17 Aralık operasyonunun ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından kabineden uzaklaştırılan Egemen Bağış'la ilgili çok konuşulacak iddiayı Takvim'den Rasim Ozan Kütahyalı dillendirdi.
"Egemen Bağış'ı kimler tehdit etti?" başlığıyla kaleme aldığı köşe yazısında eski bakan Bağış'ın 10 Aralık'ta katıldığı televizyon programındaki sözlerini hatırlatan Kütahyalı, 13 Aralık'ta Bağış'ın yakın çevresinden biriyle yaptığı muhabbeti köşesine taşıdı.
İşte Kütahyalı'nın bugünkü o köşe yazısı:
Son yazımı şöyle bitirmiştim: 17 Aralık operasyonu kapsamında olmayan bir bakan bu operasyondan bir hafta önce verdiği bir demeç yüzünden önce alenen tehdit edildi. Evet adıyla sanıyla belli kişiler tarafından SMS'lerle tehdit edildi bu bakan. Sonra da aynı bakan apar topar 17 Aralık dosyasına dahil edildi.
NE OLDUYSA O TV PROGRAMINDAN SONRA OLDU
O bakan Egemen Bağış... 17 Aralık operasyonundan bir hafta önce 10 Aralık'ta TGRT Haber'de Hadi Özışık'ın sunduğu "Basın Odası" programına konuk olan Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış, hükümetcemaat krizine ilişkin açıklamalarda bulunmuştu. Bağış "Cemaat, cemaat olduğunu bilsin" demişti.
***
EGEMEN BAĞIŞ'I BU SÖZLER Mİ YAKTI?
Konuşmasını şöyle sürdürmüştü Bağış: "Cemaat cemaat olduğunu bilsin, hükümet zaten biliyor. Bizim sırtımızda yumurta küfesi var ve kimse araya bir şeyler karıştırmasın. Cemaat en büyük özgürlüklerini bizim hükümetimiz döneminde yaşamıştır. Türkiye, tarihinin en şeffaf dönemini yaşamıştır. Bugün Türkiye'de çok şey aşılıyor. Eksiklikler varsa da bu konuda gayretimiz var. Başbakanımızın açıkladığı Demokratikleşme Paketi, bunun bir örneğidir. Bunlara odaklanacağımıza, 2004'te belgeyi konuşuyoruz. Bugünkü Türkiye, 2004'teki Türkiye midir? 2004 Türkiyesi'ndeki asker sivil ilişkisi aynı mı bugün. O günlerin Türkiye'si ile bugünü bir tutup, bunu göstermek büyük haksızlık ve vicdansızlıktır. Bunun dershane meselesiyle özetlenecek bir olay olduğunu sanmıyorum. Cemaat dershanelerin yüzde 20'sini temsil ediyor. Ben mantığımla zorluyorum ama bulamıyorum. Dershane konusunda, bizim tek düşüncemiz, ekonomik koşullar nedeniyle çocuklarını okutamamanın ezikliğini yaşamamasıdır. Bizim asıl amacımız bu. Yanlış olan belki bu sistemdir ama biz bunu düzeltmeye çalışıyoruz. Bu mesele 2001'de bizim parti programımıza koyduğumuz şeydir. Diğer siyasi partilerin seçim beyannamelerine bakarsanız hepsinde var bu. Her konuda her kesimle Papa ile bile diyalog kuranlar, neden bu konuda medya aracılığıyla saldırı başlattı. Ben de bilmiyorum bunun nedenini. Bu konuda konuşabildiğim herkesle konuşuyorum ama cevap yok.
EGEMEN BAĞIŞ'A GELEN TUHAF SMS'LER
İşte Bağış'ın başına ne geldiyse bu açıklamadan sonra geldi. Bağış'ın yakın çevresinden biriyle 13 Aralık'ta bir yerde karşılaşmıştım. Bana üç cemaat gazetecisinin bu demeçlerinden ötürü Bağış'ı tehdit ettiğini söylemişti. Bu programdan sonra Bağış'a tuhaf tuhaf SMS'ler göndermiş üç cemaat gazetecisi.
"3 BAKANIN YANINA BİR DE BAĞIŞ EKLENMİŞ"
Bundan bir hafta önce 17 Aralık'ın nasıl kurgulandığını bilen bir yetkili, Egemen Bağış'ın son anda 17 Aralık çorbasına konduğunu bana söyleyince 13 Aralık'ta dinlediğim bu olay geldi aklıma. Eldeki devlet istihbaratına göre son anlara kadar paralel yapı Bağış'a bir operasyon düşünmüyormuş. Nasıl olmuşsa olmuş bu üç bakanın yanında dördüncü olarak Egemen Bağış da son gün operasyon listesine konmuş.
***
Bence bu dakikadan sonra Egemen Bağış da açık açık konuşmalıdır. O SMS'leri atanlar kimler? O SMS'lerde nasıl bir dille AB Bakanı Bağış uyarılıyordu ya da tehdit ediliyordu? Nasıl oldu da cemaat ile ilişkileri gayet iyi olan Bağış sivil siyasetten yana bu demecinden sonra hedefe kondu? Bağış kamuoyuna açıklama yapmalıdır.