AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında konuştu.
Başbakan Erdoğan partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada "İslam hiç kimsenin tekelinde değildir. Hizmet etmek, yardımlaşmak eğitim bilim talebe yetiştirmek insani kavramdır" dedi. "İhanet boyutunda bir planı devreye sokmak istediler ve hala da istiyorlar" diyen Erdoğan konuşmasına şu sözlerle devam etti:
İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları;
- Muş'ta 21 vatandaşımız vefat etti, 29 vatandaşımız yaralı. Ölenlerimize Allah'tan rahmet, yaralılarımıza şifa diliyorum.
Geçtiğimiz hafta Brüksel'de önemli görüşmeler gerçekleştirdik. Brüksel'de gece binlerce kardeşimiz bizleri beklediler ve meydanda onlarla orada adeta miting gerçekleştirdik.
5 yıl aradan sonra yaptığımız izyaret hem AB Türkiye ilişkilerinin ele alınması hem de Türkiye'deki gelişmelerin aktarılması konusunda olumlu oldu.
"KENDİ ÜLKELERİNİ KÖTÜLEDİLER"
- Avrupa Birliğinin tek taraflı bilgilendirilidği, ve yanlı bilgilendirildiğini gördük. Bilgilendirilmelere karşı temkinli olmalarını, Türkiye'deki olayları tarafsız değerlendirmeleri konusunda sağlıklı neticeler alabileceklerini hatırlattık. türkiye aleyhine yanlış bilgilendirmelerin bizler yabancısı değiliz. Türkiye dışarıya karşı olduğundan farklı lazs edilmek istendi. Kapmanyalarla Türkiye ekonomisi yıpratıkmak yatırımcılar etki altına alınmak istendi. Türkiye aleyhine kampanyalar içeriden bazı odakların eliyle yürütülmüştür. CHP başta olmak üzeri bazı siyasi partiler yurt dışında kendi ülkelerini kötüleme vazifesi üstlenmişlerdir. Hükümet değil hükümet politikaları değil topyekün Türkiye ekonomisi hedef alınarak geminin tabanına delik açılmak istenmiştir.
"76 MİLYONUN NE OLACAĞINI DÜŞÜNMEDİLER"
- Ekonomi kötü giderse hükümet yıpranacak 76 milyona ne olacağını zerre kadar umursamadılar. Gezi olayları sırasında ibretlik örneğini yaşadık. Sosyal mecralardan ekonomiyi durdurma çağrısı yaptılar. Uluslararası medyayı kullanarak zihinlerde soru işareti oluşturma girişimleri oldu. Tüm bunlara rağmen ekonomimiz büyümeye devam ediyor.
"GEZİ OLAYLARINDA BUNU GÖRDÜK"
- Gezi olaylarında bunu gördük. Ekonomiyi durdurma çağrısı yapanlar oldu. İhanet boyutundaki tüm bu çabalara rağmen Türkiye ekonomisi istikrarla büyümeye devam etti. Onlar tüketmeyin dedikleri halde 2002 yılında 91 bin otomobil satılmıştı. 2013’te ise rekoru yeniledik ve tüm zamanların en yüksek rakamına ulaştık. 665 bin yeni otomobil satışı gerçekleşti. 2013’te 2 milyon 591 bin yeni buzdolabı satıldı. Çamaşır makinesinde durum aynı 2013’te 1 milyon 992 bin adet çamaşır makinesi satıldı ve yeni bir rekor elde edildi.
"HAZIMSIZLAR ŞUNU BİLSİN"
- Bütün sabotajlara rağmen Türkiye ekonomisi dirençli şekilde yoluna devam ediyor. Nitekim büyüme yüzde 4 olarak gerçekleşti ki bu konuda dünyada en yüksek büyüme kaydeden ülkelerden biri olduk. Türkiye ekonomisine zarar verebileceğini zanneden içerdeki ve dışardaki hazımsızlar şunu bilsin. Türkiye ekonomisi sağlam bir zemine oturdu ve bu zeminde kararlı bir şekilde ilerliyor.
"DÜNYANIN HER YERİNDE BUNUN ADI İHANETTİR"
- En küçük bir krizle etkilenmiyor ve sabotajlar karşısında savrulup gitmiyor. Bir takım işveren örgütlerinin uluslararası sermayeye ve finans çevrelerine yaptıkları çağrıları ve kendi ülkelerine yaptıkları tehditleri artık dünya finans çevreleri dikkate almıyor. Dünyanın hiçbir ülkesinde kendi ülkesini yurt dışına kötüleyen, uluslararası yatırım çevrelerine kendi ülkesini karalayan bir işveren örgütünü bulamazsınız. Dünyanın her yerinde bunun adı ihanettir.
Sadece 11 yıl içinde Türkiye 150 milyar dolar yatırım çekti. Dünya yatırım ajansları birliğine 130 ülkeden 175 ajans üyedir. Dünya yatırım ajansları birliği Güney Afrika'da toplandı ve Başbakanlığa bağlı yatırım ajansımızı oy birliğiyle başkanlığa seçti.
"KAZANAN 76 MİLYON OLACAK"
- Bizim yatırım destek ve tanıtım ajansımız bu birlikte 2011'den beri başkan yardımcılığı görevindeydi. Türkiye başkan olunca Azerbaycan Yatırım Ajansı da başkan yardımcısı oldu. Türkiye bu alanda büyük başarılara imza atmaya devam ediyor. Türkiye uluslararası yatırımlar için cazip bir ülke haline geldi. Yabancı sermaye bundan sonra da Türkiye'ye gelmeye devam edecek. TÜSİAD gibi kuruluşlar kendi ülkelerine yabancı kalmaya devam ediyor. Bugüne kadar böyle oldular belli ki bundan sonra da böyle olacaklar. Eski Türkiye'nin aktörleri şunu kabul etsinler. Türkiye'de artık kazanan elitler değil, bundan sonra kazanan her zaman 76 milyon olacak.
"İNSANLIK DRAMI YAŞANIYOR"
- Suriye'de BM gözetiminde Esed rejimi ve muhaliflerin katıldığı Cenevre görüşmeleri devam ederken, katliam görüntüleri dünya kamuoyunda etkili oldu. 55 bin kare fotoğrafın ektisi hepimzin malumudur. Nazilerin Musevilere yaptığı soykırımı, Bosna katliamını ve Filistin'i hatırlatan fotoğraflar Suriye'deki insanlık dışı durumu da ortaya koydou. Suriye'de rejim güçlerinin kuşatması altındaki Yermuk kampında, dünyanın kulaklarını tıkadığı bir insanlık dramı yaşanıyor.
"KEDİ KÖPEK YİYORLAR"
- Hapsedilen binlerce insan kadın çocuk ve yaşlılarlar çok büyük bir açlıkla pençeleşiyor. Sokaklarda bir deri bir kemik kalmış en son ne zaman yemek yediğini hatırlamayan, ot ve kaktüs yiyerek ayakta kalan yüzlerce insanın bulunduğu ifade ediliyor. Oradaki ilim adamlarının ulemanın verdiği bazı fetvalarla kedi köpek yeme durumunda kalan insanlar var. Kampta bulunan Filistinlilerin ifadelerine göre, su tuz ve baharat karışımı çorba ulaşabilenlerin en lüks gıdası. Kampta şu ana kadar ölenlerin sayısı 73'e ulaştı. Abluka devam ederse ölümler artacak. Suriye'de toplu katledilen çocuklar, ne de bu manzaralar küresel vicdanın titremesine vesile olmadı. Hala utanmadan Suriye'nin dışişleri bakanı Cenevre'de Türkiye'ye ve körfez ülkelerine hakaret edebilecek kadar densizleşebiliyor. Bu trajedi ne yazık ki ülkeler kurumlar nezdinde gereken ilgiyi bulamadı.
"BU KATLİAMIN SAVUNULABİLİR BİR TARAFI OLABİLİR Mİ?"
- Suriye'de rejim fotoğrafçısının çektiği fotoğraflar meselenin ciddiyetini ortaya koydu. İnanıyorum ki ciddi bir infial oluşturdu. Kimyasal silahlarla toplu halde öldürülmüş çocukların görüntüleri karşısında vicdanı olan herkes mahçup olacaktır. Ama niçin sadece kimyasal silahlar diyoruz. Kimyasal silahlarla 1500 kişi ölmüşse, öbür tarafta 150 bin insan konvansiyonel silahlarla öldürüldü. Sonucu ölüm olan bir katliamın savunulabilir bir yanı olabilir mi?
"ASIRLAR GEÇSE DE DURUŞUMUZ UNUTULMAYACAK"
- Suriye'deki katliam yüz yıl belki binlerce yıl unutulmayacak. Suriye hatırlandıkça mesele karşısında dik duruş sergileyen Türkiye'nin tavrı da hatırlanacaktır. Aradan yüz yıllar geçmesine rağmen ecdadımızın Endülüs'e Afrika'ya hatta Avrupa'ya gösterdiği duruş nasıl bugün bile hatırlanıyorsa aradan asırlar geçse de duruşumuz unutulmayacaktır. Yapılan sabotajlara rağmen mazlumun yanında durmaya devam edeceğiz. Birileri gidip Esed'in yanında dursa, sırtını sıvazlasa da biz ısrarla hakkın adaletin mazlumun yanında durmaya devam edeceğiz.
MHP SEÇİM BÜROSUNA SALDIRI...
- MHP'nin seçim bürosu önünde yaşanan tartışmanın ardından silahlı saldırının ardından bir vatandaşımız öldü yedi kişi de yaralandı. Emniyet derhal harekete geçerek olayı aydınlattı ve zanlıları gözaltına aldı. Seçim bürosundaki şahıslarla sokaktan geçenler arasında yaşanan tartışma neticesinde bir grubun seçim bürosuna gelmek suretiyle ateşli silah ve bıçaklı saldırıyla böyle bir olayı gerçekleştirmiş olmaları düşündürücü ve üzüntü vericidir. Yine dün gece Şişli belediyesine provokasyon amaçlı bir saldırı düzenlendi. Bu olayı da emniyet hassas bir şekilde takip ediyor. AK partinin seçim bürolarına da saldırılar düzenlendi. En son Van'da adayımıza yapılan saldırılar bir kenara bırakılamaz. İki kez Van büyükşehir başkan adayımızın evine ses bombası atıldı. Hakkari Çukurca'da ilçe başkanımızın aracı yakıldı. Sağduyu ve soğukkanlılıkla karşıladık. Saldırıları bir istismar vesilesi yapmadık. Seçim bürolarına yapılan saldırı ne olursa olsun hiç kuşkusuz milli iradeye yönelik bir saldırıdır. Bu saldırıları şiddetle kınıyoruz. Hayatını kaybeden kardeşimize Allahtan rahmet niyaz ediyor tüm MHP camiasına da başsağlığı mesajarımı iletiyorum.
BÜYÜK TÜRKiYE HASIMLARININ MAŞASI OLMAYI TERCiH ETMiŞTiRLER
-Bu örgütün yönetimi ile mensupları arasında maalesef çok büyük bir farklılık olduğu ortaya çıkmıştır. Hizmet aşkıyla hareket eden samimi kardeşlerimize rağmen, bu örgüt gitmiş büyük Türkiye hasımlarının maşası olmayı tercih etmiştir.
"EN BÜYÜK HIRSIZLIK, EN BÜYÜK YOLSUZLUK, MiLLi iRADE HIRSIZLIĞIDIR"
-En büyük hırsızlık, en büyük yolsuzluk, milli irade hırsızlığıdır. Milli iradeyi çalmaya çalışan biri, çıkıp da başkalarına yolsuzluk ithamında bulunamaz. 17 Aralık'ta milli iradeye, yargıdaki fanatikleriyle saldırı düzenleyenler, milli iradeyi gasp etmeye çalışanlan, yolsuzluğun izini süremezler. Bize yolsuzluk, rüşvet iftirası atanlar aslında çok büyük bir soygunu, milli irade hırsızlığını örtme çabasının ve telaşının içindeler. 30 Mart'ta da yine AK Parti sandıklardan gümbür gümbür bu ülkeyi aydınlatarak geliyor, gelecek