ÖNE ÇIKANLAR :
POLİTİKATÜMÜ
  • GÜNCELLEME: 25 Ağustos 2014 Pazartesi 17:59

CHP'liler Erdoğan için tekrar anayasa mahkemesine başvurdu

CHPliler Erdoğan için tekrar anayasa mahkemesine başvurdu

CHP'liler, Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı seçildikten sonra Başbakanlık ve parti genel başkanlığı görevlerini sürdüremeyeceği iddiasını bir kez daha Anayasa Mahkemesi'ne götürdü.


CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin ve CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, Türkiye'nin 12'nci Cumhurbaşkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı seçildikten sonra Başbakanlık ve parti genel başkanlığı görevlerini sürdüremeyeceği iddiasını bir kez daha Anayasa Mahkemesi'ne götürdü.

Parti adına Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulunan CHP'liler, AYM çıkışında, basın mensuplarının sorularına yanıt verdi. CHP'li Gürsel Tekin, hükümetin tavrını ve Erdoğan'ı eleştirerek "Hepimizin hayretle izlemiş olduğu AKP'nin başkanlık sisteminin ne olduğunun göstergesi olduğunun da altını çizmek istiyorum. Yani Recep genel başkan, Tayyip başbakan, Erdoğan cumhurbaşkanı. Kendilerinin özlem duyduğu, uzun süredir başkanlık sistemi dediklerini bugün yasa dışı uygulanan modeli yasal hale nasıl çevirebiliriz uğraşı, içindeler" dedi.

"AÇIK BİR ANAYASA İHLALİ SÖZ KONUSUDUR"

CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, Anayasa Mahkemesi'nin daha önce verdiği kararlara değinerek, 15 Ağustos tarihinden bu yana Recep Tayyip Erdoğan'ın, hukuka ve anayasaya aykırı bir şekilde hem seçilmiş cumhurbaşkanı olarak cumhurbaşkanlığı, başbakanlık, hem de parti genel başkanlığı makamını işgal ettiğini söyledi. Tezcan, şöyle dedi:

"Bu işgalle ilgili daha önce görev yapması gereken kurumlara cumhurbaşkanlığı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı olmak üzere yapılan müracaatlardan ne yazık ki hukukun gereğini yerine getirmek yerine Recep Tayyip Erdoğan'ın arzu ve isteğini yerine getirmek üzere devlet kurumlarının hareket ettiğini görüyoruz. Bu çerçevede açık bir anayasa ihlali söz konusudur. Açıkça parlamenter demokratik düzen daha yemin etmeden ihlal edilmeye başlanmıştır. Bu çerçevede anayasa mahkemesine bireysel başvuru hakkımızı kullandık. Daha önce Konya Milletvekilimiz Sayın Atilla Kart, kendisi bireysel başvuruda bulunmuştu. Bugün de CHP tüzel kişiliği adına ana muhalefet görevini parlamenter demokratik düzen içerisinde yerine getirmeyi önleyecek bu açık hukuk ihlali ve anaysa ihlaline karşı anayasa mahkemesine müracaatımızı yapıp dilekçemizi verdik. Sonucu en üst hukuk kurumu yargı organı olan Anayasa Mahkeme'sinden bekliyoruz. Bugüne kadar Anayasa Mahkemesi'nin bireysel başvurularda uluslararası anlamda örnek teşkil edecek adımlar attığını biliyoruz. Ben bu konuda da bu açık anayasa ihlalini ve hukuk ihlalinin önüne geçecek bir karar vereceği umut ve inancındayız."

Muhalefetin görevini yapabilmesi için Anayasal kurumların işlemesi gerektiğini savunan CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, şöyle konuştu:

"Türkiye'nin anayasal kurumları işlevini kaybetti. Cumhurbaşkanlığı makamı dahil olmak üzere başbakanlık makamının belli bölümleri dahil olmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı dahil olmak üzere bu makamların büyük bölümünün görevi yapamaz hale geldiğini görüyoruz. Anayasal kurumların işlevini kaybetmesi sonucunda CHP olarak Siyasi Partiler Yasası'nın 78. maddesinden doğan yine bağlantılı olarak anayasanın 68/4. maddesinden kaynaklanmış olan demokratik devlet düzeninin gereklerini yerine getirmesi noktasında muhalefet görevini yapamaz hale geliyoruz. Çünkü bu muhalefet görevinin etkili olarak yerine gelebilmesi için anayasal kurumların işlevini yapar halde olması gerekiyor. Oysa ki Türkiye'de anayasal kurumlar, seçilmiş cumhurbaşkanının kanunsuz emir ve talimatları üzerine görev yapar hale geldi. Bu sebepledir ki siyasi parti gruplarının da muhalefetin de gerek siyasi partiler yasasından doğmuş olan gerekse anayasadan doğmuş olan görev ve sorumluluğunu yerine getirmesi noktasında anayasal ihlaller doğmuş olduğu için fiili durumlar doğmuş olduğu için bunun sonucunda da Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının etkili başvuru yollarının kaybolmuş olması sebebiyle anayasamızın 36'ıncı maddesinde düzenlenmiş olan hak arama özgürlüğüyle yine anayasanın 40'ıncı maddesinde düzenlenmiş olan temel hak ve özgürlüklerin korunması konusunda yurttaşlarımızın bu haklarının ihlal edilmiş olması sebebiyle yurttaşlarımızın hak ve hukukuna sahip çıkmak amacıyla ana muhalefet partisi olarak bugün bu başvuruyu yaptık." 

Erdoğan'ın başkanlık sistemini uygulamaya çalıştığını iddia eden CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin, uzun süreden bu yana Türkiye kamuoyunda tartışılan, zaman zaman da ekranlarda hepimizin hayretle izlemiş olduğu AK Parti'nin başkanlık sisteminin ne olduğunun göstergesi olduğunu vurguladı. Tekin, şöyle dedi:

"Yani Recep genel başkan, Tayyip başbakan, Erdoğan cumhurbaşkanı. Kendilerinin özlem duyduğu, uzun süredir başkanlık sistemi dediklerini bugün yasa dışı uygulanan modeli yasal hale nasıl çevirebiliriz uğraşı, içindeler. Burada çeşitli kurumların görev yapması gerekiyor. Özellikle Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Gül'ün... Burada anayasayı sadece AKP Başbakanı değil, aynı zamanda Sayın Gül de ihlal ediyor. Yine aynı şekilde hukukçu kimliği olan Sayın Cemil Çiçek. İnanılır gibi değil. Yargıtay Başsavcısı... Bütün bunlar suç işliyorlar. Keza 10 gün önce, kendisinin de anayasa profesörü olduğunu biliyorsunuz, Sayın Burhan Kuzu'ya da sorabilirsiniz. Daha bu süreç başlamadan Sayın Kuzu'ya bu sorular sorulduğunda asla bu mümkün değil, olamaz diye ifade etmişti. Tüm bunlara baktığımızda yasayı, anayasayı tanımayan bir anlayışı kabul etmemiz mümkün değildir. Ben umut ediyorum ki arkadaşlarımızın da ifade ettiği gibi ülkenin en üst hukuk kurumu en kısa süre içerisinde hukuk tanımazlık ile ilgili eşkıyalık sistemi gereken kararı alacaktır." 

Yaptıkları konuşmalarına ardından CHP'liler basın mensuplarının sorularını yanıtladı. ''Hükümet hukuken yok hükmünde midir?'', sorusu için Gürsel Tekin "Kesinlikle. Biz söylemiyoruz, Anayasa söylüyor" derken Bülent Tezcan ise "Fuzuli işgal. Şu anda başbakanlık sıfatını kullanan Recep Tayyip Erdoğan, fuzuli şagil durumundadır. Genel başkanlık makamında da fuzuli şagil durumundadır. Seçilmiş cumhurbaşkanı olarak statüsü bellidir. Bir başkana vekilinin bulunması gerekirdi. İmzaladığı bütün kararnameler de geçersizdir. Hukuken yok hükmündedir" diye konuştu. Tekin, ayrıca "Bu konuda özellikle Sayın Cumhurbaşkanı ve Sayın Çiçek'in düşüncelerini kamuoyuyla paylaşmalarını istiyoruz" dedi.

Haşim Kılıç'ın son dönemlerde bireysel başvurulardaki tavrı ile ilgili soruyu Tezcan, "Sadece Haşim Kılıç değil, Anayasa Mahkemesi bir kurul olarak çalışıyor ve bu konuda verdiği kararlar da gerçekten Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin tanıdığı hakları azami biçimde geliştirerek kullanılması yönünde olumlu kararları vardı. Bizim görüşmemizde herhangi bir işaret vermesi mümkün değildir. Böyle bir şey olmadı. Bir nezaket ziyareti, çayını içtik. Müracaatımızı yaptık ve ayrıldık. Mahkeme, kendisi çalışmasını yürütüp kararını verecektir" diye yanıtladı.

Bir gazetenin manşetinde bugün yer alan ve İçişleri Bakanı Efkan Ala'nın ''CHP'li ve MHP'li bürokratları özellikle Doğu ve Güneydoğuya sürün, onlara KOSGEB'den kredi dahi vermeyin'' dediği iddialarının sorulması üzerine Gürsel Tekin, "Onu söylemesine gerek yok. Son 5 yıldır uygulamalara baktığınızda o uygulamaların tamamını görebilirsiniz. Özellikle AKP'li olmayan iş adamların bürokratların nasıl sürgüne tabii tutulduğu, nasıl tecrit edildiği bugüne mahsus değildir. Söyleyip söylememesine gerek yok. Bütün uygulamalara baktığınızda görebilirsiniz" diye yanıtladı.

CHP'li Gürsel Tekin ayrıca çeşitli iş adamlarına vergi müfettişi gönderildiğini öne sürerek; şöyle devam etti:

"Yine bir eşkiyalık sistemi ile gerek bir medya kuruluşuna gerek çeşitli iş adamlarına vergi müfettişleri gönderdiğini duyduk. Herhalde en kısa zamanda Rıza Sarraf'a da bu müfettiş gönderilir diye bekliyoruz." 

 













KAYNAK:
DHA
ETİKETLER:
ÖNCEKİ HABER

SONRAKİ HABER