ÖNE ÇIKANLAR :
POLİTİKATÜMÜ
  • GÜNCELLEME: 04 Kasım 2014 Salı 00:33

Cumhurbaşkanlığı binasının ilk davetlileri

Cumhurbaşkanlığı binasının ilk davetlileri

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda Alevilere Muharrem ayı vesilesiyle iftar verdi. İftara gelen konuklar yeni Cumhurbaşkanlığı binasının da ilk davetlileri olarak tarihe geçti.


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda Alevilere Muharrem ayı vesilesiyle iftar verdi. İftara gelen konuklar yeni Cumhurbaşkanlığı binasının da ilk davetlileri olarak tarihe geçti.

Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın ilk konukları Muharrem ayı vesilesiyle düzenlenen "Muharrem Aşı" davetiyle Aleviler oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın davetine aralarında Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Cem Vakfı Başkanı İzzettin Doğan, Dünya Ehl-i Beyt Vakfı Başkanı Fermani Altun, Alevi Vakıfları Federasyon Başkanı Remzi Akbulut, TOBB Üniversitesi’nden Rıza Yıldırım, Anadolu Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Cengiz Hortoğlu ile Alevi Dedesi Ali Ekber Yurt’un bulunduğu yaklaşık 20 kişi katıldı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türk, Kürt, Arap'ın, Şii, Sünni, Alevi, Nusayri'nin hep birlikte kaybettiği bir süreç yaşıyoruz. İnanın bu sürecin panzehiri Türkiye'dedir. Türkiye, bütün bu çatışmalara, bu kavgalara umuttur. Türkiye, Alevi nüfusuyla Sünni nüfusuyla Türk, Kürt, Arap ve diğer tüm etnik unsurlarıyla geniş coğrafyamızın kardeşliği adına yegane umuttur" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Muharrem ayı dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda verdiği "Muharrem aşı"nda yaptığı konuşmada, "türbelere girip üzerindeki bombayı patlatarak çocukları dahi katledene Sünni deyip bu katliamı meşrulaştırmanın Yezid'in yanında saf tutmak olduğunu" söyledi.

300 bin insanı, kadınları, çocukları, acımasızca katleden bir katile sırf Nusayri olduğu için göz yummanın, sessiz kalmanın Hazreti Hüseyin'in hatırasına hürmetsiz anlamına geldiğini ifade eden Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Acımasızca baş kesen, vahşeti meşrulaştıran terör örgütlerine sırf Sünni diyerek sempati beslemek Hazreti Hüseyin'e, ehlibeyte, Hazreti Nebi'ye ve Hazreti Kur'an'a açık bir saygısızlıktır. İşte bugün bütün sıfatlarımızı bir kenara koyarak sadece bir insan, bir Müslüman olarak tüm bu hadiseleri, tüm bu cinayetleri kalbimizle gönlümüzle vicdanımızla sorgulamak zorundayız. Bu sorgulama yapılmadığı müddetçe, Hazreti Hüseyin'in şehadetinden gerekli ders çıkarılmadığı müddetçe, coğrafyamızda kardeş kanı oluk oluk akmaya maalesef devam edecektir."

"HAZRETI ALI'YE BUGÜNLERDE DAHA KULAK KESILMEK ZORUNDAYIZ"

İslam coğrafyasını tefrik eden, kana bulayan sebeplerin hiçbirinin çözümsüz olmadığını vurgulayan Erdoğan, şunları dile getirdi:

"Bu kan, bu gözyaşı inanın boşuna akıyor. Bu çatışmalar, bu kavgalar, bu öfke inanın son derece yapay gerekçelere dayanıyor. Biz acılardan kan davaları, öfke, nefret çıkaran bir ümmet değil, acılardan kardeşlik, dayanışma, uhuvvet çıkaran bir ümmet olmak zorundayız. Biz Kerbela'da hep birlikte Yezid'in ordusunun karşısında olan insanlarız. Biz Dersim'de, hep birlikte zulmün karşısında olan insanlarız. Sivas'ta, Gazi Mahallesi'nde, Çorum, Kahramanmaraş'ta her türlü tahrikin, her türlü ölümün karşısında saf tutan insanlarız. Hiç kimsenin ölümüne sevinmeyiz, hiç kimsenin yaşamasına hüzünlenmeyiz. Aynı toprakların, aynı coğrafyanın, aynı medeniyetin insanlarıyız, aynı yolun yolcularıyız."

Erdoğan, Aşık Veysel'in "Yezid nedir ne kızılbaş / Değil miyiz hep bir kardaş / Bizi yakar bizim ataş / Söndürmektir tek çaresi" dizelerini okudu.

Hacı Bektaş Veli'nin de "Acılardan kor olmuş yüreğiyle kardeşlik tesis etmek için çırpındığını" belirten Erdoğan, "Sevgi muhabbet kaynar ocağımızda / Bülbüller şevke gelir gül açar bağrımızda / Hırslar kinler yok olur aşkla meydanımızda / Aslanla ceylanlar dosttur kucağımızda" mısralarını paylaştı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, her zamankinden çok daha fazla bu seslere kulak vermek gerektiğini vurgulayarak "Müslümanlar ancak kardeştirler' diyen Hazreti Kur'an'a, 'Müslümanın canı, malı, ırzı Müslümana haramdır' diyen Hazreti Nebi'ye, 'Haksızlık karşısında susarsanız hakkınızla birlikte şerefinizi de kaybedersiniz' diyen Hazreti Ali'ye bugünlerde daha bir kulak kesilmek zorundayız. Ne Türkiye'de 77 milyonun fertleri arasında ne de İslam dünyasının halkları arasında çözülemeyecek, suhuletle çözüme kavuşturulmayacak hiçbir mesele yoktur" ifadesini kulandı.

"Birtakım devletlerin üzerimizden oyun oynamasına gelin izin vermeyelim"

Akan her damla kanın, "kardeş kanı" olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kardeşlerim, biliniz ki akan her damla kan kardeş kanıdır. Akan her damla kandan sevinen ise sizlerin, bizlerin, tüm kardeşlerimizin düşmanlarıdır. Dostu ve kardeşi üzmekten, düşmanı sevindirmekten bir an önce vazgeçmek, aklı olan, vicdanı olan her insanın mesuliyetidir. Necef'in türbelerinde Şiiler öldükçe Sünniler değil düşmanlarımız kazanıyor. Bağdat'ın camilerinde Sünniler öldükçe Şiiler değil tefrika kazanıyor. Şam'ın, Halep'in, Humus'un, İdlib'in, Hama'nın yoksul sokaklarında çocuklar öldükçe Nusayriler değil fitne kazanıyor. Musul'da, Kerkük'te insanlar öldükçe Müslümanlar değil nifak kazanıyor.

Türk, Kürt, Arap'ın, Şii, Sünni, Alevi, Nusayri'nin hep birlikte kaybettiği bir süreç yaşıyoruz. İnanın bu sürecin panzehiri Türkiye'dedir. Türkiye, bütün bu çatışmalara, bu kavgalara umuttur. Türkiye, Alevi nüfusuyla Sünni nüfusuyla Türk, Kürt, Arap ve diğer tüm etnik unsurlarıyla geniş coğrafyamızın kardeşliği adına yegane umuttur. Eğer biz, hiç uğruna birbirimizi kırarsak kaybeden sadece biz olmayız, geniş coğrafyamız olur. Eğer biz yapay meseleleri, kamplaşmayı, kutuplaşmayı bir kenara bırakırsak kazanan bizimle birlikte geniş coğrafyamız olur.

Bu ülkede, nefes alıp veren hem Alevi hem Sünni kardeşlerime tam bir samimiyetle sesleniyorum: Acılarımız ortak, kıblemiz ortak, kitabımız ortak, ehlibeytimiz ortak. Birtakım devletlerin üzerimizden oyun oynamasına gelin izin vermeyelim. Birtakım istihbarat örgütlerinin üzerimizde oyun kurmalarına gelin artık müsaade etmeyelim. Gençlerimizi elimizden alıp modern dünyanın hastalıklarını onlara musallat etmeye gayret edenlere izin vermeyelim. Gençlerimizin, terör tuzağına düşmelerine, asılsız, sonu gelmez bir hiç uğruna kavgalarda yitip gitmelerine göz yummayalım. Gelin Kerbela'dan ibret alıp, hep birlikte kucaklaşalım. Gelin, Hazreti Hüseyin Efendimizin şehadetiyle kardeşliğimizi büyütelim. Gelin geleceğimiz için, geniş coğrafyamız için umut olalım, umudu çoğaltalım. Düşmanı değil dostu sevindirelim. Gelin canlar bir olalım, iri olalım, aynı zamanda diri olalım."

Muharrem ayının hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, konuşmasını, "Tuttuğunuz, tuttuğumuz oruçların Hak katında kabulünü diliyorum. Hazreti Hüseyin Efendimiz ve ehlibeyti bir kez daha hürmetle yad ediyor, katıldığınız için, bu soframızı gerçekten şenlendirdiğiniz için hepinize tek tek teşekkür ediyorum" sözleriyle tamamladı.












 

KAYNAK:
Ajanslar
ÖNCEKİ HABER

SONRAKİ HABER