Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, kamuoyunda büyük yankı uyandıran dinleme kayıtlarını sızdıranların saptandığını belirterek, “Bu kadar kararı veren, o adliye, o yargı, bunları izleyen emniyet, İstihbarat, MİT, TİB bunların hepsi şu anda mercek altında ve hepsi inceleniyor. Bütün bunların hesabı sorulacak” dedi.
Kanal 7 televizyonunda, kendisine yönelik ‘İrancı’ iddialarına da 11-12 yıldır İran’a hiç gitmediğini söyleyerek yanıt veren Atalay, şunları söyledi:
ESKİ TÜRKİYE'NİN HEPSİ BİRLEŞTİ
Burada olayın dershane olmadığını, yapının giderek devlet kurumlarında yapılanarak söz sahibi olmak istediğini kaydeden Atalay, şöyle konuştu:
"Şuna kesin olarak inanıyorum; bu bir koalisyon. Bu sadece paralel yapı olayı değil. Dışarısı, içerisi hepsi birleşmiş. AK Parti'yi, AK Parti hükümetini ama esas olarak Türkiye'yi yolundan alıkoymak gittiği büyük yürüyüşten vazgeçirmek... Türkiye'yi tekrar eski Türkiye'ye doğru götürmek. Aslında eski Türkiyecilerin hepsi birleşti şu anda. CHP'si, MHP'si, BDP'si, sermayesi, basın kesimi, paralel yapı, dışarıdan, şimdi zikretmiyorum ben onları. Zikredilebilir şeyler ama bunlar herkesin bildiği şeyler. Konuşulan şeyler. Dolayısıyla bu büyük bir koalisyon."
TESPİT EDİLDİ
Dinlemelere ilişkin ciddi incelemeler yapıldığını kaydeden Atalay, "Düşünebiliyor musunuz, özellikle 2011'in ikinci yarısından itibaren, 2012-2013'te sayıları artık milyonun üzerine çıkan dinlemeler yapılmış. Bu kadar dinleme kararını hakimler nasıl verebilmiş? Ve hiçbir ciddi delil olmadan" dedi.
Yaptıkları yeni düzenlemeyle dinlemelere somut delil şartını getirdiklerinin altını çizen Atalay, bunun ağır cezaya girecek bir durum olmadığını bildiklerini ama bunu bilerek yaptıklarını, bireyi korumak istediklerini söyledi.
Atalay, "Bu kadar kararı veren, o adliye, o yargı, bunları izleyen emniyet, istihbarat, MİT, TİB bunların hepsi şu anda mercek altında ve hepsi inceleniyor. Silinmişler var. Tespit edilmişler. Kişiler de tespit ediliyor. Bütün bunlar görülecek, bütün bunların hesabı sorulacak. Tespit edildi. Hukukun içinde, şu anda dosyaların netleşmesi, şekillenmesi bekleniyor" dedi.
Bir ülkede Adalet Bakanı ve Başbakanın konuşmalarının dinlenmesinin "affedilemez" olduğunu kaydeden Atalay, konuşmaların içeriğinin önemli olmadığını, bunun ciddi bir ulusal güvenlik sorunu olduğunu belirtti.
DOSYALAR KAPANMAZ
(Yolsuzluk iddiaları) Hiçbir dosya kapanmaz ama adaletli yargı sürecinde eğer yanlış yapan varsa cezasını görür, eğer bunlar komploysa onlar da ortaya çıkmış olur. Bütün bunlar yargının elinde inceden inceye dokunacak, eğer hata yapan varsa cezasını da görecek. Bundan hiç kimsenin tereddütü olmasın. Yanlışın, haramın, adaletsizliğin arkasında asla durmayız.
BU TAHLİYELER BERAAT DEĞİL
Atalay, bir gazetede yer alan ve dinlemeleri sızdıran polislerin tespit edildiği, bir kısmının görevden uzaklaştırılmasının isteneceği haberine ilişkin, "Yurt dışına çıkan var, burada olan var, hepsi hemen hemen tespit edildi, bütün bunlar yürüyor" ifadesini kullandı.
Atalalay, Ergenekoncularla 17 Aralık sürecinde örtülü bir anlaşma yapıldığı ve bu doğrultuda tahliyelerin gerçekleştiği iddialarının sorulması üzerine, "Bu konuda kafa karışıklığı var, vatandaşımızın da kafasını karıştıranlar var. Her şeyden önce, bu tahliyeler beraat değil, sadece tutuksuz yargılanma yani dava devam ediyor, Ergenekon devam ediyor, temyiz safhasına gelecek, ilk mahkeme kararını verdi ama gerekçe yazmadı. Onların mahkemede aldıkları cezalar belli, bu temyize gidecek ve ondan sonra kesinleşecek, herkes cezasını çekecek" dedi.
Kimseyle el altından görüşmediklerini, AK Parti ve hükümet olarak her şeyi açık yaptıklarını belirten Atalay, yargıyı demokratikleştirmeye çalıştıklarını söyledi.
DAVA ASLA ÇÖKMEDİ
Darbe girişimleriyle ilgili Balyoz ve Ergenekon davalarına işaret eden Atalay, Balyoz'da alt mahkemenin kararlarını verdiğini, gerekçesini yazdığını, temyiz edildiğini ve üst mahkemenin de kararını verdiğini dolayısıyla bu tahliyelerin bununla bir ilgisinin olmadığını kaydetti.
Atalay, Ergenekon davasının açıldığı 2007 yılından beri eklemelerle giderek karmaşık ve kim suçlu, kim suçsuz ayırt edilemez hale geldiğini söyledi.
"Aslında o dava kendi başına bir rezalet" diyen Atalay, yıllar sonra ilk mahkeme kararının verildiğini ama aradan 7,5 ay geçmesine rağmen gerekçe yazılmadığını kaydetti.
Atalay, "Bizim orada çıkardığımız tutukluluk süresini 5 yıla indirmenin bu tahliyelerle bir ilgisi yok ve olmaması gerekiyor. Ondan dolayı tahliye edilebilenler olabilecek ama alt mahkemenin karar vermediği, KCK için de olabilir, başka yerler de olabilir. Var zaten 150-160 tane var ama onlar bunlar değil" diye konuştu.