Başbakan Davutoğlu 27. Ahilik Haftası kutlamalarına katılmak için Kırşehir'e gitti. Davutoğlu, Ahi Evran Külliyesi'ndeki 27. Ahilik Haftası töreninde yaptığı konuşmada bir çok konuya değindi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Son dönemde Kobani'den gelen kardeşlerimize de kapımızı açtık, hiç bir ayrım gözetmedik. Ama bir vekil tuttu, o kardeşimizi, o kardeşlerimizin elinden tutarak, sınırlarımızın içine çeken o aziz Mehmetçiğe taş atma edepsizliğini gösterdi. Ona buradan sesleniyorum; 'Suriye'den gelen o kardeşlerimiz etnik ve mezhebi kökeni ne olursa olsun gelenler, senin için gelmediler, sen orada olduğun için gelmediler, Mehmetçiğin gölgesinde huzur bulacağız' diye geldiler. Eğer Mehmetçik orada olmasaydı onlar o kapıya sığınamazlardı'' dedi.
Davutoğlu, Ahi Evran Külliyesi'ndeki 27. Ahilik Haftası töreninde yaptığı konuşmada, Başbakanlık görevini aldıktan sonra ilk el attıkları hususlardan birisinin iş kazaları, iş güvenliği olduğunu söyledi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, TESK, TOBB'la, bütün sendikalarla oturup konuştuklarını anlatan Davutoğlu, orada da ifade ettiğini iş güvenliğinin insani bir sorumluluk, herkesin yerine getirmesi gereken bir vecibe olduğunu kaydetti.
"İŞ GÜVENLİĞİNİ SAĞLAMAK BİR VECİBEDİR"
''Şimdi Ahiliğe adım atanlar bilirler ki çırak, ustasını baba gibi görür, usta da çırağını evlat gibi görür'' diyen Davutoğlu, şöyle devam etti:
'' Zannetmeyin ki bu sadece ayakkabı ustalarının yanındadır. Ya da diğer esnaf erbabının yanındadır. Bugüne uyarlarsak, buradan bütün işverenlere ve işveren sendikalarının bütün üyelerine sesleniyorum; yanınıza aldığınız her işçi, her emekçi Ahilik geleneğinde, ustanın yanına girmiş çırak gibidir, sizin evlatlarınızdır, sizin ailenizin parçalarıdır. Onların güvenliğini, sizin evlatlarınızın güvenliği gibi görmedikçe, Ahiliği anlamış olamazsınız. Yine bütün emekçilerimize söylüyorum; adım attığınız her işyeri sizin için emniyetli olana kadar hep çalışacağız, hep gayret edeceğiz. Siz de hem kendi hukukunuza sahip çıkın, hem de çalıştığınız işyerinin onuruna, onunla birlikte beraberce helal rızık yolunda olmanın vecibesini yerine getirmekte tereddüt etmeyiniz.''
Ahilik kültürü bugüne taşındığında bir sosyal devlet anlayışını, sosyal ahlakı beraberinde getirdiğine işaret eden Davutoğlu, ''Bir devlet düşünün, bürokratları zengin ya da o devletin etrafında küçük bir kesim bu zenginlikten istifade ediyor ama halk fakir. Bu demektir ki o devlet sosyal devlet olamamış, sofrasını halka açamamış. Bizim 12 yıllık iktidar dönemimizde en önemli vecibelerimizden ve başarılarımızdan birisi sosyal devlet anlayışını bütün halka sirayet ettirmiş olmamızdır'' diye konuştu.
"BİZ DEVLETI KUDRETLI VE ŞEFKATLI KILACAĞIZ"
Özürlülere, engellilere, yaşlılara, kadınlara, çocuklara, öğrencilere nasıl sahip çıktıklarını herkesin bildiğini ifade eden Davutoğlu, şunları kaydetti:
''Çünkü biz soframızı herkese açmak şiarını benimsemiş Ahilik geleneğinden geliyoruz. Bundan sonra da sosyal devlet anlayışını bütün toplum kesimlerine yayarak sürdüreceğiz. Ve nihayet devlet ahlakı, bakınız buralarda konuşmak kolay. Yani 'kapını, sofranı, keseni, elini, herkese açık tut' demek kolay. Ama bunun uygulanabilmesi için devletin muktedir ve müşfik olması lazım. Biz hep şunu söyledik. Biz Türkiye Cumhuriyeti Devletini kudretli ve şefkatli kılacağız. Öylesine kudretli kılacağız ki sofraya ihtiyacı olan bize gelecek, emniyete ihtiyacı olan bize gelecek, sığınacak bir kapıya ihtiyacı olan bize gelecek ve biz ona bakacağız. Biz devletin bereketini, insanın insana hizmette gören bir ahlak anlayışından geliyoruz. İbn-i Batuta da 13. ve 14. yüzyılda yaptığı seyahatlerde sonradan kayıt düşer, Ahilik'le ilgili şunu söyler: 'Ahiler öyle insanlardır ki kim gelse kapısını açarlar, onların yanına yaklaşana herşeyi ikram ederler ve en önemlisi vurgunculara ve eşkıyalara karşı onları korurlar. İşte Ahilik budur.''
''BIZ AHI EVRAN'IN TORUNLARIYIZ, MOĞOLLARIN TORUNLARI DEĞIL''
Türkiye Cumhuriyeti devletinin Ahi bir devlet olduğuna dikkati çeken Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı:
''Onun içindir ki Ahilik geleneğini benimsediği içindir ki bizim kapımıza gelen, bizimle emniyet bulmak isteyen, soframızda helal bir lokma yemek için kapımıza gelen, Suriyeli kardeşlerimize kapımızı açtık. Coğrafi olarak komşumuz olmasa bile 'Bize yardım eden birisi olmayacak mı? Bizim soframıza helal lokma getirecek birileri yok mu?' diyen Somali halkına bu toprakların helal rızkını götürdük. Her yere elimiz ulaştı, ulaşacak. Çünkü biz Ahi Evran'ın torunlarıyız, Moğolların torunları değiliz. Biz Ahi Evran'ın torunları olarak nasıl o dönemdeki istilaya karşı, mazlumun yanında olmuşsa Ahi Evran, Moğol zulmü geldiğinde, mazlumlarla birlikte ayağa kalkmışsa Ahi Evran, Allah şahittir ki hiç bir zalimin karşısında mazlumu yalnız bırakmayacağız. Bizim Ahi Evran'a verdiğimiz söz budur.
Şimdi 3 senedir Ahi Evran'ın torunları olarak Suriyeli yetimlere, kadınlara, yaşlılara, o kardeşlerimize sınırlarımızı açtığımız için bizi eleştiren, kıyasıya eleştiren bir Ahi çocuğu olan Bakan olduğum dönemde, bu kardeşinizi defaatlerce gensoru verenlere sesleniyorum: Gelin ve Ahi Evran'ın huzurunda bir ders alın. Ahi Evran'ın huzuruna geldiğinizde onun manevi şahsiyeti size diyecek ki: 'Eğer bir mazlum kapına gelirse, kapını kapatma, aç ona kapını' diyecek. Eğer bir aç ve yoksul kapına geldiğinde 'sofranı kapatma, aç sofranı' diyecek. Eğer birisi senin emniyetini aradığında, 'ona göğsünü,bağrını aç, koru' diyecek. Ahi Evran'dan nasibi olmayanlar, bizim mazlumlara sahip çıkan politikamızı anlamazlar. İşte nasıl son 3-4 yıl içinde Suriyeli kardeşlerimize son dönemde de Irak'tan gelen kardeşlerimize, dostlarımıza kapımızı açtıysak, açarken sen 'Arap mısın, Türkmen misin, Kürt müsün, Şii misin, Sünni misin, Nusayri misin, Hristiyan mısın, Müslüman mısın' demeden kapımızı açtıysak, bundan sonra da açacağız, bundan sonra da açmaya devam edeceğiz. Çünkü biz Hazreti Mevlana'nın , Ahi Evran'ın torunlarıyız. Bizi eleştirenler bu dersi alacaklar. Ahi Evran'ın torunları hiç bir şey karşısında eğilmezler. Merak etmeyin''
Davutoğlu, 1,5 milyon Suriyeliye bağırlarını açtıklarını, onlarla sofralarını paylaştıklarını belirterek, Ahi Evran ne dediyse onu yaptıklarını söyledi. Davutoğlu, yedi düvelin ne dediğinin değil, Ahi Evran'ın dediğini yapmanın önemli olduğunu söyledi.
Kırşehirlilere seslenerek, ''O kardeşlerimize kapımızı, soframızı açmamızdan razı mısınız?'' diye soran Davutoğlu, vatandaşların ''evet''yanıtı üzerine, ''Ahi Evran'ın torunlarından başka bir şey beklenmez zaten. Bunları açtık, açmaya devam edeceğiz'' dedi.
''KAOS ÇIKARMAK ISTEYENLERE FIRSAT VERMEYECEĞIZ''
''Bakınız, son dönemde Kobani'den gelen kardeşlerimize de kapımızı açtık, hiç bir ayrım gözetmedik'' diyen Davutoğlu, ''Ama bir vekil tuttu, o kardeşimizi, o kardeşlerimizin elinden tutarak, sınırlarımızın içine çeken o aziz Mehmetçiğe taş atma edepsizliğini gösterdi. Ona buradan sesleniyorum; 'Suriye'den gelen o kardeşlerimiz etnik ve mezhebi kökeni ne olursa olsun gelenler, senin için gelmediler, sen orada olduğun için gelmediler, Mehmetçiğin gölgesinde huzur bulacağız' diye geldiler. Eğer Mehmetçik orada olmasaydı onlar o kapıya sığınamazlardı'' diye konuştu.
Bu toprakların muhafızının da hamisinin de millet olduğunu vurgulayan Davutoğlu, ''Eğer Mehmetçik o sınırı huzurla beklemesiydi, o kardeşlerimiz Türkiye'ye gelmezler, başka yere giderlerdi. Suriye ve Irak'a dönerdik biz. Bunu rüya görenler, bunu düşünenler hiç heveslenmesinler. Bu topraklarda bir daha kardeş kavgası yapılmasına da izin vermeyeceğiz, bu topraklarda kaos çıkarmak isteyenlere de fırsat vermeyeceğiz. Gerektiğinde Ahi Evran'ın ilim adamı vasfıyla bilgiyle donanacağız, gerektiğinde Ahi Evran'ın esnaf vasfıyla ahlakla donanacağız ve donandık ve gerektiğinde Ahi Evran'ın istilacılara karşı o yürekli cesur tavrıyla siyasi tavır göstermekte çekinmeyeceğiz, göstermeye devam edeceğiz'' ifadelerine yer verdi.
"AVM'LERİN İÇİNDE YÜZDE 5 KOTA ESNAFA AYRILACAK"
AK Parti Genel Merkezi'ndeki çalışmalarının ardından gece evine dönerken güzergahı üzerindeki bir taksi durağını ziyaret ettiğini anımsatan Davutoğlu, burada kendisine çay ikramında bulunulduğunu kaydetti.
Davutoğlu, "Emin olun yaklaşık 16 saat süren mesaiden sonra o çay bana her şeyi unutturdu. Bütün yorgunluğu unutturdu. Onun için esnafı yaşatacağız. Ayrıca AVM'lerde de bütün AVM'ler yapılmış olsa ya da yapılacak olanlarda da yüzde 5'ini esnafa ayıracağız. AVM'lerin içinde yüzde 5 kota esnafa ayrılacak, bunu yapmayan AVM'ler bir anlamda faaliyetlerini de yerlerine getiremeyecekler. Yine bu merkezlerde unutulmuş sanatlarla ilgili yerler, özel mekanlar ayıracağız" şeklinde konuştu.
Davutoğlu, esnafla ilgili her konuya sahip çıkacaklarını vurgulayarak, şunları söyledi:
"Kırşehir' sahip çıkacağız. Bu size taahhüdümdür. Çünkü biz Ahi Evran'a borçluyuz, Kırşehir'e borçluyuz. Ebediyen Kırşehir'e hizmet etsek Ahi Evran'ın bir nasihatinin karşılığını veremeyiz. Biraz önce belediye başkanımızı, valimizi, milletvekillerimizi dinledik. Kırşehir'i bir açık hava müzesi haline getirmek için her türlü tedbiri alacağız. Gelecekler Cacabey'den ilmi öğrenecekler, Aşık Paşa Hazretlerinden edebiyatımızı, dilimizi öğrenecekler. Ahi Evran'dan kültürümüzü, Neşet Ertaş'tan o derin irfanla bezenmiş türkülerimizi öğrenecekler. Kırşehir'i inşallah bir açık hava müzesi haline getireceğiz. Yeni Kırşehir gelişecekse dışarıya doğru gelişecek ama bu Ahi Evran'ın çevresi vakfiye olarak da korunacak bir Ahi Evran Vakfı da kurulacak. Kültür ve Turizm Bakanımız ile onun için burada birlikteyiz. Kültürel anlamda Kırşehir'e ne yapmak gerekiyorsa Ahi Evran kültürünü yaşatmak için ne yapmak gerekiyorsa onu yapacağız."
"KIRŞEHİR'IN RÜYASI HIZLI TRENLE BULUŞMAK"
Kırşehir'e Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan ile geldiğini dile getiren Davutoğlu, Kırşehir'in rüyasını bildiğini ve Kırşehir-Aksaray-Ulukışla hattıyla hızlı trenle buluşmak olduğunu söyledi.
Bunların proje çalışmasının tamamladığını ve uygulama aşamasına geldiğine işaret eden Davutoğlu, bunu Kırşehirlilere bir hem müjde olarak da zikrettiklerini aktardı.
Davutoğlu, Kırşehirlilerin bu hızlı trenle bütün Anadolu'yu kuzeyden, güneyden, doğudan, batıdan kesişim hatlarında burada buluşacaklarını bildirdi.