MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin partisinin grup toplantısındaki gündeminde Diyarbakır'daki Barzani ve Başbakan'ın buluşması vardı. Bahçeli konuyla ilişkin "Türkiye Cumhuriyeti'nin 90 yıllık tarihinde bugüne kadar küstahlık, ihanet görülmemiştir. Başbakan'ın tavrı sanki işgal sanki esaret altındadır" dedi.
İşte Devlet Bahçeli'nin konuşmasınıdan satırbaşları:
- Hepimizi güldürdüğü kadar düşündüren Uygur, hiçbir zaman unutulmayacak
- AKP hükümetin atama bekleyen öğretmene yüz çevirmesi doğru değildir. Öğretmeninin rahat etmediği bir ülkenin itibar görmesi akıl ve mantık dışıdır. AKP hükümeti, Türkiye'nin geleceği demek olan eğitim sistemini mahvetmiştir. Sürekli değişen ve oyuncağa dönen eğitim sistemi evlatlarımızın yarının karatmıştır.
"DERSHANELERİN KAPATILMASINDA DURDUĞUMUZ YER NETTİR"
MHP'nin görüşü çok açıktır. 2002, 2007 ve 2011 seçim beyannamelerinde durduğumuz yer nettir. Sınav sistemlerinin örgün eğitime paralel hale getirilerek, dershanelerin özel okula dönüşmesi gerektiğini bu tartışmalar gün yüzüne çıkmadan gündeme getirmiştir.
2 Nisan 2012'de şunları söylemiştim: Üniversite sınavının ortadan kaldırılması dershaneleri gereksiz kılacaktır. Dershanelerin geleceğiin garanti altına almak ve milli eğitim sistemine dahil edilmelidir. Öğrencilerin dershanelere mecbur bırakılması eğitim sisteminin yetersizliğinden kaynaklanmaktadır.
ERDOĞAN'A SORU: AMACIN NE?
Recep Tayyip Erdoğan 11 yıldır Başbakan'dır. Başbakan ve hükümetinin son 1 yıldır dershane üzerinden yürüyen polemiğin nedeni nedir? 11 yıldır dershaneler iyidir de şimdi mi kötü olmuştur? Kime mesaj vermek istenmektedir? Dershanelerin kapatma kararı bir siyasi kavganın, restleşmenin bir eseri midir? Başbakan Erdoğan'ı asıl bu karar iten nedir?
BARZANİ'NİN ZİYARETİ
Türkiye Cumhuriyeti'nin 90 yıllık tarihinde bugüne kadar küstahlık, ihanet görülmemiştir. Başbakan'ın tavrı sanki işgal sanki esaret altındadır. Karşımızdaki ülke resminin aydınlık hiçbir yanı kalmamıştır.
Ülkemiz bataklığa doğru hızla sürüklenmektedir. Türkiye'nin milli gurur ve iffeti olan kim varsa tedirgindir, infial halindedir. Erdoğan ve hükümeti milli bütünlüğü baltalamak ve milli huzuru bozmak için fitne ateşini körüklemiştir. Diyarbakır'da son yaşanan rezil sahneler bize başka yorum yapma imkanı bırakmamıştır.
BU KIYAMET ALAMETİDİR
Başbakan ile dostu Barzani sözde Kürdistan lafları altında Diyarbakır'da kucaklaşmıştır. Türkiye'nin 90 yıllık tarihinde bugünkü kadar ihanet ve küstahlık emin olunuz ki görülmemiştir. Türkiye Başbakan ve hükümetinin yabancılardan aldığı vekalet göreviyle sanki işgal altındadır. Karşımızdaki ülke resminin aydınlık hiçbir yanı kalmamıştır.
"İHANETİN RESMİ GEÇİDİNE MÜSADE EDİLMİŞTİR"
Türkiye'nin yaşadığı hazin manzaralar ben Türküm ve onur duyuyorum diyen hiç kimsenin kabul edeceği şeyler değildir. Türkiye 16 Kasım'da hiç olmadığı kadar küçük düşürülmüş ve ihanetin resmi geçidine şahitlik etmiştir. Cani ile Başbakan'ın fotoğrafı aynı pankarta iliştirilmiş şehitlerin kemikleri sızlamıştır. Geçmişi karanlık yüzlerin meydan okumalarına şahit olduk.
"DAMAT FERİT HORTLAMIŞ"
Millet millet olalı hiç bu kadar içeriden hançerlenmemiştir. Devlet devlet olalı hiç bu kadar zulüm görmemiş ve köşeye sıkışmamıştır. Cehaletin bu kadar mevki elde ettiği başka bir dönem olmamıştır. Milli şeref milli haysiyet ve milli ruhtan mahrum olanların saltanatına hiç bu kadar süreyle katlanılmamıştır. Neredeyse Anzavur dirilmiş, Ali Kemal yattığı yerden kaçmış, Damat Ferit hortlamış, Haçlılar tekrar ayaklanmış, hükümetle ve başındaki şahsiyetle bütünleşmiştir. Erdoğan olmayan kalitesinin gereğini yapmış, kardeşi Barzani'yi Diyarbakıra davet etmiş ve aşığına maşuk vurgun gibi bağrına basmıştır.
"ŞİVAN PERVER İSİMLİ BÖLÜCÜ"
Şivan Perver isimli bölücü ve sözde şarkıcı ile tezahüratlar eşliğinde Diyarbakır'a gelmiştir. Erdoğan'ın dost diye methiyeler düzdüğü bu terör destekçisi 37 yıl sonra sanki Babasının çiftliğine gelir gibi Türkiye'ye gelmiştir. Abdullah Öcalan barış savaşçısıdır, terörist değildir, terörist Türkiye Devleti'dir diyen rezil bu kişidir. İmralı'daki kahramanı selamlıyorum diyen delilli ispatlı hain bu kişidir. Allah kahretsiz Türk dilini başımızdan defedelim diyen ahlaksız bu kişidir. Başbakan bu PKK'lıyı dost olarak görmüş ve gönlünü ardına kadar açmıştır.
"SAYIN ERDOĞAN YA KANDİL YETİŞTİRMESİDİR YA DA.."
Sıfır sorun mucidi Dışişleri Bakanı da bu adamdan özür dilemiş belki dizine kapanmıştır. Tescilli bir eşkıyaya bu denli muhabbetin anlaşılır bir tarafı bizce yoktur. Başbakan'ın PKK'lılara karşı gösterdiği coşkun sevginin kendi içinde tutarlı bir yanı vardır. Sayın Erdoğan ya Kandil yetiştirmesidir, ya Türk düşmanıdır ya da Türk milletinin kanını içmeye yeminli çevrelerin özel ve gönüllü ferdidir.
"TÜRK MİLLETİ ADINA KIYAMET ALAMETİ"
Erdoğan Diyarbakır'daki açılış törenini 28 Ekim'de Cumhurbaşkanlığı Ödülü alan bir başka PKK'lının ölüm yıldönümüne denk getirmiştir. Türkiye'nin PKK'lılar tarafından yönetilmesi Türk milleti için kıyamet alameti değil midir? Bu nasıl bir iştir ki, birisi ödül verecek kadar şuur kaybına uğrar, birisi anma günü düzenleyecek kadar gözü ve vicdanı kararır. Hangi devletin yöneticileri böyle bir kokuşmuşluğun içinde olmuştur. TC'nin teröristler tarafından yönetilmesi kıyametin alametidir.
"MADEM BU KADAR AHMET KAYA HAYRANISIN..."
Başbakan hısım ve akrabası olduğunu düşünmeye başladığımız Barzani'nin önünde Ahmet Kaya'nın şiirini okurken bazıları ağlamıştır. Protokol kısmında gözyaşları sel olup birbirine karışmıştır. Hayatı boyunca şehitlere bir damla gözyaşı dökmeyen hiçbir milli davada yaşarmayan izansızlar, insafsızlar ve hep nefsine tapan kibir ukalaları koro oluşturup PKK'lı Ahmet Kaya'nın ağıdını ölümünden 13 yıl sonra yapmıştır. Erdoğan madem bu kadar Ahmet Kaya hastasıdır, madem bu kadar matemlidir o zaman en kısa sürede bu terörist havarisinin adına bir anıt yaptırmalı, orayı kendisine mesken tutmalı yakınlarında da bir ev tutarak sürekli anıtı seyretmelidir.
"PKK'LININ SUÇU SAZ ÇALMAKMIŞ"
Başbakan'a göre bu PKK'lının suçu saz çalmakmış. Erdoğan öldürmek için ille de tüfek top ve hançer mi kullanımalı, saz kalaşnikof ve sen ve dostun gibi zihniyetler de canlı bomba olamazlar mı? Barzani'nin gelişi tarihi olarak gösterilmiş ve böyle servis edilmiştir. Çok acımasız bir psikolojik hareket yandaş medyada çığırtkanlar ve STk'lar arasındaki rol dağılımı ile icra edilmiştir. Bütün bu kepazelikler Türk milletinin gözleri önünde gerçekleşirken Erdoğan'ın hala tarih yazdığını söylemesi bizatihi tarihsel akışın şahit olduğu en büyük yüzsüzlüktür.
"SABRIMIZA ALDANIP DA GEVŞEKLİK YAPMAYIN"
Erdoğan ihanetin tarihine süt kardeşleriyle ilaveler yapabilir. Gerekirse yeniden tarih yazmak için iştahlı ve istekli bir nesil tıpkı bu salonda olduğu gibi filiz filiz başak başak boy boy yetişmiştir. Kimse sabrımıza aldanıp da gevşeklik yapmasın. Kuduz gibi oraya buraya sataşmasın. Yeri ve zamanı gelince Malazgirt destanı da tekrarlanır Söğüt ruhu da canlanır. İstanbul'un fethi de yenilenir, İzmir'de denize dökülenlerin torunları da yenidek sökülüp atılır. Yularını kandil teröristlerine kaptıranlar yazsa yazsa ancak kalleşliğin ve kahbeliğin tarihini yazacaklardır. İmralı canisine teslim olanlar eli kanlı teröristlere yüz sürenler Türk milletini sırtından vurmanın ve kardeşliği kundaklamanın kara kaplı kitabına not düşeceklerdir.
14 Kasım'da Almanya'ya hareket ettik. Avrupa Türklüğü'nün sorunlarına Türk Federasyonu çözüm aramaktadır. Almanya'daki Türkler'in en büyük beklentisi çifte vatandaşlıktır. Din adamı, Türkçe öğretmeni gibi eksiklikler acilen tamamlanmalıdır. Başbakan Erdoğan acilen gözünü açmalıdır. Türk aileleri asimile olmamak için çok direnmiştir.