Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Eğer insanı, vicdani, adil ve demokratik bir tavır sergilenirse Afganistan'ın, Irak'ın, Suriye'nin, Filistin'in, Mısır'ın, Ukrayna ve Yemen'in sorunları anında çözüme kavuşur" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Letonya Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesindeki konuşmasında, dünyanın neresinde olursa olsun ölenin her şeyden önce bir can olduğunu ifade ederek masum bir canın ölümü karşısında bunu gördüğü, bildiği halde sessiz ve tepkisiz kalanın ise bu cinayete ortak olduğunu söyledi.
Bosna Hersek'te, Kosova'da, Srebrenitsa'da yaşanan trajedileri insanlık tarihinin hiçbir zaman unutmayacağını vurgulayan Erdoğan, Ortadoğu'da Kuzey Afrika'da yaşananların da o ülkede yaşayanların yanında insanlığın, tüm kalp ve vicdan sahiplerinin sorunu haline geldiğini dile getirdi.
"KÜRESELLEŞME ÇAĞINDAYIZ.."
Avrupa Birliği'nin yaşananlar karşısındaki sessizliğini anlayabilmenin çok güç olduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
"Burada şu hususu özellikle dikkatlerinizi çekiyorum: Küreselleşme çağındayız. Kitle iletişim araçları dünyanın her yerinde anında haber ulaştırabiliyor. Öte yandan insan hareketliliği hiç olmadığı kadar artmış durumda. Her ülkede turist olarak, göçmen olarak, işçi olarak çok çeşitli ırklar, kültürler yaşayabiliyor. Böyle bir dünyada vicdanın da küreselleşmesi artık kaçınılmaz bir hal almıştır. Batı ne kadar Doğu'nun dramını ekranlardan izliyorsa, Batı ne kadar bu durumlara seyirci kalıyorsa, inanın Doğu'da o kadar Batı'nın tepkisizliğini izliyor. Doğu'nun dramı karşısında Batı'nın tepkisiz kalması vicdanlarda yara açıyor, adalet duygusunu çok ciddi şekilde zedeliyor. Şurası da son derece önemli: Eğer Doğu'nun yaşadığı dramı oradaki insanlara, oradaki insanların kültürlerine, medeniyetlerine bağlarsanız bu son derece yanıltıcı olur. Yani aslında Doğu içerisinde bulunduğu zor durumu sadece kendisi oluşturmadı. Şu anda Doğu'da yaşanan insanlık dramları orada yaşayan insanlar kadar maalesef oralara dışarıdan müdahale eden ülkelerin yönetimlerinin eseridir."
"ORTADOĞU DİYE BİR KAVRAM YOKTU"
Erdoğan, yüzyıl öncesine kadar Ortadoğu diye bir kavramın ve böyle bir coğrafi adlandırmanın olmadığını belirterek, şunları kaydetti:
"Yakındoğu vardı, Uzakdoğu vardı ama Ortadoğu diye bir kavram yoktu. Ortadoğu yeni icat edilmiş bir kavramdır. Dikkatinizi çekiyorum: bir coğrafi bölgenin değil kriz, çatışma ve petrol alanlarını gösteren bir isimdir Ortadoğu. Krizlerin, çatışmaların, insanlık trajedilerinin yaşandığı bölgeye Ortadoğu ismini verenler, bir asır öncesinden kriz ve çatışma bölgesi olarak kurgulamışlar ve bu kurguyu da bugüne kadar taşımışlardır."
Batı tarafından Irak'ın taslak haritalarda üç parçaya bölündüğüne, şimdi de bunun altyapısının oluşturulmaya çalışıldığına dikkati çeken Erdoğan, "Tabii geldiğimiz noktada yeniden tasarlanmasından başka bir çare onlar açısından kalmamıştır. Bölgenin her meselesi inanın kolayca çözülebilir. Eğer insanı, vicdani, adil ve demokratik bir tavır sergilenirse Afganistan'ın, Irak'ın, Suriye'nin, Filistin'in, Mısır'ın, Ukrayna ve Yemen'in sorunları anında çözüme kavuşur" dedi.
Erdoğan, Afganistan'da halkın güvenlik endişesi taşıdığını, yabancıların ise sokağa çıkmakta zorlandığını belirterek güvenliği sağlayan ülkelerin ülkeden ayrıldığını, Kararlı Destek Misyonu adı altında ABD, Türkiye, Almanya ve İtalya'nın ülkede 12 bin kişilik bir ekiple belli bir süre daha kalacağını bildirdi.
GENÇLER ve YENİ BİR DÜNYA DÜZENİ
Birleşmiş Milletlerin istemesi ve samimi davranması halinde dünya barışında çok daha farklı etki alanlarının doğabileceğini, bunun başarılabileceğini ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
"Avrupa Birliği de sınırları dışında aktif olmayı tercih etse Avrupa Birliği de bu konuda çok daha faydalı olabilir. Tek tek ülkeler, hatta tek tek bireyler yaşanan trajediye dikkat kesilseler ve itiraz etseler inanın bu sorunlar çözülebilir. STK'lar bir kenara konulmasın, sivil toplum kuruluşları çok daha etkili olabilir. Asla umutsuz değilim, asla umutsuz da olmayacağız. Özellikle Avrupa'da din ve mezhep ayrılığının tuzağına düşmeyecek pırıl pırıl gençler yetişiyor. Bu gençler bu işin gidişini değiştirecek güçtedir. Bu gençlerin köklü şekilde değiştireceklerine, vicdan odaklı bir diplomasi inşa edeceklerine ben yürekten inanıyorum. Türkiye'de olsun, Letonya'da olsun, diğer Avrupa ülkelerinde olsun, soran sorgulayan ve sınırların ötesine dikkat kesilen gençlerimiz var. Bu gençlerin yeni bir dünya inşa edeceklerini biliyorum."
"SOSYAL MEDYA HER ŞEY DEĞIL"
Gençlere seslenen Erdoğan, sosyal medyanın her şey olmadığını, gençlerin sosyal ve görsel medyayla yetinmemeleri halinde sağlıklı bilgiler edinmelerinin önlenebileceğini söyledi.
Erdoğan, en kolay algı operasyonlarının sosyal ve görsel medya üzerinden yapıldığını ifade ederek, "Son Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi toplantısında, internet olayının gözden geçirilmesi değerlendirildi. Niye biliyor musunuz? IŞİD'in interneti çok ideal anlamda kullandığı ve bununla hem toplumları terörize ettiği hem de kendi propagandasını en ideal şekilde yapabildiği. Ben de burada bir benzetme yaptım, dedim ki 'internet olayı aynen bıçak gibidir, eğer katilin elinde olursa insan öldürür, eğer doktorun elinde neşter olursa hayatı kurtarır'. Olay budur."
"BU ŞEKİLDE İLERLEMEYE DEVAM EDECEĞİZ"
Sosyal medyanın insanlığın hayrı, gençliğin gelişmesi için nasıl kullanılacağına ilişkin çalışmaların yapılması gerektiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"En kolay yönlendirme ve yanlış bilgilendirme o mecralarda yapılabiliyor. Onu ülkemde yaşadım. Batı sosyal medyasının ülkemde mevcut gerçekleri nasıl ters yüz ettiğini bizzat yaşadım. Bilgilerinizi edindiğiniz haberleri mutlaka ama mutlaka çapraz sorgulamaya tabi tutunuz. Şu anda Türkiye için uluslararası medyada tamamen gerçek dışı, tamamen operasyon amaçlı kampanyalar yapılıyor. Türkiye'yi sadece bu art niyetli mecralardan takip edenler, Türkiye'yi ve Türkiye'nin vicdan odaklı, barış odaklı dış politikasını görmeyebilirler. Biz ülke içinde de bölgemizde de dünyada da çok güçlü şekilde barışı, dayanışmayı, vicdan odaklı uluslararası ilişkileri savunan bir ülkeyiz. BM'de, NATO'da, üyesi olduğumuz G-20'de, üyelik müzakerelerini yürüttüğümüz AB'de en güçlü şekilde insani ilkeleri, evrensel değerleri savunuyoruz. Türkiye, şu anda dünyada ve bölgesinde ekonomisini, demokrasisini, insan odaklı dış politikasını en istikrarlı şekilde büyüten ve kazanımlarını da muhafaza eden bir ülkedir. Bu şekilde ilerlemeye devam edeceğiz."
Erdoğan, 11 yıl önce iktidara geldiklerinde, Türkiye'nin en az gelişmiş ülkelere verdiği yıllık desteğin 45 milyon dolar olduğunu ancak şu anda yılda 3,5 milyar dolara çıktığını bildirerek "Bunu sadece insan odaklı bir hayatı yaşamak ve üstlerine düşen bu görevi yerine getirmek için" yaptıklarını söyledi.
Dünyanın her yerindeki özellikle de Avrupa'daki dostlarla dayanışmanın kararlıkla sürdürüleceğini aktaran Erdoğan, Letonya gibi AB ve NATO içinde her zaman barışı ve demokrasiyi savunmuş dost bir ülkeyle de dayanışmanın devam edeceğini kaydetti.
Erdoğan, ziyaretinin gelecek adına hayırlara vesile olmasını temenni etti.