Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, Taksim Gezi Parkı olayları ile ilgili iktidar partisi, ana muhalefet partisi ve Meclis'te bulunan diğer iki partinin de susması gerektiğini söyledi. Siyasi parti liderlerinin gruplarında yaptıkları konuşmalara tepki gösteren Destici, yapılan konuşmalara bakınca ülke adına üzüldüğünü kaydetti.
Destici, yaşanan olaylara ilişkin yazılı değerlendirmesinde, “Daha önceki konuşmalarımda da dikkat çekmiştim. Siyasi partilerin iktidarıyla, muhalefetiyle bu ayrıştırıcı ve kamplaştırıcı üslubu terk etmeleri gerektiğini daha önce defalarca söyledim ve dile getirdim. Bugün bir kere daha söylüyorum. Eğer siyaseti ülkeleri, büyük Türk milleti için, bu 75 milyonun Türkü, Kürdü, Lazı, Alevisi ile yaşlısı, genci, doğulusu batılısı için yapıyorlarsa, eğer kendi menfaatlerinin ve parti menfaatlerinin önüne ülke ve millet menfaatlerini koyabiliyorlarsa bu üslübdan vazgeçsinler. Çünkü bu üslup doğru değil. Milletimiz de gözlüyor ve izliyor ki bu üslubun milletimizi kamplaştırdığını fark ediyor.” dedi.
“SOKAKLAR SAVAŞ ALANINA DÖNDÜ”
Gezi Parkı hadisesinin başlamasından bu yana 2 hafta geçtiğini belirten Destici, şövle devam etti: “Bu süreç içerisinde maalesef Meclis'teki siyasi partilerin Gezi Parkı olaylarını tetiklediğini ve tabanı ajite ettiklerini çok net bir şekilde gördük. Bunun ülkemize zararı var. Ülkemizin iç huzuru bozuldu. Sokaklarda insanlarımız karşı karşıya geldiler. Sokaklarımız savaş alanına döndü. İş yerleri yakıldı, yıkıldı. Araçlara zarar verildi. Polis, bu olaylara müdahale etti ve maalesef marjinal sol gruplar, terörist gruplar polisimize taşlarla, sopalarla, Molotof kokteylleri ile saldırdılar. Birileri de bu olayı istismar ettiler. Polise saldırmak ile kalmadılar, buldukları her yere saldırmaktan çekinmediler. Bunların eline bu kozu, ülkeyi idare edenler ve yönetenler verdi. Ana muhalefet partisi ve Meclis'teki diğer iki siyasi parti de bu süreci körüklediler. Asla bu süreçte sağduyu tavsiyesinde samimi olarak bulunmadılar. Yapılan grup toplantılarında da çok net olarak gözüktü. 3 parti de birbirlerini suçladılar. Birbirlerine olmadık sözler ve hakaretler ile saldırdılar. Bu açıklamaları ile tabanlarını yine germeye devam ettiler.”
“YABANCI GÜÇLER DEVREDE”
Olayların başından bu yana sağduyulu olunması gerektiğini söylediklerini ifade eden Destici, BBP olarak başından beri “Bu ülke hepimizin. Bu ülkenin birliği, huzuru, güvenliği, refahı, zenginleşmesi hepimiz için önemli. Buna hepimiz katkı sağlamak zorundayız. Maalesef bu süreç ile birlikte yabancı güçler devreye girdiler. İçerideki iş birlikçilerini de harekete geçirerek, ülkenin bir kaos ortamına sürüklenmesi için elinden gelen her şeyi yapıyorlar. Son 2 hafta içerisinde ülke ekonomisinin uğradığı zarar 5 milyar doları aşmış durumda. Milyonlarca esnaf, sanayici ve ticaret ile uğraşanlar bu süreçten dolayı çok büyük maddi kayıplar yaşadılar. Maddi kaybın yanı sıra ülkenin iç huzuru zedelendi. Ayrıştırma ve kamplaştırma siyasetine devam edildi. Bugün birliğe ve beraberliğe ihtiyacımız var. Ben başta iktidar partisine daha sonra ana muhalefet partisi ve Meclis'te bulunan diğer iki partiye çağrım şudur; belli süre konuşmayın ve susun. Bir hafta bir tek kelime etmeyin. Bu konuyu gündemlerinden çıkarsınlar. Ben bunu milletimiz adına istiyorum. Ülkemizin 75 milyon ferdi adına istiyorum. Eğer gerçekten bu ülkeyi seviyorlarsa, bu millet için siyaset yapıyorlarsa sussunlar. Bu konuyu sürekli körüklemesinler. Birbirlerini ve sokaktaki insanları suçlamaktan, polisi suçlamaktan vazgeçsinler. Bakın o zaman nasıl duruluyor bu hadiseler ve gerçekten sadece hak arayanlar meydanda kalıyor ve onların haklı taleplerini de hepimiz dikkate alıp bunun gereğini yapmak içinde uğraştığımızı düşünüyorum.” dediklerini hatırlattı.
MARJİNAL VE TERÖRİST GRUPLAR
Sokaktaki vatandaşa da seslenen Destici, şunları söyledi: “Sokaktaki masum bir şekilde haklarını arayan vatandaşlarımıza da şunları söylemek istiyorum; bu marjinal ve terörist guruplar ile aranıza mesafe koyun. Asla bunların eylemlerinde bulunmayın. Bunların öncülüğünde gerçekleşen bu sokak hareketlerinden kendinizi çekin. Bunlara prim vermeyin. Bunların elini güçlendirmeyin. Sokakları ve meydanları bunlara bırakmayın. Siz bunların yanından çekindiğiniz zaman bunların marjinalliği, dış güçler ile işbirliği tüm çıplaklığıyla ortaya çıkacak ve dolayısıyla herkes bunların gerçek yüzünü görmüş olacak. Eğer siz haklı taleplerinizi dile getirmek istiyorsanız bu eylemler sizin annenizin ak sütü gibi helaldir. Milyonlar elbette meydanlarda yürüyebilir ve teröre, eyleme bulaşmadan her türlü taleplerini dile getirebilirler. Biz de sizlerin yanında yer alırız.”
“POLİSLER ZOR ŞARTLARDA GÖREV YAPIYOR”
Polislerin zor koşullarda görev yaptığını vurgulayan Destici, “Emniyetteki arkadaşlarımızın hangi zor şartlarda görev yaptığını biliyorum. Hangi psikolojik şartlarda görev yaptığınızı biliyorum. Hangi imkânsızlıklar içersinde görev yaptığınızı biliyorum. Sizler emir kulusunuz. Sizler sizlere verilen emirleri yerine getiriyorsunuz. Bu hadiseler içerisinde istemeyerek de olsa bir takım sertlikleri ve uygulamaları emir doğrultusunda yerine getirdiğinizi biliyorum. Ama sizlerden de milletimiz ve vatanımız adına isteğimiz şudur ki aşırılığa giden arkadaşlarınızı uyarın. Vatandaşlarımıza karşı daha sakin bir şekilde daha sağduyulu bir şekilde müdahale etme gayreti içerisinde olun. Biliyoruz ki marjinal gruplar sizi tahrik ediyorlar. Hak etmediğiniz halde bu terörist gruplar size taşlarla, sopalarla, Molotof kokteylleri ile saldırıyorlar. Ağza alınmayacak küfürleri bırakın, marjinal gruplardan milletvekillerinden bile duyuyorsunuz. Hiç hak etmediğiniz muameleler ile karşılaşıyorsunuz. Ama bütün bunlara rağmen sabırlı ve sağduyulu olmanızı istiyorum. Bunları yapacak güç ve kudrete sahip olduğunuzu biliyorum.” dedi.
“EMPATİ KURALIM”
Destici, ülkede huzur ve barış isteniyorsa birbirine katlanmanın zorunlu olduğuna işaret ederek, "Birbirimize tahammül etmek zorundayız. Birbirimizi asla ayırt etmememiz gerekir. Sağcı solcu, o partili birbirimizi asla ayırmamalıyız. Sokakta hak arayan vatandaşlarımızın tamamını Elbette marjinal gruplar ile bir tutmayacağız. Onların taleplerini alıp başımızın üstüne koyacağız. Birbirimizin inancına, düşüncesine, fikrine saygı duymalıyız. Birbirimize karşı hoşgörülü olacağız. Birbirimizi seveceğiz. Birbirimizi sevebildiğimiz zaman, birbirimizi olduğumuz gibi kabul ettiğimiz zaman, birbirimize hoşgörülü olabildiğimiz zaman, bakın bu hadiseler nasıl bitecek bunu hep birlikte göreceğiz. Sokaktaki eylemciler ve polis ile empati kuralım. Diğer parti mensupları ile empati kuralım. Onların yerine kendimizi koyalım ve ondan sonra bir kez daha başımızı iki elimizin arasına alıp bir kez daha düşünelim. Bu ülke karışırsa, bu ülke kaosa sürüklenirse, bu ülkenin ekonomisi çökerse onun için uyanık olalım.” diye ifade etti.