes partimizi, politikalarımızı, icraatımızı, duruşumuzu, tavrımızı sevmek, beğenmek, onaylamak zorunda değil. Böyle bri şey yok, olamaz. Biz 76 milyonun tamamının hükümetiyiz. Seven, sevmeyen fark etmez. Biz bu millete efendi olmaya değil, hizmetkâr olmaya geldik. Ve bizler 76 milyonun tamamının memnun olduğu politikalar üretmekle kendimizi mesul görüyoruz. Ama yüzde yüz herkesi memnun etmek mümkün mü? O da mümkün değil. Ama biz bu niyetle adımlarımızı atacağız. Temennimiz odur ki niyet hayır olduktan sonra akıbet de hayır olur." dedi.
"SEVENLER SEVMEYENLER SANDIKTA ORTAYA ÇIKACAK"
Erdoğan, "Bizi sevmeyenler, onaylamayanlar, beğenmeyenler elbette olacaktır. Bunu biliyoruz zaten. Ama şunu biliyoruz. Demokrasilerde seçim ve sandık zaten bunun için var. Sevenler, sevmeyenler orada ortaya çıkacak." ifadesini kullandı.
Erdoğan, şunları kaydetti: "Seçimin, sandığın olduğu, milletin tercihini özgürce kullandığı bir ortamda diktatörlük olmaz, oradan zulüm sadır olmaz. Sandık, demokrasinin namusudur. Sandık, demokrasilerde hesap sorma makamıdır. Sandık, demokrasilerde çıkış yoludur, emniyet supabıdır. Demokrasinin bizatihi teminatıdır. Ancak şunu kabul ediyorum. Sandık, kazananı belirlemekten çok kimin kaybettiğini belirleyen bir demokratik araçtır. Kazanan zaten ülkenin tamamıdır. Sandıktan çıkan hükümet zaten ülkenin tamamının hükümetidir. Sandık sonucundan asıl ders çıkarması gereken kazanan değil, kaybeden olmalıdır. Kaybeden nerede hata yaptığını, milletin teveccühünü neden göremediğini enine boyuna ölçüp biçmeli, bir sonraki seçime ona göre hazırlık yapmalıdır. 'Ben sandıkta kazandım, her şeyi yaparım'. Biz buna da karşıyız. Asla biz buna prim vermedik, vermeyiz. Ne aldık yüzde 50. Acaba diğer yüzde 50'nin içinden daha ne kadar alabiliriz. Bunun hesabını yapmaya başlarız."